Merkezi Katar'ın başkenti Doha'da bulunan Al Jazeera İngilizce Genel Yayın Yönetmeni Trendle, bazı Arap ülkelerinin Katar'ı hedef aldığı krizde Al Jazeera'nin duruşunun ne olacağına dair soruyu yanıtladı.
Trendle, "Al Jazeera olarak, cesur ve zorlu gazeteciliğimize devam etmeye kararlıyız. Dünya çapında adil ve dürüst haber yapmaya ve yayın misyonumuza bağlıyız. Söz konusu tarihten önce de ofislerimiz kapatıldı ve gazetecilerimiz hapsedildi. Al Jazeera, 2011'den bu yana Arap Baharı adıyla bilinen süreç, yeni neslin umutları rüyalarıyla ilgili haberler yapıyor. (Al Jazeera) sokaktaki kadın ve erkeğin sesi için bir platform oldu. Bölgedeki bazı rejim ve hükümetlerin, bu değişim, yeni neslin umutları, idealleri ve iyimserlikleri nedeniyle tehdit altında olduklarını hissettiklerini düşünüyorum. Bence tüm gözlerin Al Jazeera'nin üzerinde olmasının ve kapatılması talebinin bir nedeni de bu" ifadelerini kullandı.
Trendle, 2011'de Al Jazeera'nin insanları liderlerine karşı başkaldırmaya ve sokağa çıkmaya teşvik ettiğine dair suçlamalara ilişkin de "olanların haberini yaptıklarına, kimseyi kışkırtmadıklarına" dikkati çekerek ikisi arasında çok ciddi fark olduğunu vurguladı.
Olayların, ihtilallerin veya başkaldırının kendiliğinden geliştiğini söyleyen Trendle, takibini yaparak yazdıkları bu protestolara, önderlik etmediklerini belirtti.
"TERÖR ÖRGÜTLERİNİ DESTEKLİYOR" İDDİASI
Al Jazeera'nin DEAŞ ve El Kaide'yi desteklediğine dair suçlamalar da olduğu anımsatılan Trendle, yayın politikalarının doğru, kapsamlı ve adil bir şekilde haber yapmak olduğunu dile getirdi.
Trendle, "DEAŞ, El Kaide, Hizbullah, Hamas, Müslüman Kardeşler, İsrail ve Amerika destekçisi olduğuma dair birçok suçlamayla karşı karşıya kaldık. Aynı zamanda tüm bunların destekçisi olabilmem için sihirbaz olmam gerekirdi." dedi.
Tüm içeriklerinin internet ortamında olduğunu söyleyen Trendle, herkesin internet sitelerine girip kanallarını izleyebileceğini, böylece kendi değerlendirmesini yapabileceğini kaydetti.
Trendle, bu suçlamaların dikkatleri başka yöne çekmeye yönelik olduğunu vurguladı.
Katar'a karşı çoğu ülkede Al Jazeera ofislerinin kapatıldığı, muhabir ve personelinin ülkeyi terk etmesinin istendiği belirtilerek bunu sadece Katar'ın bölgesel politikalarına bir tepki mi yoksa Al Jazeera'yi susturma girişimi mi olarak gördüğü sorusu üzerine Trendle, Arap ülkelerinde daha önce de bürolarının kapandığını söyledi.
Trendle, "Geçmişte böyle deneyimlerimiz olmuştu ancak şimdi yeni bir durum içindeyiz" dedi.
"AL JAZEERA'Yİ KAPATIN" ÇAĞRISINA CEVAP
"Al Jazeera'nin kapatılması çağrısını, medya ve ifade özgürlüğünün susturulmasına yönelik bir girişim olarak görüyoruz. Büroların kapatılması, internet sitelerinin engellenmesi ve televizyon sinyallerinin bozulması gibi önlemleri kınıyoruz. Bunların gayrimeşru olduğunu düşünüyoruz. Tüm hükümetleri, gazetecilere saygı duymaya ve grevlerini yapmalarına yardımcı olmaya çağırıyoruz. Al Jazeera'deki yayın misyonumuzu sürdürmekte kararlıyız."
Trendle, Katar krizini bir gazeteci gözüyle nasıl değerlendirdiği sorusu üzerine, "Krizi siyasilere bırakacağım. Al Jazeera'ye gelince, devam edeceğiz, devam etmekte kararlıyız. Kimsenin ifade ve konuşma özgürlüğünü engelleme hakkı olduğuna inanmıyoruz. Hiçbir ülkenin, diğer bir ülkeye yayını durdurmayı söyleme hakkı olduğunu kabul etmiyoruz. Örneğin bu, Almanya'nın İngiltere'ye BBC'yi kapatın demesi gibi bir şey. Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye Anadolu Ajansı'nı kapatmasını söylediğini hayal edemediğimiz gibi bu hakkı da tanımıyoruz" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin Katar krizindeki rolünü değerlendiren Trendle, Türkiye Dışişleri Bakanının krizle ilgili ülkeleri ziyaret ettiğini ve çok anlayışlı ve dengeli bir siyaset izlediğini düşündüğünü kaydetti.
Diğer ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye'nin pozisyonunun dengeli olduğunu belirten Trendle, "Örneğin Amerika'da bir karışıklık var. (ABD Başkanı Donald) Trump bir şey dediğinde, (Dışişleri Bakanı Rex) Tillerson, başka bir şey diyor. Çok hassas bir bölge, çok hassas bir durum. Anlayışa ve sakinliğe ihtiyaç var ve Türkiye'nin bunu gösterdiğini düşünüyorum" dedi.
Al Jazeera'nin yanında diğer medya kuruluşlarının da kapatılması yönünde talep olduğunun hatırlatılması ve bunların arasındaki ortak paydanın sorulması üzerine Trendle, "Sadece Al Jazeera değil, listede el-Arabi el-Cedid, Arabi 21, Rassd ve the Middle East Eye gibi diğer internet siteleri de var. Ancak Al Jazeera, talep listesinin başında yer alıyor. Medyayı iyi bir gerekçe göstermeksizin kapatma girişiminde bulunmak, ifade özgürlüğünü tehdit eder. Özgür medya, çoğulcu, demokratik toplumun ve sağlıklı bir toplumun temel direğidir" diye konuştu.
Trendle, "Al Jazeera, bu krizin sonucu olarak pozisyonunu veya editör hattını yumuşatacak mı? Herhangi bir taviz vermeye hazır mı?" sorusuna Trendle şöyle cevap verdi:
"Gazeteci olarak bizim görevimiz, doğru ve adil haber yapmak, iktidarlara soru sormaktan korkmamak. Biz görevimizi yapmaya devam edeceğiz. Sırf belirli hükümetler öyle istedi diye görevimizi hafife alamayız."