Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında dün akşam Fransa'nın Akdeniz sahilindeki Bregançon Kalesi'nde yapılan görüşme, iyiniyet mesajları dışında somut bir sonuç vermedi.
İki lider Suriye, İran ve Libya gibi bölgeler sorunlar konusunda görüş alışverişinde bulundu. Görüşme öncesi liderlerin ortak basın toplantısında özellikle Suriye dosyasında derin görüş ayrılığı yaşandığı gözlemlendi.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Türkiye ile Rusya arasında İdlib'de ateşkes konusunda Eylül 2018'de Soçi'de varılan anlaşmaya “gerçek anlamda sadık kalınması” çağrısında bulundu. İdlib'de "sivil halkın bombalar altında yaşadığını, rejimin düzenlediği saldırıların çocukların ölmesine neden olduğunu” söyledi.
Rusya Devlet Başkanı Putin ise Soçi'deki anlaşma öncesi İdlib bölgesinin yüzde 50'sinin "teröristlerin” kontrolü altında olduğunu, bu oranın bugün yüzde 90'a ulaştığını savundu. "Teröristlerin İdlib'den dünyanın değişik bölgelerine hareket ettiğini” öne süren Putin, bu nedenle Suriye ordusuna desteklerinin süreceğini ve "bölgedeki teröristler tamamen saf dışı edilene kadar çalışmalarının devam edeceğini” bildirdi.
Macron ve Putin, Suriye konusunda Türkiye, Rusya, Fransa ve Almanya'nın yeniden dörtlü bir zirve düzenlemesini de konuştu. Bu konudaki görüş alışverişi konusunda açıklama yapılmadı.
İki liderin görüşmesinde Ukrayna konusunda, Rusya, Ukrayna, Fransa ve Almanya'dan oluşan ve kısaca "Normandiya Formatı” olarak tanımlanan sürecin yeniden canlandırılması ve gelecek haftalarda yeni bir zirvenin düzenlenmesi için çalışmalar yapılması hakkında mutabık kalındı.
Rusya'yı Avrupa ile yakınlaştırmak istediğini ifade eden Macron, İkinci Dünya Savaşı'nda Sovyet ordularının Nazi Almanyası üzerindeki zaferiyle ilgili gelecek yıl 9 Mayıs'ta Moskova'da düzenlenecek resmi törenlere katılacağını da duyurdu.
Batılı liderler Rusya'nın 2014'te Kırım'ı ilhakından bu yana bu törenlere katılmıyordu. Dünya işlerinin yönetiminde çok taraflılığın tehlike altında olduğunu savunan Macron, Avrupa'nın da Rusya ile yeni bir "güvenlik ve güven mimarisi icad etmesi gerektiği" görüşünü dile getirdi.