Kılıçdaroğlu: HDP'nin PKK ile arasına mesafe koymasını isteriz
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem imamoğlu'nun Diyarbakır ziyareti için 'Gitmeseydi ayıp olurdu' derken 'HDP'nin PKK ile arasına mesafe koyma konusunda yıllardır başarılı olmadığını kabul etmiyor musunuz?' sorusuna 'Mesafe koymasını isteriz' diyerek cevap verdi.

Oluşturma Tarihi: 2019-09-04 10:27:16

Güncelleme Tarihi: 2019-09-04 10:27:16

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk'te katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Kılıçdaroğlu, Diyarbakır, Van ve Mardin belediyelerine atanan kayyumlara ilişkin şunları söyledi:

“HDP bizim siyaseten rakibimiz. Ancak bir kişi haksızlığa uğruyorsa, demokrasi sekteye uğruyorsa siz herkes için demokrasi isteyeceksiniz. Gidiyor savcıdan 'temiz kağıdı' alıyor. YSK 'Seçime girebilirsin' diyor. Mazbatasını alıyor, görevine başlıyor. Sonra görevden alınıyorlar. Milletvekilliği döneminden kalma bir soruşturma için. Bunun demokrasiyle, hukukla ne alakası var?"

“Ben devletin pek çok alanında çalıştım. Bir belediye başkanı terör örgütüne parasal anlamda destek veriyorsa ve siz saptayamıyorsanız siz devlet değilsiniz” ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Bu kayyumlar en çok PKK'nın işine yarar. İster kurum, ister parti, ister şahıs olsun. Teröre karşı ortak mücadele, ortak duruş sergilemek durumundayız. Bu ülke terörden çok çekti. Bu duruşu hepimizin sergilemesi lazım. HDP'nin PKK ile arasına mesafe koyması lazım. Terörü besleyecek siyaseten kaçınmamız lazım. Bu bizim tarihsel sorumluluğumuz."

İMAMOĞLU'NUN DİYARBAKIR ZİYARETİ: "GİTMESEYDİ AYIP OLURDU"

Üç büyükşehire görevlendirme ve Ekrem İmamoğlu'nun Diyarbakır ile Batman ziyaretine ilişkin CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "(İmamoğlu'nun) Hem Batman'a hem Diyarbakır'a gidişi partinin bilgisi dahilinde. Ekrem Bey o tür şeylere zaten dikkat ediyor. Elbette Batman'a gitmişken, Diyarbakır'a uğraması gayet doğaldır. Uğramaması ayıp olurdu." ifadesini kullandı.

Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Hem demokrasiyi savunacaksınız hem yerine kayyum atanan ve haksız bir şekilde görevden el çektirilen kişiyi görmezlikten geleceksiniz, bu doğru değil. İnsani olarak da siyasi olarak da doğru değil. Oraya gitti. Neden doğru değil onu da söyleyeyim, HDP bizim siyaseten rakibimiz ama bir kişi haksızlığa uğruyorsa, demokrasi orada sonlandırılıyorsa, siz kalkıp demokrasiyi sadece kendiniz için değil, sizin gibi düşünmeyen insanlar için de isteyeceksiniz. Belediye başkanı başvuruyor. Savcılıktan temiz kağıdı alıyor. YSK'ya başvuruyor. YSK, 'seçime girebilir' diyor. Hiçbir mahkumiyeti yok. Seçime giriyor, kazanıyor, mazbatasını alıyor, 1 Nisan'da vali yazı yazıyor, 'Bunların hakkında soruşturma var bunları görevden alın.' diyor. Ne zamana ait? Milletvekili olduğu dönemlere ait. Belediye başkanlığıyla yaptığı faaliyetten ötürü değil. Zaten adam daha yeni oturmuş yerine. 1 Nisan'da yazı yazıyorsunuz. Bunun demokrasiyle, hukukla, hukukun üstünlüğü ile ne ilgisi var?"

SÖZ KONUSU BELEDİYELERİN TERÖRE DESTEK VERDİĞİ İDDİASI

Bu kişilerin belediye başkanıyken belediyenin imkanlarını terör örgütüne yararlandırdığı yönündeki açıklamaların hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Onu birisi söylüyor. Görevden alanlar söylüyor. Bu devlete 27,5 yıl hizmet ettim. Pek çok başbakanla, pek çok bakanla da çalıştım. Bir belediye başkanı bir terör örgütüne parasal destek veriyorsa, siz devlet olarak onu saptayamıyorsanız siz devlet değilsiniz. Saptıyorsanız, suçüstü yapacaksınız. Kiminle götürdü, ne zaman götürdü, parayı nasıl götürdü?" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, bu konuda "Yeniden hendekler mi olsaydı?" yanıtının verildiğinin belirtilmesi üzerine ise Kılıçdaroğlu, "Hangi hendekler? Sur'da olanlara hepimiz karşı çıktık. Ahmet Türk kendisi söyledi 'Ben hendeklere karşı çıktım.' diye. Şimdi kalkıp da bu insanlara milletvekilliği yaptığı dönemdeki daha soruşturma aşamasındaki olan şeyler hakkında kalkıp da 'Ben görevden aldım.' Hiç birisi belediye başkanlığı döneminde değil. Bunları almanız doğru değil. Vicdan sahibi olan herkes bunu doğru bulmaz. Bu en çok PKK'nın işine yarar, onun ekmeğine yağ sürer." karşılığını verdi.

"HDP'NİN PKK İLE ARASINA MESAFE KOYMASINI İSTERİZ"

"HDP'nin PKK ile arasına mesafe koyma konusunda yıllardır başarılı olmadığını kabul etmiyor musunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Koymasını isteriz, kesinlikle. Demokrasiyi savunup teröre sıcak bakmak mümkün değildir. Bu ateşle su gibidir. Siz demokrasiye inanıyorsanız her türlü şiddete karşı çıkmak zorundasınız. Terör bir insanlık suçudur. İster kurum olsun ister parti olsun, ister şahıs olsun, kim olursa olsun, teröre karşı ortak mücadele, teröre karşı ortak duruş sergilemek zorundayız. Bu duruşu hepimizin sergilemesi lazım. Teröre karşı mücadele edeceğiz ama terörü sonlandırmak için de çaba harcayacağız."

"ÇÖZÜM SÜRECİ GÜNCELLENMELİ"

CHP'nin daha önce hazırladığı ve kamuoyuyla paylaştığı ‘Kürt Sorunu Raporu' hakkında da değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Daha önce hazırlamıştık. Sonra çözüm süreci, darbe girişimi oldu. Şimdi onun güncellenmesi lazım. Sivil toplum örgütleri, akademik dünya ve vatandaşlarla güncellenmesi lazım. Biz baştan beri çözüm sürecinin yerinin yanlış olduğunu söyledik. Yeri Meclis'ti. 'Biz teröre karşıyız ama bu şekilde çözemezsiniz' dedik. Kürt kanaat önderleri, yazarları ile bir araya geldik. Onlara da söyledim. Sorunun çözüm adresi TBMM'dir.”

ÖCALAN İLE GÖRÜŞÜLMELİ Mİ?

Öte yandan program sunucusunun "Siz İmralı ile görüşmeye karşı mısınız?" şeklinde sorusuna yanıt veren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Meşru bir devlet gayrimeşru bir organı muhatap alamaz. Erdoğan'ın getirdiği sonuç işte o hendekler oldu. Hendekler kazılırken neredeydi bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hükümeti, neredeydi bunlar? Kabahati terör örgütüne bağlıyoruz. İzin veren kim? Onu hiç sormuyoruz. 3,5 milyon Suriyeli gelmiş buraya, onlara kızıyoruz. Yahu onların ne günahı var?"

CHP'Lİ BELEDİYELERDE İŞTEN ÇIKARMALAR

"CHP'li belediyelerde işten çıkarılmaların" sorulduğu Kılıçdaroğlu, ilk İstanbul seçiminden ikinci seçime kadar geçen sürede İstanbul Büyükşehir Belediyesinde ilan verilmeden 2 bin 500 kişinin işe alındığını söyledi.

Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun bu kişilerin işine son verdiğini belirten Kılıçdaroğlu, diğer belediyelerde de benzer şeylerin olduğunu dile getirdi.

Aşırı politize olma, sosyal medyada belediye başkanına hakaret etmeleri gibi başka nedenlerden de işine son verilenlerin olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Haksız yere işine son verilenlerden bana ulaşanlar da var. İade ettiklerimiz var." ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, Adana'da bir şehit yakınının sosyal medyadan hakaret ettiği gerekçesiyle işten çıkarıldığını ancak şehit yakını olduğu için yeniden işe alındığını aktardı.

Şu anda İstanbul Büyükşehir Belediyesinde çalışan 80 bininin üstünde kişi olduğunu ve bunların büyük bir bölümünün AK Parti döneminde alındığını vurgulayarak, "İşine son verilenler var ama haksız yere eğer birisinin işine son verilmişse biz ona müdahale ediyoruz. Geçmişten gelen personelin tedirgin olmasına gerek yok." diye konuştu.

İMAMOĞLU'NUN SEL SIRASINDA TATİLDE OLMASI

İstanbul'daki sağanak sonrası oluşan sel sırasında Ekrem İmamoğlu'nun tatil yapmasına yöneltilen eleştirilerin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Oraya çocuğunu almaya, küçük kız çocuğu var onu almaya gidiyor. Alıp gelecek, onu tatil olarak görmemek lazım. Tatil değil zaten." dedi.

Belediye başkanlarının il dışına çıkarken mülkü amirden izin aldıklarına işaret eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Merkezi otoriteye bilgi veriyorlar 'ben şuraya gideceğim' diye. O izin olarak algılanıyor. Kaldı ki tatil olsa, bir insanın tatil yapma hakkı yok mu? En doğal hakkı. Ekrem Bey ister İstanbul'da olsun, sadece Ekrem Bey için demiyorum diğer belediye başkanlarımız için de geçerli. Bunlar kentten ayrılınca kentle bağları kopmuyor, günlük her türlü bilgi veriliyor. Bugünkü teknolojik ortamda 'Kentin içinde niye durmadın?' diye eleştiri getirmek doğru değil ama tabii o gün yağmurun yağacağını, o tablonun yaşanacağını bilseydi elbette orada olurdu."