Dolar

34,5424

Euro

36,0063

Altın

3.006,41

Bist

9.549,89

'Kaybeden Suriye oldu'

Savaş başlamadan önce İngilizce öğretmeniydi. Şimdi ise muhalif bir silahlı grubun komutanı. Halepli Ebu Humam dört yıllık iç savaşın sonucunda kaybedenin Suriye olduğunu görüşünde.

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-05-05 14:16:07

'Kaybeden Suriye oldu'

Al Jazeera'den Yılmaz Bilgen'in haberine göre; Arap sokağında başlayan isyan dalgasının son halkasını teşkil eden Suriye'de gösterilerin iç savaşa evrilmesinin üzerinden tam dört yıl geçti.

Bundan 50 ay önce, Mart 2011'de başlayan Suriye iç savaşı şehirleri harabeye çevirirken milyonlarca insan da yaşadığı mekânları terk etmek zorunda kaldı. Uluslararası kuruluşlar ölü sayısının 200 binden fazla olduğunu açıklıyor, ancak Suriye'nin yerel kaynakları şu ana kadar 500 binden fazla kayıpları olduğunu iddia ediyor.

Suriye'nin tarihi, sanayisi ve kültürü ile en önemli kentleri arasında yer alan Halep'te doğan Ebu Humam'ın (Akil el Salih) hikâyesi de dört yılı aşan savaşın adeta kısa bir özeti.

Birçok yakını rejimin saldırılarında öldü

İlk olarak 2012 yılı Mayıs ayında Halep'in Mesakin Henanu semtinde bulunan evlerinin rejim uçakları tarafından bombalandığını ve bu saldırıda babası ile birlikte üç erkek bir de kız kardeşini kaybetti. Aynı saldırıda çok yakın bir arkadaşı da kendisini evde beklediği sırada öldü. 

Annesi ve bir kız kardeşini bu saldırıdan sağ olarak kurtaran Ebu Humam, aynı yıl kurduğu Ehli Sünnet vel Cemaat Tugayı'nın komutanı olarak Esed rejimine karşı savaşmayı sürdürüyor.

Savaştan önce Halep'te İngilizce öğretmenliği yapan Ebu Humam, Halep Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümü mezunu.

36 yaşındaki Suriyeli komutan ‘Hayata beni bağlayan en büyük dayanağımdı' dediği annesini de bir buçuk yıl önce yine bir saldırıda kaybetmiş.

Halen Suriye'nin Lazkiye bölgesinde savaşan Ebu Humam yaşadıklarını ve savaşa dair gözlemlerini Al Jazeera Türk'e anlattı.

‘Esed öldürerek kazanamayacağını anlamalı'

“İnsanlarımız mahvoldu, şehirlerimiz harabeye döndü, istikbalimiz karardı ve çocuklarımızın gözündeki ışık söndü” diyen Ebu Humam, “Bu savaşta kaybedenin topyekûn Suriye” olduğunu ifade etti ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“İletişimin bu denli yaygın olmadığı zamanlarda cahil bırakılan kitleleri baskıyla yönetmek mümkündü. Hafız Esed bunu 40 yıl boyunca başardı. Oğul Esed (Beşşar) ise dünyada yaşanan değişimi okuyamadığı için babasının uygulamaları ile ülkeyi rahat yönetebileceğine inandı ya da birileri onu buna inandırdı. Artık kimse babasının dünyasında yaşamıyor. Maalesef Beşşar bu fotoğrafı okuyamadı. Onu Suriye halkı seçmedi. Sadece Hafız Esed'in oğlu olduğu için başımıza getirildi. İstenmediğini anladığında ise şiddet yolunu seçerek halkı sindireceğini düşündü. Direnişin dozu arttıkça da öfkesi kabardı ve daha çok öldürmeye başladı. Yüzbinlerce insanı sadece iktidarda kalmak için öldürdü ve öldürmeye devam ediyor.  Ama bu direniş Esed rejimi gitmeden bitmeyecek. Birileri Beşşar'a öldürerek bu halkı bitiremeyeceğini anlatmak zorunda.”

‘Çok şey istemedik'

“Halkların kendi istedikleri isimleri yönetici seçerek idare edildikleri bir dünyada bizi Beşşar Esed gibi bir diktatöre boyun eğmeye mecbur kılan hiç bir sebep yoktu” diyen Halepli muhalif komutan 6 ay süren silahsız gösteri döneminde çok şey istemediklerini sadece özgür tercihlerin saygı göreceği bir seçim talep ettiklerini ifade ediyor.

Dört yıllık savaş sürecinde altı kez ciddi bir biçimde yaralandığını belirten Ebu Humam 10 gün önce grubuyla birlikte gerçekleştirdiği bir sızma operasyonunda mayın patlamasına bağlı olarak yaralandığı için tedavi görüyor. İki savaşçısının ayaklarını kaybettiği mayın patlaması sonrası, Ebu Humam'ın da sağ ayağında kırıklar oluşmuş.

Anne ve babası ile birlikte dört kardeşini savaşa kurban veren muhalif savaşçı, ailesinden geriye kalan bir erkek, bir de kız kardeşi bulunduğunu, geçtiğimiz aylarda da kız kardeşinin eşinin öldürüldüğünü söylüyor. 14 ay önce evlenen Ebu Humam, dört ay önce doğan oğluna da öldürülen eniştesinin ismini vermiş.

Haber Ara