Kırım Tatar Meclisi'ne kapatma davası
Kırım Yarımadası'nda Kırım Tatarları'nın temsili organı niteliğindeki Kırım Tatar Milli Meclisi'nin kapatılma davası görülmeye başlanacak.

Oluşturma Tarihi: 2016-04-07 11:33:23

Güncelleme Tarihi: 2016-04-07 11:33:23

DW'nin haberine göre, Kırım'da Rusya'nın tayin ettiği Kırım Savcısı Nataliya Poklonskaya'nın girişimiyle, Kırım Tatar Milli Meclisi'nin kapatılması davası açıldı. Kırım Savcılığı, Tatar Meclisi'ni, Rusya'nın toprak bütünlüğüne aykırı hareket etmekle ve aşırılık yanlısı bir örgüt olmakla suçluyor. Mart ayındaki celselerin ardından, dava, 7 Nisan'a ertelenmişti.

Kırım'a girişleri yasaklandı

Kırım'ın Rusya tarafından ilhak edilmesinden kısa bir süre sonra, Meclis'in önceki başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ile şimdiki Başkanı Rıfat Çubarov'un ve bazı önde gelen Meclis üyelerinin Kırım'a girişi yasaklandı. Daha sonra ise, bazı Meclis üyelerinin evlerine baskın aramalar düzenlendi ve bazı Meclis üyeleri, tutuklandı.

Meclis'in “aşırılık yanlısı” olarak görülüp yasaklanması ise, Meclis liderlerine göre, sadece Meclis liderlerinin değil, bütün Kırım Tatar toplumunun üzerindeki baskıların artmasına neden olacak. Zira, Kırım Tatar Milli Meclisi üyesi olan 33 kişinin yanısıra, bu meclise bağlı yerel meclislerin üye sayısı, 2300 civarında. Dahası, bu meclisler halk oylarıyla belirlendiği için, Meclis liderleri, oylamalara katılan binlerce Kırım Tatarı'nın da böyle bir durumda “aşırılık yanlısı” olarak yaftalanıp gözaltına alınabileceğini söylüyor.

Kırımoğlu: Moskova'nın baskıları

Kırım Tatar Milli Meclisi'nin önceki başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Meclis'in yasaklanma girişimiyle ilgili sorularımıza verdiği yanıtta, “Rusya, Kırım'ı ilhak ettikten sonra, Kırım Tatar Milli Meclisi'ni kendi politikalarını destekleyen bir organ haline dönüştürmeye çalıştı ve bu amaçla bizi Moskova'ya davet ettiler.

Bu girişimden sonuç alamayınca, Kırım Tatar Kurultayı'nın delegelerine, Meclis'e yeni üyeler seçmeleri konusunda baskı yaptılar. Bundan da sonuç alamayınca, Meclis üyelerine baskı, şantaj gibi her türlü yöntemi uygulayarak, kendi taraflarına çekmeye çalıştılar. Fakat bütün bu politikalara rağmen, Meclis'in 33 üyesinden sadece beşini kendi taraflarına çekebildiler. Meclis'i hiç bir şekilde kendi yanlarına çekemeyeceklerini gördükleri için, şimdi yasaklamaya kalkıyorlar”, diye konuştu.

Celal: Dava tekrar ertelenir

Kırım Tatar Milli Meclisi Başkan Yardımcısı Nariman Celal ise, bugünkü duruşmada da, davanın ileri bir tarihe ertelenebileceğini söylüyor. Zira, Celal'e göre, uluslararası toplum son zamanlarda Kırım Tatarları'na yönelik baskılara çok şiddetli tepkiler vermeye başladı. Rusya'nın mevcut durumda bile uluslararası toplumla ilişkilerinin epey sorunlu olduğunu söyleyen Nariman Celal, bu nedenle mahkemenin davayı daha ileri bir tarihe erteleme olasılığının olduğunu ifade ediyor.

Yasaklanırsa ne olacak?

Peki, ya Rus yargı organları Meclis'i yasaklarsa, ne olur? Nariman Celal, Kırım Tatar Milli Meclisi'nin şu anda coğrafi olarak ikiye ayrılmış durumda olduğunu belirterek, Meclis'in bir bölümünün Rusya'nın ilhak ettiği Kırım Yarımadası'nda, diğer bölümünün ise, Ukrayna anakarasında faaliyet gösterdiğini söylüyor.

Rus yargı organlarının Meclis'i yasaklaması halinde, Ukrayna anakarasındaki Meclis, olağan faaliyetlerini sürdürecek. Kırım'da ise, Celal'e göre, eğer mahkeme sadece Meclis'i kapatır fakat üyeler hakkında takibata girişilmezse, bu durumda Meclis üyeleri, her şekilde, mücadelelerini sürdürürler. Meclis'in “aşırılık yanlısı” olarak görülerek kapatılması halinde, Meclis üyeleri hakkında da soruşturmaların başlaması halinde ise, Nariman Celal, Meclis'in Kırım'daki bölümünün büyük sorunla karşılaşacağını dile getiriyor.

'Hak mücadelemizi engellemez'

Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu da, Kırım Tatarları'nın Sovyetler Birliği döneminde hak arama mücadelesi sırasında da yasal bir kuruluşa sahip olmadıklarını, fakat bu durumun, mücadelelerini engellemediğini söylüyor. Kırımoğlu, Rus yönetiminin Kırım Tatar Milli Meclisi'nin yerine başka Tatar örgütlerini alternatif olarak ortaya çıkarmaya çalıştığına değinen Kırımoğlu, bunun Sovyetler Birliği zamanında da Tatarlar'ı bölmek için uygulanan bir politika olduğunu, fakat bu tür politikaların sonuçsuz kalmaya mahkum olduğunu ifade etti.