Al Jazeera'nin haberine göre, “Çöp meselesi devenin belini kıran saman çöpü oldu. Ama mesele bu saman çöpünden çok daha büyük, sorun ülkedeki siyasal çöp.”
Lübnan'da bin bir zorlukla ve sert pazarlıklar sonucu kurulan birlik hükümetinin Başbakanı Tammam Selam, ülkede toplanmayan çöpler yüzünden yaşanan krizi halka televizyonlardan 23 Ağustos 2015 Pazar günü yaptığı konuşmada böyle özetledi.
Bir yıl üç aydan beri Devlet Başkanı seçemeyen, 2014'de yapılması gereken genel seçimleri yapamamış, Parlamentosu toplanamayan, artık nüfusun dörtte birinin Suriyeli mülteci olduğu Lübnan hükümetin 70 yaşındaki başkanı, aynı konuşmada bir de uyarı da bulundu;
“Sorun devam ederse çöküşe doğru gidiyoruz.”
Ve ekledi;
“Açıkçası bu çöküşün ortaklarından biri olmayacağım. Sorumluluğu, bütün siyasal güçler ve yetkililer taşımalı.”
‘Bazı çöpler geri dönüşüme gönderilmemeli'
Selam'a bu sözleri söyleten ve istifanın eşiğine getiren çöp krizi, geçen ay ülkenin başkenti Beyrut'ta ana çöp toplama merkezinin alternatifi bulunmadan kapatılmasıyla başladı. Sokaklarda biriken çöpler, bazı yerlerde yakılarak yok edilmeye çalışıldı ya da denize döküldü. Bütün bunlar, sağlık açısından ciddi sorunlar yaratmaya başlayınca, sosyal medya üzerinden örgütlenen barışçıl gösteriler düzenleme amacındaki sivil inisiyatif ‘kokuyorsunuz' hareketi, yaklaşık 25 bin kişiyle 22 Ağustos 2015 Cumartesi günü sokağa çıktı.
Onların bir kısmı da tıpkı Başbakan Selam'la aynı fikirde. Bunu, üzerinde Lübnan'daki siyasetçilerin resmi olan ve “Bazı çöpler geri dönüşüme gönderilmemeli' ibaresi taşıyan açtıkları pankartlarla gösterdiler.
Ancak ‘kokuyorsunuz' hareketi barışçıl protesto olarak organize ettiği gösterilere İran destekli Hizbullah'ın başını çektiği 8 Mart bloğunun istismarına uğradığından, göstericilerin arasına karışan bu gruptan bazı kişilerin dükkânları yağmalayıp kargaşa çıkararak, güvenlik güçleriyle çatıştığından yakınıyor.
Molotofların uçuştuğu çatışmalarda aralarında polis memurların da olduğu 50 kişiden fazla yaralandı. Çok sayıda mağaza ateşe verildi.
Lübnan'da siyasi kriz
Protestocuların ‘geri dönüşüme gönderilmemeli' dediği Lübnan siyasetçileri iki ayrı grup altında toplanıyor. Suudi Arabistan'ın desteklediği, Sünnilerin ağırlıkta olduğu,14 Mart grubu. Bu gruptaki ana parti Gelecek Hareketi. Başkanlığını Hizbullah'ın öldürdüğü iddia edilen eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri'nin oğlu Saad Hariri.
Karşısında 8 Mart olarak bilinen diğer blok var. Grubun ana partisi Suriye iç savaşında rejim yanında çarpışan İran destekli Hizbullah.
Mezhepsel bölünmeler nedeniyle 1975-1990 yılları arasında kanlı bir iç savaş geçiren Lübnan'da, nüfus sayımı yapılmıyor ama ülkenin üçte birini Şii, üçte birini Sünni, kalanı ise Durziler ve çeşitli mezheplerden Hıristiyanlar oluşturuyor. Bu siyasal tabloda Hıristiyanların bir kısmı 8 Mart grubuyla, diğer kısmı ise14 Mart grubuyla hareket ediyor. Durzilerse, geçmişte Hizbullah'ın başını çektiği 8 Mart grubu içinde yer alırken, şimdi Sünni blok 14 Mart ile birlikte.
Yasalara göre, parlamento dağılımından, en küçük memur atamalarına kadar her şeyin etnik ve mezhepsel kotalarla düzenlendiği Lübnan'ın siyasetindeki asıl belirleyiciyse1975'ten 2005'e kadar ülkede ordusunu bulunduran Suriye.
Sık sık hükümetsiz kalan Lübnan'da Selam'ın başkanlığını yaptığı 2013'te kurulan hükümet 14 Mart grubu tarafından destekleniyor. Ama içinde 8 Mart grubuna bağlı bakanlar da var. Kendi gruplarından hükümete bakan vermekle birlikte 8 Mart grubu, mevcut hükümeti yolsuzluk yapmakla suçluyor.
Asıl mesele…
Suriye rejimin yanında savaşan Hizbullah'ın başı çektiği 8 Mart grubu, Mayıs 2014'te boşalan Devlet Başkanlığı koltuğuna Suriye yanlısı bir ismi oturtmakta kararlı. Suriye muhaliflerini destekleyen 14 Mart grubuysa, buna karşı çıkıyor.
Lübnan iç savaşı sırasında Suriye'nin ofisini bombaladığı ve sürgüne gönderdiği Özgür Ulusal Akım'ın lideri Hıristiyan siyasetçi Mişel Avn ise artık Suriye ile hareket ediyor. Avn ve içinde bulunduğu 8 Mart grubu, Devlet Başkanı seçmekle yükümlü Parlamento'nun oturumlarını boykot ediyor. Bu grup devlet başkanlığından önce genel seçimlerin yapılmasını istiyor. Böylece parlamentodaki sandalye sayısını arttırarak istediği gibi Suriye rejimi yanlısı bir devlet başkanını seçmek istiyor. 8 Mart grubunu boykotu nedeni ile Parlamento toplanmak için gerekli çoğunluğu sağlayamadığından 27 denemeye karşılık ülkede devlet başkanı seçimi yapılamıyor.
Aslında Parlamento'nun görev süresi de 2014'te doldu ancak ülkedeki ağır siyasal ve ekonomik kriz nedeniyle seçimler yapılamadığından Parlamento kendi görev süresini 2017'ye kadar uzattı.
Elektrik ve su gibi temel hizmetlerin bile sağlanamadığı Lübnan'da yaşanan bütün bu politik krizlerin, Suriye sorunu çözülmeden, çözülmesi de beklenmiyor. Çünkü Lübnan'da bugüne kadar yaşanan krizlerin de gösterdiği gibi bölge ülkelerinin kararları da önemli bir rol oynuyor. Beyrut siyasetinde etkili olan Suudi Arabistan ve İran birçok konuda olduğu gibi Lübnan konusunda da uzlaşmaya varabilmiş değil. Üstelik ülke artık görünüşte de olsa işleyen tek siyasal kurumu olan hükümetin istifa tehdidiyle de karşı karşıya.