Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, G8'den Ukrayna ve Kırım krizi nedeniyle atılan Rusya'nın lideri Vladimir Putin ile, Biarritz kentinde 24-26 Ağustos tarihlerinde toplanan G7 zirvesinden yalnızca 5 gün önce, 19 Ağustos'da, yazlık Bregançon Sarayı'nda bir araya geldi.
Macron'un bu görüşme ile vermek istediği mesaj; "Dünya dosyaları Rusya olmadan konuşulamaz" idi. Ve bu mesaja ABD Başkanı Donald Trump'tan da destek geldi. Bu tarihten sonra diplomatik adımlar hız kazandı.
G-7 zirvesinde, Almanya başta olmak üzere diğer ülkeler, "Ukrayna krizi konusunda adım atılmadan G8'e dönüş olmaz" tavrını belirlese de, Macron, Rusya'ya G8 yolunu açmak için kolları sıvadı. Girişim yavaş yavaş sonuç vermeye de başladı.
Rusya ve Ukrayna, 7 Eylül'de, her iki taraftan da 35'şer olmak üzere, toplam 70 tutuklu değişimini gerçekleştirdi. Fransa kadar, Rusya tarafı da bu değişimden memnun. Russia Today değişimi, "Doğu Ukrayna sorununun çözümünde ilk adım" olarak sundu. Benzer yorumu yapan Le Monde gazetesi de, "Bu buluşmanın Macron tarafından istenen yakınlaşmanın sonucu" olduğunu yazdı.
Aynı gün Macron, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky ile telefonda görüştü. Hemen ertesi günü bu sefer telefonun ucunda Rusya lideri Putin vardı. Her iki lider, Donbass krizini ele aldı. Zira, Ukrayna'da asıl kriz, Kırım'ın "kimse tarafından tanınmayan" ilhakından değil, Donbass'dan kaynaklanıyor.
Fransa Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (IFRI) uzmanlarından Tatiana Kastoueva-Jean, "Donbass'ın Rusya'ya sınırı var ve halkın yarısı Rusya, diğer yarısı Ukrayna yanlısı. Bütün çatışmanın merkezi burada düğümleniyor" diyerek Donbass'ın önemine işaret ediyor.
Bu görüşmeden bir gün sonra ise, Fransa ve Rusya, iki ülke arasında, Rusya'nın Kırım'ı ilhak etmesi üzerine 2014 baharında kesilen ve 5 yıldır toplanamayan "Güvenlik ve İşbirliği Danışma Komitesi" toplantılarına 9 Eylül Pazartesi günü yeniden başladı. Fransız kabinesinin bir numaralı kilit ismi Dışişleri Bakanı Jean Yves Le Drian ile Savunma Bakanı Florence Parly, hafta başında Rusya'ya gitti. Rus mevkidaşları Sergey Lavrov ve Sergey Şoygu ile masaya oturdu.
Carnagie Moscow Center üyesi ve Fransa'da kurulan Institut R.Politik yöneticisi Tatiana Stanovaya, bu buluşmanın önemini Express dergisine yaptığı değerlendirmede, "Kremlin bugünü 5 yıldır bekliyordu" sözleriyle vurguladı.
Le Drian: 'Artık zamanı geldi'
Moskova'daki temaslarında Le Drian, "Rusya ile güvensizliği azaltmanın zamanı geldi" mesajını verirken, Rusya'ya uygulanan yaptırımlar konusunda ise daha temkinli konuşarak "Henüz yaptırımları kaldırmayı konuşma aşamasında değiliz. Elbette Rusya ve Avrupa arasında, Ukrayna dosyasında ilerleme olmadan, hiçbir kalıcı yakınlaşma olamaz. Ama son haftalarda bu konuda ilerleme olduğunu söyleyebilirim" ifadelerini kullandı.
Parly de, "Her zaman Rusya ile aynı vizyona sahip değiliz. Ama yanlış anlaşma ve sürtüşmelerden kaçınmak için birbirimizle konuşmak önemli" dedi.
Zira bu görüşmenin ardından Eylül ayı sonunda, Almanya, Fransa, Ukrayna ve Rusya'nın Paris'te 4'lü zirvede bir araya gelmesi bekleniyor. Macron ise Mayıs 2020'de, Moskova'da, AB liderlerinin 5 yıldır katılmadığı, 2. Dünya Savaşı'nın bitişinin 75. yıldönümü törenlerine katılacak.
Neden şimdi?
Peki Fransa, neden Rusya ile olan ilişkileri ısıtmaya ve Ukrayna krizini çözerek Rusya'yı yeniden G8'e almaya çalışıyor? Önce tıpkı bir önceki cumhurbaşkanı François Hollande gibi sert bir tutum izleyen Macron, neden şimdi tavır değiştirdi? Pek çok Fransız gazetesinin kullandığı terime gönderme yaparsak bu "U dönüşü" neden?
Macron, ABD Başkanı Donald Trump'ın öngörülemez dış politik adımları karşısında, Fransa'yı Amerika'nın jeopolitikasının vesayetinden kurtarmanın yollarını arıyor. Paris'te imzalanan İklim Anlaşması'ndan ve İran'la uzun müzakereler sonunda varılan Nükleer Anlaşma'dan, Trump'ın tek taraflı olarak çekilmesi, Avrupa'yı zor durumda bırktı. NATO içindeki bütçe tartışmaları ve ABD'nin NATO'nun doğu bloku ülkelerindeki ilerleyişi de Fransa'yı bu yola itiyor.
Uzman Tatiana Stanoya, "Macron, 2 yıl önce seçildiği günden bu yana jeopolitik bir başarı yakalamanın peşinde. Almanya'nın bu alanda hız kaybetmesinden yaşanan boşluğu da değerlendirerek, jeopolitik alanda inisiyatif alan, G7 içindeki ilk batılı lider olmak istiyor. Ancak Trump'ın da Batı'ya aynı yönde öneriler getirmesini hesaba katmıyor" diyerek bu girişimi yorumluyor.
Özetle, Almanya ve İngiltere'nin yokluğunda, ABD'de Trump'ın Rusya ile ilişkileri sorgulanırken, Macron, buradaki krizi gidermek için harekete geçmek istiyor. Ancak Rusya ile ilişkiler Ukrayna ve Avrupa'yı aşıyor, Çin, Suriye ve İran krizlerinin çözümünde de Rusya baş aktör olarak rol alıyor. Macron da buna dikkat çekerek, "Rusya'yı Avrupa'dan uzaklaştırmak, çok büyük bir hata olacaktır" görüşünü savunuyor.
U dönüşünün izahı
Peki Macron, birdenbire diplomaside böyle bir ton değişikliğini nasıl açıklayacak? Aralarında Ukrayna muhalefetinin sembol isimlerinden, Rusya'da tutuklu ve 145 gündür açlık grevini sürdüren sinemacı Oleg Sentsov'un da bulunduğu Rusya ve Ukrayna arasında 70 siyasi mahkumun değiştirilmesi, diplomatik açıdan çok güçlü bir ilk adım oldu. Bu adım Macron'a, "Rusya'nın Ukrayna krizinde önemli bir adım attığını, bunun diplomatik açıdan önemli bir gelişme olduğunu, bundan sonra bölgede tansiyonun düşmesi için Rusya ile temasa geçilmesi gerektiği" söylemini kullanma fırsatı verdi.
Macron, Avrupalı ortaklarına da Avrupa güvenliği için diyaloğun şart olduğunu, bölgesel çatışmalarda da ortak mücadele verilmesi gerektiğini anlatacak. Böylece Kırım ve Ukrayna krizinin yarattığı olumsuz gidişi de tersine döndürmeye çalışacak.
Üstelik Ukrayna'nın yeni cumhurbaşkanı Zelensky'nin de Rusya'ya diyalog çağrısı yapması, Macron'un adımlarını kolaylaştırıyor. Bu bağlamda yeni Macron, Ukrayna Devlet Başkanı Vilodimir Zelensky ile de çok yakın ilişkileri sürdürüyor.
Rusya da memnun
Madalyonun diğer yüzüne bakıldığında, Paris ile ilişkileri yeniden ısıtmak, Rusya açısından da büyük bir jeopolitik başarı. Putin, Fransa ile diyaloğu başararak, diğer batılı liderlere, Rusya'ya partizanca yaklaşılmadığında, nasıl sonuç alabileceklerini ve ilişkileri normalleştirmenin herkes için yararlı olduğunu kanıtlamak istiyor. Ayrıca, Rusya'nın uluslararası sahnede yalnızlaştırılmadığını ve uluslararası toplumun bir parçası olduğunu da hem iç hem de dış kamuoyuna göstermek istiyor.
Macron'dan, Ecevit'in "derin devlet" kavramı
Rusya ile yakınlaşma yolunda önemli güçlüklerle karşılaşacağının farkında olan Macron bu zorluğu, G7 zirvesinden hemen önce gazetecilere anlatırken, Türkiye kaynaklı bir politik terim olan "etat profond/derin devlet" ifadesini kullanarak açıkladı. İlk olarak Eski Başbakan Bülent Ecevit'in kullandığı "derin devlet" teriminden yola çıkarak, sürpriz bir şekilde "Rusya ile yakınlaşmamı Fransa'nın derin devleti engelliyor" dedi. Fransız gazeteciler, Macron'un bu sözleriyle Fransız dışişleri ve ekonomi bakanlığı bürokratlarını kastediyor olduğunu yazdı.
Ağustos ayı sonunda yapılan diplomasinin hedeflerinin çizildiği Büyükelçiler Konferansı'nda da bu iyice su yüzüne çıktı: Macron, yüzlerce diplomatın önünde, "Bazan cumhurbaşkanı birşey söyler. Ve ortak eğilim, 'O bunu söyledi ama biz gerçeği biliyoruz ve her zaman olduğu gibi bildiğimiz gibi yapmaya devam ederiz' diyebilir. Size bunu yapmamanızı tavsiye ediyorum. Çünkü bu toplu olarak etkisiz bir yol, çünkü bu cumhurbaşkanının sözünün, böylece de onun temsil ettiklerinin inandırıcılığını geçersiz kılar. İkincisi de yapma yeteneğimizi ortadan kaldırır" diyerek diplomatlara açık uyarıda bulundu.
Macron, Rusya ile yakınlaşma politikasında sadece direnişle karşılaşmıyor. Başta ana muhalefet aşırı sağ Ulusal Bütünleşme (RN) olmak üzere hemen tüm siyasi partiler Macron'un, Rusya'ya yakınlaşmasını destekledi.
Fransa'nın önemli diplomatlarından eski Dışişleri Bakanı Hubert Vedrin de, "Bugün Rusya'yla, Sovyet Rusya döneminden daha soğuk ilişkilere sahip olmak son derece saçma. Kissenger 1970'te SSCB ile müzakerelere başlamak istediğini söylediğinde, o zamanki Rusya, bu günkünden çok daha tehditkar bir Rusya idi. Bu çıkmazdan kurtulmanın yollarını aramak gerekir. Elbette çok dikkatli olmak kaydıyla" sözleriyle diplomasi dünyasından destek veren isim oldu.
https://www.amerikaninsesi.com