Körfez’deki tehlikeli provokasyonun arkasında kim var!?
Umman Körfezi’ndeki ik petrol tankerine hedef alan saldırılar bugünkü Alman basınında öne çıkan konular. Gazeteler, Körfez’de gelişmeleri tehlikeli bir oyuna benzetirken, “Saldırılar her açıdan büyük bir provokasyondu. Ama soru şu, arkasında kim vardı' sorularını soruyor.

Oluşturma Tarihi: 2019-06-14 11:16:27

Güncelleme Tarihi: 2019-06-14 11:16:27

Umman Körfezi'ndeki ik petrol tankerine hedef alan saldırılar bugünkü Alman basınında öne çıkan konular. Gazeteler, Körfez'de gelişmeleri tehlikeli bir oyuna benzetirken, “Saldırılar her açıdan büyük bir provokasyondu. Ama soru şu, arkasında kim vardı" sorularını soruyor. ABD ise, Umman Körfezi'nde iki petrol tankerini hedef alan saldırılardan İran'ı sorumlu tutarken, İran bu iddiayı reddediyor. 

Weser Kurier gazetesi saldırının bir provokasyon olduğuna dikkat çekiyor:
"Hürmüz Boğazı'ndaki patlamaların arkasında kimin olduğu henüz bilinmiyor. Beyaz Saray Güvenlik Danışmanı John Bolton bundan birkaç hafta önce yaşanan benzer olayda, İran'ın Basra Körfezi'nde deniz mayınları döşediğini iddia etmiş, ancak bu iddiasına kanıt göstermemişti. Son saldırıların İran kıyılarının sadece 14 deniz mili açığında gerçekleşmiş olması ABD ile İran arasında giderek artan gerilim ile örtüşüyor. Ancak İran'ın bu kadar tehlikeli bir saldırıyı düzenlemesinden nasıl bir çıkarı olduğu sorusu açık kalıyor. İran hükümeti nükleer anlaşma nedeniyle anlaşmazlık büyürse Hürmüz Boğazı'nı kapatmakla tehdit etmişti. ABD Başkanı Donald Trump ve rejim bu yöne doğru gidiyorlar. Ama gerçekten Boğaz'ın kapatılmasının dünyanın yanı sıra özellikle İran için de ağır sonuçları olur. Patlamalar her açıdan büyük bir provokasyondu. Ama soru şu, arkasında kim vardı."

Frankfurter Allgemeine Zeitung petrol tankerlerine saldırıyı İran düzenlediyse emri kimin verdiği sorusuna odaklanıyor:
"İran'ın doğrudan veya dolaylı olarak suçlu olduğu akla yakın gelebilir ama Arap ülkeleri arasındaki ezeli düşmanlarının da bu tehlikeli oyunun arkasında olabileceği düşünülebilir. İran'ı kınamak ve Amerikan birliklerinin dönüşünü hızlandırmak için yapmış olabilirler. Ama Bolton haklıysa ve gerçekten bu işin ucu İran'a dayanıyorsa, saldırı emrini kimin verdiği sorusu yanıtsız kalıyor. Devrim Muhafızlarının Cumhurbaşkanı Ruhani'nin dikkatli çizgisini reddettikleri bir sır değil. Muhtemelen Abe tarafından vurgulanan Trump'ın somut taleplerini Hamaney'in reddettiş biçimi Devrim Muhafızlarının hoşuna gitmiştir. Ayetullah Hamaney herkes tarafından bilindiği gibi sözünü tutmayan Başkan Trump'ın fikir teatisinde bulunmaya ‘layık olmadığını' söyledi. Krizin tırmanmaması için geriye pek ümit kalmıyor."

Nürnberger Nachrichten gazetesi üçüncü bir ülkenin arabuluculuğu olmadan İran ve ABD arasındaki gerilimin aşılamayacağına işaret ediyor:
"Saldırının arkasında İran mı var? Mayıs ayının sonundan beri USS Abraham Lincoln uçak gemisi Basra Körfezi'nde bulunuyor. İranlı savaşçıların hiç farkedilmeden saldırıyı gerçekleştirmiş olması düşüncesi, pek inandırıcı değil. Ama yine de İran ve ABD zıt yönlerden birbirlerine doğru hızla gelen iki tren gibi. ABD Başkanı Trump'ın yanı sıra müttefikleri Suudiler ve İsrail Tahran'daki molla rejimini yıkmak için çaba gösterdiklerini kesinlikle reddediyorlar. Aynı zamanda ekonomik yaptırımlar ülkeye neredeyse hiç nefes aldırmıyor. İran'daki muhafazakâr kesim de bir milimetre bile yerinde kıpırdamıyor. Dışarıdan arabuluculuk olmadan gerilim giderilemeyecek."

Die Welt de petrol tankerlerine düzenlenen saldırıyı işleyen bir başka gazete:
"Hayır, İranlılar ne aptal ne de intihara meraklı. ABD Başkanı Donald Trump yüksekten atan biri olsa da, mutlaka savaştan kaçınacağına inanıyorlar. ABD'nin müttefiklerinin de bunu bildiğine inanıyorlar. Burada önceden hesaplanmış bir risk ve dünyaya verilen açık bir mesaj var: Buraya bakın, bölgede bizim sözümüz geçer. Bizimle uyumlu olun. Avrupa Birliği de devlet terörünün sponsorluğunu yapan İran'ı kınamalı, sadece İran'a yarayan bu nükleer anlaşma gülünçlüğüne son vermeli ve gerekirse Hürmüz Boğazı'nın şiddet yoluyla açık kalacağını net bir şekilde ortaya koymalılar. Böylelikle Tahran rejimine bu kez kaybettiklerini göstermeliler. Burada sadece bir mucize işe yarayabilir."