Kazak siyaset bilimci Dr. Talgat Kaliev, bazı yıkıcı güçlerin ülkesindeki barışçıl protestodan yararlandığını ve onu tamamen farklı bir senaryoya yönlendirdiğini söyledi.
Kaliev, Kazakistan'daki gelişmelerin iki kısma ayrılması gerektiğini belirterek, "Birincisi kesinlikle barışçıl, meşru bir protestoydu. Protestocular yeterince haklı taleplerde bulundu. Sonra ise bu protestolarla hiçbir ilgisi olmayan korunanlar da dahil olmak üzere binaları ele geçirebilecek özel eğitimden geçen yeni güçler ortaya çıktı. Yıkıcı güçler, protestodan yararlandı." dedi.
İkinci kısmın terörist bir tehdit olduğunu savunan Kaliev, teröristlere karşı askeri operasyonların doğru olduğunu fakat hükümetin de barışçıl protestocuların taleplerine yanıt vermesi gerektiğini vurguladı.
Klanlar arasında mücadele ihtimali
Eski Kırgızistan Başbakanı Feliks Kulov, Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev'in "güvenlik güçlerine tam güvenemediği için "Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütünden (KGAÖ) yardım talebinde bulunduğunu" iddia etti.
Kulov, KGAÖ güçlerinin Kazakistan'da kısa süre bulunacağını, bunun işgal girişimi anlamına gelmediğini söyledi.
Kırgız siyaset bilimci Mederbek Korganbayev de Kazakistan'daki gelişmelerde klanlar arasındaki mücadele ihtimaline dikkati çekti.
Korganbayev, Kazakistan'ın kurucu lideri Nursultan Nazarbayev'in çevresi ile mevcut Cumhurbaşkanı Tokayev arasında kilit karlı sektörler, petrol ve ham madde ihracatı, kadro politikası, ticaret ve iş alanları, medya kaynakları ve diğer finansal akışların paylaşılamadığını öne sürerek, Nazarbayev'in çevresinin, Tokayev'in kadrolarda değişiklik yapmasına izin vermediğini, bağımsız kararlar almasını engellediğini ve baskı altında tuttuğunu savundu.
Kazak güvenlik güçlerinin yağma, kamu binalarına el konulma ve kolluk kuvvetlerinin öldürülmesine yol açan olayların başlangıcında protestolara ve kargaşaya hiçbir şekilde müdahale etmediğini ileri süren Korganbayev, Tokayev'in KGAÖ'den bu nedenle yardım istediğini ifade etti.
Korganbayev, Kazakistan'ın dış ve iç politikasının yeniden dizayn edileceğini düşündüğünü, ülkenin ciddi siyasi reformlara ihtiyacı olduğu söyledi.
Kazakistan'daki gelişmeler bölgeyi etkileyecek
Özbek gazeteci Abduvali Saybnazarov ise gelişmelerin hem Kazakistan hem de Orta Asya bölgesinin siyasi nüfuzuna olumsuz etki yapacağını savundu.
Saybnazarov, "Kazakistan'daki olaylar Orta Asya ülkelerini siyasi ve ekonomik açıdan etkileyecek. KGAÖ güçlerinin Kazakistan'a girmesi bölge ülkelerinin jeostratejik egemenliğine de olumsuz etki yapacak." dedi.
Kazakistan'ın, bölgenin adeta tahıl ve akaryakıt deposu konumunda olduğunu hatırlatan Saybnazarov, Kazakistan'daki olayların yakın dönemde bölgenin diğer ülkelerinde petrol ve tahıl fiyatlarının artmasına yol açabileceğini kaydetti.
Saybnazarov, bölge ülkelerinin benzeri protestolarla karşı karşıya kalmamaları için halkıyla barışık olmaları ve halkın refah düzeyini yükseltecek değişim ve reformları bir an önce hayata geçirmeleri gerektiğini sözlerine ekledi.
Türk Devletleri Teşkilatı, krizlere acil müdahale edebilecek bir yapı oluşturmalı
Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (QAFSAM) Başkan Yardımcısı Nazım Cafersoy, Kazakistan'daki olaylar üzerine Rusya'nın hem kendi başına hem de KGAÖ üzerinden bir inisiyatif alarak büyük avantaj sağladığını kaydetti.
Cafersoy, Kazakistan ekonomisinin olaylar nedeniyle darbe aldığını, ülkenin ekonomik ilişkilerinin yeniden şekillenebileceğini öne sürerek, şunları kaydetti:
"Ekonomik olarak Kazakistan'da Rusya ve Çin rekabet halinde olacak. Rusya, Çin'i tek başına dengeleyemez. Burada Türkiye faktörünün Rusya ile ilişkilerde özellikle Kazakistan ve Orta Asya'da bir iş birliği geliştirebileceğini tahmin ediyorum. Bu süreçte Türk Devletleri Teşkilatı da Türkiye ile Rusya arasındaki iş birliği sürecinin bir parçası olarak devreye girebilir. Kriz şunu gösterdi, TDT'nin kurumsallığının daha da geliştirilmesine ihtiyaç var. Özellikle kriz dönemlerinde acil müdahale edebilecek mekanizmaların devreye girmesi lazım. TDT bu tür kriz anlarında acil müdahale edebilecek bir politik veya güvenlik yapısını oluşturmalıdır." AA