Dolar

34,6424

Euro

36,7162

Altın

2.937,30

Bist

9.639,77

Kaplumbağaların uzun yaşamlarının sırrı ortaya çıktı

Galapagos Kaplumbağalarının kansersiz ve uzun yaşama nasıl sahip oldukları araştırıldı. Kaplumbağalarda bunu sağlayan etkenin ‘genomları’ olduğu belirlendi.

3 Yıl Önce Güncellendi

2021-11-20 13:25:00

Kaplumbağaların uzun yaşamlarının sırrı ortaya çıktı

Kaplumbağaların, uzun yaşamları sebebiyle filmlerde ve çizgi filmlerde bilge karakterler olarak canlandırıldığını görürüz. Tabi ki bir tavşanla yarıştırılıp yavaşlığına dikkat çekilmiyorsa. Uzun yaşamak direkt olarak bilgelik anlamına gelmez elbette fakat kaplumbağaların uzun süren hayatları her zaman merak konusu olmuştur.

Bununla ilgili zaman zaman çeşitli bilimsel araştırmalar yapılıyor. Son araştırmalardan biri de, George Mason Üniversitesi, Güney Alabama Üniversitesi ve California Üniversitesi'nden uzmanların evrimsel biyolog Vincent Lynch öncülüğünde bir araya gelmesiyle gerçekleştirildi. Genome Biology and Evolution'da yayınlanan araştırma için Galapagos Kaplumbağaları mercek altına alındı.

Araştırma kapsamında, günümüzde yalnızca Galapagos ve Aldabra Adaları'nda yaşayan ve bir asırdan uzun süre yaşayabilen dev kara kaplumbağaları olan Galapagos Kaplumbağaları incelendi. İncelemeler sonucunda, Galapagos Kaplumbağalarının diğer kaplumbağa ve hayvanlara göre, yaşlanmaya bağlı sağlık sorunlarından ve özellikle kanserden koruyan genlerin fazladan kopyalarına sahip oldukları anlaşıldı.

Bu kaplumbağalarda böylelikle hasarlı hücreler kanserli hale gelmeden önce hücrenin kendisini yok etmesi sağlanıyor. Araştırmanın baş yazarı olan Vincent Lynch, laboratuvarda hücreleri yaşlanmayla ilişkili şekillerde strese sokabildiklerini ve bu strese yönelik ne kadar iyi direndiklerini görebildiklerini söyleyerek, “Bu sayede ortaya çıktı ki, Galapagos Kaplumbağası hücreleri, stresin kanser gibi hastalıklara neden olma şansı bulamadan kendilerini öldürmesinde gerçekten çok iyiler" dedi. Lynch ayrıca bu sayede insanları tedavi edebilmek için kaplumbağalardaki bu özelliği taklit edebilen ilaçlar geliştirilebileceğini söyledi.

Kaynak: webtekno.com

 

Haber Ara