Avrupa Birliği (AB) Üyesi Güney Avrupa Ülkeleri Zirvesi (Med7) sonuç bildirgesinde, Türkiye ile Yunanistan arasında diyaloğun yeniden başlaması için AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Almanya'nın ara buluculuk çabalarının memnuniyetle karşılandığı bildirildi.
Fransa'nın ev sahipliğinde Korsika adasında İspanya, İtalya, Malta, Portekiz, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Yunanistan'ın katılımıyla düzenlenen zirvenin sonuç bildirgesi açıklandı.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını, bölgesel krizlerin artması ve Akdeniz'de gerilimin yükselmesine karşı Avrupa'nın birlik ve dayanışma içerisinde olması gerektiği dile getirilen bildirgede, AB ve üye ülkelerin egemenlikleri, hakları ve çıkarlarının savunulması gerektiği aktarıldı.
Bildirgede, "Egemenlik ve egemenlik haklarına yönelik tekrarlanan saldırılar ve Türkiye'nin aldığı saldırgan tedbirler karşısında (Güney) Kıbrıs (Rum Yönetimi) ve Yunanistan ile tam desteğimizi ve dayanışmamızı yineliyoruz. Bölgedeki ülkeleri uluslararası hukuka ve uluslararası deniz hukukuna saygı göstermeye ve tarafları sorunları diyalog ve müzakere yoluyla çözmeye davet ediyoruz." ifadelerine yer verildi.
Bu çerçevede Türkiye ile Yunanistan arasında diyaloğun yeniden başlaması için AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Almanya'nın ara buluculuk çabalarının memnuniyetle karşılandığı belirtilen bildirgede, Türkiye'nin, münhasır ekonomik bölgesinin belirlenmesine yönelik müzakerelerin başlaması için Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin davetini kabul etmeye ve bu konuyu Uluslararası Adalet Divanı'na taşımaya çağrıldığı dile getirildi.
Bildirgede, "Türkiye'nin diyalog yolunda ilerlememesi ve tek taraflı faaliyetlerine son vermemesi halinde, AB ek kısıtlayıcı tedbirlerin bir listesini hazırlamaya hazır ve bunlar 24-25 Eylül'de düzenlenecek AB Liderler Zirvesi'nde gündeme gelebilir." ifadeleri kullanıldı.
Libya
Libya'daki durumun ülkenin ve bölgenin istikrarının tehdit ettiğinin altı çizilen bildirgede, ülkedeki durumun terör tehdidin, insan ve göçmen kaçakçılığının ağırlaşmasına katkıda bulunduğu belirtildi.
Bildirgede, AB'nin Libya'nın istikrara kavuşması için elinden geleni yapması gerektiği aktarıldı.
Libya'daki krizin çözümünün askeri olmadığı ifade edilen bildirgede, tarafların ateşkes üzerinde anlaşması ve sorunları diyalog ile çözmesi gerektiği, ülkede petrol üretiminin tekrar başlaması gerektiği kaydedildi.
Bildirgede, "Bu krizde, nereden gelirse gelsin dış müdahalelere karşı olduğumuzu teyit ediyoruz ve İrini operasyonu yoluyla Birleşmiş Milletler'in (BM) silah ambargosuna saygı gösterilmesi konusunda kararlıyız. Bu ambargo ihlalleri Libya'da askeri tansiyonu yükseltti ve şiddetlendirdi. Silah ambargosunu ve insan haklarını ihlal eden aktörlere ve siyasi sürece karşı çıkan yaptırım uygulamaya hazırız." ifadeleri kullanıldı.
Bildirgede, AB üyesi güney Avrupa ülkelerin Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta 4 Ağustos'ta meydana gelen patlamanın ardından Lübnan halkının yanında olduğu belirtildi.
Lübnan'da hükümetin acil olarak kurulması gerektiği aktarılan bildirgede, Suriye'deki krizin tek çözümünün BM'nin himayesinde siyasi çözümün bulunmasının olduğu kaydedildi.
Bildirgede, İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında yapılan normalleşme anlaşmasının memnuniyetle karşılandığı da dile getirildi.
İsrail'in Filistin topraklarını ilhak planını askıya almasının olumlu gelişme olduğu ve bunun kalıcı hale gelmesi gerektiği vurgulanan bildirgede, ilhak planının uluslararası hukuka aykırı olduğunun altı çizildi.
Bildirgede, Avrupa'nın Akdeniz konusunda ortak politika belirlemesi gerektiğine de işaret edildi.