AA'nın haberine göre, Toplantının ardından yayımlanan kapanış bildirisinde, İran'ın KİK ülkelerinin işlerine karışma üzerine kurulu siyasetinin, bölgesel ve uluslararası güvenlik ve barışa yönelik tehdit taşıdığı, kontrol altına alınamayacak ve yönetilemeyecek mezhep savaşı çıkacağına işaret ettiği belirtilerek, İran'dan bu davranışından derhal vazgeçmesi, bölgenin güvenlik ve istikrarını korumak için iyi komşuluk ilkeleri, uluslararası örf, yasa ve sözleşmelere tam uyması istendi.
KİK üyesi ülkelerin, IŞİD'e karşı mücadele için oluşan uluslararası koalisyona katılmaya devam edeceği kaydedilen bildiride, terör örgütlerine karşı tüm uluslararası ve bölgesel çabaların KİK üyesi ülkeler tarafından destekleneceği ifade edildi.
Bildiride, bölgenin karşılaştığı sorunlarla mücadele ve terörü ortadan kaldırmak, bölgenin güvenliği ile istikrarını güçlendirmek için ikili ve uluslararası koordine ile işbirliğinin yoğunlaştırılmasının zorunlu olduğu bildirildi.
Bildiride, İran'ın KİK üyesi ülkelerin işlerine karışmaya devam etmesinin yanı sıra adaletten kaçanları barındırmak ve terör gruplarını eğitmek için kamp açmak, ya da KİK üyesi ülkelerde terör eylemleri gerçekleştirmeleri için silah ve patlayıcı kaçakçılığı yapmak suretiyle vatandaşlar arasında ayrımcılık ve mezhep fitnesi çıkarma, ülkenin güvenliği, istikrarı ile vatandaşların çıkarlarına zarar verme girişimlerinin KİK tarafından tamamen reddedildiği vurgulandı.
İran ile P5+1 ülkeleri arasındaki nükleer anlaşmaya da değinilen bildiride, KİK ülkelerinin anlaşmaya uyulmasının önemi konusundaki sabit tutumunun değişmediği belirtilerek, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) bu konudaki rolünün önemli olduğu kaydedildi.
Anlaşmanın uygulandığının belirlenmesi için etkin bir mekanizmanın uygulanması ve askeri alanlar da dahil tüm nükleer tesislerin kontrolü ve denetiminin zorunlu olduğu ifade edilen bildiride, İran'ın anlaşmaya göre sorumluluklarını yerine getirmemesi durumunda acilen ve etkin bir şekilde yaptırımların uygulanması, balistik silahlar ve diğer silhlar da dahil BM Güvenlik Konseyi'nin nükleer enerji anlaşmasıyla ilgili 2231 sayılı kararının uygulanmasının önemine vurgu yapıldı.
Filistin'deki son gelişmelere de değinilen bildiride, Mescid-i Aksa'nın yasal durumunu değiştirme girişimleri başta olmak üzere İsrail'in Hristiyan ve Müslümanlara ait kutsal mekanlara yönelik ihlallerinin yanı sıra İsrailli Yahudi yerleşimciler ve yetkililerin Mescid-i Aksa'ya dair sürekli tekrarlanan saldırıları kınandı, uluslararası topluma sorumluluklarını yerine getirme ve Filistin halkı ile dini kutsalları koruması için gerekeni yapma çağrısında bulunuldu.
Bildiride, İran'ın Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) ait 3 adayı işgal edilmeye devam etmesinin KİK tarafından kesinlikle reddedildiği, söz konusu adalarla ilgili her türlü karar ve uygulamalarının geçersiz olduğu bildirilerek, İran'a BAE'nin sorunu direkt müzakere yoluyla ya da Uluslararası Adalet Divanı aracılığıyla çözmek için gösterdiği çabaya olumlu yanıt vermesi çağrısı yapıldı.
Yemen krizine de değinilen bildiride, KİK'in silahlı kuvvetlerinin Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçlerinin "Umuda Dönüş" operasyonuna katılmasının Yemen'deki meşruiyeti savunma ve güvenlik ile istikrarın yeniden sağlanması, KİK ülkelerinin güvenliğini savunma ve Yemen halkının devlet otoritesini elde etmek ve darbecileri uzaklaştırma çabalarını destekleme çerçevesinde gerçekleştiği kaydedildi.
Bildiride, BM'nin 2216 sayılı kararının kayıtsız ve şartsız uygulanması, Körfez girişimi ve icra mekanizması ile kapsamlı ulusal diyalogdan çıkanlar ve Riyad Konferansı doğrultusunda siyasi çözümün önemine vurgu yapıldı.
Husilerin, Yemen'in başkenti Sana'daki BAE, Suudi Arabistan, Katar ve diğer ülkelere ait saldırılarının da kınandığı bildiride, bu saldırıların uluslararası kanunlar ile Diplomatik İlişkiler Hakkında 18 Nisan 1961 Viyana Sözleşmesi'ni ihlal sayıldığına işaret edildi.
Suriye krizi konusunda ise uluslararası toplumdan Suriyeli sığınmacılara yönelik yardım sorumluluklarını yerine getirmeleri istenerek, KİK'in Suriyeli sığınmacı ve göçmenlerin insani sıkıntılarını gidermek için sunduğu yardım ve çabalar hatırlatıldı.
Bildiride, kardeş Suriyelilere KİK ülkelerinde ikamet edenler gibi muamelede bulunulduğu, her türlü sağlık ve eğitim haklarından ücretsiz faydalandıkları ifade edildi.
Suriye krizinin hiçbir dış müdahale olmadan Cenevre 1 ilkeleri üzerine kurulu siyasi yollarla çözülmesi gerektiği kaydedilen bildiride, yabancı savaşçıların tamamının Suriye'den çıkmasının zorunlu olduğu bildirildi.
Libya krizine ilişkin de bildiride, BM öncülüğünde yürütülen müzakerelerin siyasi çözümle sonuçlanması temennisinde bulunularak, Libya'da barış ve istikrarın sağlanması için taraflardan ülkenin çıkarlarını önde tutmaları istendi.
Miyanmar'da Arakanlı Müslümanlara (Rohingyalar) karşı uygulanan etnik temizlik, insan hakları ihlalleri, ırk ayrımcılığı siyasetinin devam ettiği belirtilen bildiride, başta BMGK olmak üzere uluslararası topluma konuyla ilgili İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve BM kararları çerçevesinde acil çözüm bulmaları çağrısında bulunuldu. Bildiride, acil insani yardımda bulunulması istendi.