TIMETURK | HABER MERKEZİ
Sputnik'i haberine göre Rusya'daki Ulusal Değerleri Koruma Vakfı'nda çalışan iki Rus vatandaşı üç Lİbyalıyla birlikte 5 Temmuz günü gözaltına alındı.
Rusların söz konusu vakıfta çalıştığını vakfın başkanı Aleksandr Malkeviç doğruladı ve bu isimlerden birinin sosyolog Maksim Şugaley diğerinin ise Sami rHasan Ali adında bir çalışan olduğunu duyurdu.
Vakfın başkanı Malkeviç, yaptığı açıklamada bu isimlerin bir araştırma grubu olarak Libya'da bulunduklarını, ülkedeki insani, kültürel ve siyasi duruma ilişkin sosyal anket çalışmaları yaptıklarını, grubun üçüncü üyesinin hali hazırda Rusya'da olduğunu söyledi. Malkeviç, "Sosyolog Maksim Şugaley bir Rus vatandaşıyken, tercüman Samer Hasan Ali'nin Rusya ve Ürdün olmak üzere çifte vatandaşlığı bulunuyor” ifadelerini kullandı.
Malkeviç ayrıca, bu isimleirn Trablus yakınlarında yer alan Mitiga cezaevinde tutulduğunu iddia ederek, "seçimlere müdahale" iddialarını yalanladı.
KREMLİN DOĞRULADI
Öte yandan Marbuta Haber'in aktardığına göre Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, gözaltı haberini doğruladı ve nedeninin araştırıldığını söyledi. Peskov, gazetecilere verdiği demeçte “Rus vatandaşlarının Libya'da tutuklandığını basında çıkan haberlerden öğrendik ve Dışişleri Bakanlığı, bu tutuklamanın koşullarını netleştirmek ve nedenlerini belirlemek için gerekli adımları atıyor” dedi.
PUTİN'DEN LİBYA UYARISI
Rusya Devlet Başkanı Putin geçen Perşembe günü (4 Temmuz) Roma'da İtalya Başbakanı Giuseppe Conte ile yaptığı görüşme sonrası düzenlediği basın toplantısında, Suriye'de muhaliflerin son kalesi olarak görülen İdlib vilayetindeki "militanların" Libya'ya akın ettiğini belirterek bu durumdan endişe duyduğunu söylemişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin'le yaptığı telefon görüşmesinden bir gün önce de Trablus'taki Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin lideri Fayiz Mustafa Sarraj ile görüştü.
İstanbul'a gelen Sarraj'ı Dolmabahçe'deki ofisinde ağırlayan Erdoğan, BM destekli Sarraj hükümetine olan desteğini yineledi. "Hafter güçlerinin saldırılarının durdurulması" çağrısı yaptı.
ERDOĞAN ve PUTİN'İN LİBYA GÖRÜŞMESİ
Pazar günü (6 Temmuz) Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i arayarak Libya'da Birleşmiş Milletler destekli Trablus hükümetine karşı savaşan General Halife Hafter'in son dönemde ülkedeki Türk şirketlerine ve gemilerine yönelik açıklamalarıyla başlayan krizi görüştüğü belirtildi. Açıklamada "İki taraf da Libya'daki gerilimin artmasından duyulan endişeyi dile getirdi. Ateşkese ve müzakerelerin yeniden başlamasına duyulan acil ihtiyaca vurgu yapıldı" ifadelerine yer verildi.
ULUSAL MUTABAKAT HÜKÜMETİ ve TÜRKİYE İLİŞKİLERİ
Rus vatandaşlarını gözaltına alan Trablus Merkezli Ulusal Mutabakat Hükümetinin (UMH) Türkiye tarafından desteklendiği bilinirken yakın zamanda Trablus'a saldıran Hafter güçleri ve Türkiye arasında da gerilim yaşanmıştı.
Muammer Kaddafi'nin 2011'de devrilmesinden sonra istikrarını kaybeden Libya'nın doğusunu kontrolü altında tutan General Halife Hafter'e bağlı güçler, 28 Haziran günü bir İHA düşürüldüğünü ve İHA'nın Türkiye'ye ait olduğunu duyurmuştu.
Halife Hafter'in sözcüsü Ahmed Mismari, Türkiye'nin "düşman" ilan edildiğini söyleyerek, bu ülkeden başkent Trablus'a herhangi bir ticari uçuşa izin verilmeyeceğini, Türkiye'den Trablus'a inmek isteyen herhangi bir uçağın düşman olarak görüleceğini, aynı durumun Libya'daki limanlara yanaşmak isteyen gemiler için de geçerli olduğunu belirtti. Ayrıca kendilerine bağlı güçlerin ülkedeki Türk askeri varlığını da hedef alacağını kaydetti.
Birkaç gün sonra 6 Türk denizcinin Hafter güçleri tarafından esir alındığı duyuruldu. Türkiye'nin çabaları sonrasında 1 Temmuz günü serbest bırakılan denizciler, dün akşam (8 Temmuz) yurda döndü.
HAFTER GÜÇLERİ ve RUSYA ARASINDAKİ İLİŞKİ
Libya'da ulusal Mutabakat Hükümetini (UMH) desteklediği bilinen Türkiye'nin Suriye'de İran'ın da içinde bulunduğu 3'lü ittifak kapsamında Rusya ile çalıştığı biliniyor. Bu kapsamda Türkiye Suriyeli muhaliflerin garantörüyken, İran ve Rusya ise Esed rejiminin garantörlüğünü yapıyor.
Libya'da biri ülkenin doğusundaki Tobruk kentinde, diğeri ise başkent Trablus'ta olmak üzere iki ayrı hükümet bulunuyor.
Kendilerine "Libya Ulusal Ordusu" diyen Halife Hafter güçleriyle ittifak hâlinde olan Tobruk hükümetinin uluslararası alandaki en büyük müttefikleri Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan olarak biliniyor. Tobruk yönetiminin, Rusya ile Fransa'dan da diplomatik ve askeri destek aldığına inanılıyor.
Moskova yönetimi ayrıca Hafter'in Libya'daki "IŞİD teröristlerine karşı savaşmak için elinden geleni yapıyor ve hükümetin petrol üretimini yeniden kontrol altına alması için yardımcı oluyor" görüşünde. Bu ifadeleri, 2016'da Rus Dışişleri Bakan Yardımcısı Gennady Gatilov, BM Libya özel temsilcisi Martin Kobler'le görüşmesinde kullanmıştı.
İNGİLİZ İSTİHBARATI MAY'E RAPOR SUNDU
Öte yandan İngiltere'de yayın yapan The Sun gazetesinin 9 Ekim 2018 tarihli haberinde İngiltere Başbakanı Theresa May'e bir rapor sunan İngiliz istihbarat kurumlarının Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i Libya'yı 'yeni Suriye' yapmak istemekle suçladığı iddia edildi.
Rus askeri istihbaratı GRU'dan onlarca yetkilinin ve ona bağlı özel birlik Spetsnaz'ın iletişim kanalı kurulması ve bu konuda eğitim verilmesi için Libya'nın doğusunda bulunduğunu iddia eden gazete, "Sahil kenti Tobruk ve Bingazi'de, bu kentlerde ileri karakolları bulunan Rus özel askeri şirketi Wagner Group görüntüsü altında iki Rus askeri üssü bulunuyor" ifadelerini kullandı.
PUTİN VE HAFTER GEÇEN AY İLK KEZ GÖRÜŞTÜ
Londra merkezli Suudi desteli Şark Al Awsat da Libyalı yerel kaynaklara dayandırdığı haberinde geçen ay (1 Haziran 2019) Halife Hater'in Moskova'ya giderek Putin ile görüştüğünü duyurdu. Buna göre Hafter, Putin'i BM'nin uyguladığı ambargoyu kaldırmay ayardım etmesi konusunda ikna etmeye çalıştı.
HAFTER-ŞOYGU GÖRÜŞMESİ
Ayrıca Kasım 2018'de de Hafter, Moskova'ya giderek Savunma Bakanı Sergey Şoygu'yla görüşmüştü.
Bunun ardından İngiliz Telegraph Gazetesi, "Rusya, Hafter için savaşmak üzere Libya'ya paralı asker de gönderiyor. Rusya merkezli şirketler, Libya'nın doğusundaki Hafter güçlerine silah da satıyor" iddiasında bulunmuştu.