Mısır'da otuz yıllık Hüsnü Mübarek döneminin sonunu getiren halk devriminin üzerinden 6 yıl geçerken, bu süreçte yaşanan tüm aksaklıklar ve askeri darbeye rağmen başta cumhurbaşkanlığı süresinin sınırlandırılması olmak üzere devrimin birçok önemli kazanımı olduğu belirtiliyor.
Mısırlı akademisyen ve aktivistler, altı yıl önce bugün sokaklara dökülerek demokratik rejimin kapısını aralayan Mısır halkının "25 Ocak Devrimi" ile neler elde ettiğini AA muhabirine değerlendirdi.
Uzmanlara göre, 2013'te askeri darbenin gölge düşürdüğü ve bu nedenle ana hedefi olan özgürlük ve onurlu yaşam şartlarına henüz tam anlamıyla ulaşılamasa da altı yıl önceki devrim süreci, ülke ve topluma önemli kazanımlar sağladı.
Hilvan Üniversitesi'nden anayasa profesörü Cemal Cibril, 25 Ocak Devrimi sonrası elde edilen en büyük anayasal kazanımın cumhurbaşkanlığı süresinin sınırlandırılması olduğunu söyledi.
Cibril, "Anayasal olarak cumhurbaşkanı görevinin süresiz olması durumu ortadan kalktı. Anayasa, cumhurbaşkanlığı süresini 4 yılla sınırlandırdı. Aynı kişi en fazla iki dönem cumhurbaşkanı seçilebiliyor." dedi.
Mısır anayasasında daha önce bir kişinin cumhurbaşkanlığı adaylığını sınırlayan düzenleme yoktu. Devrimin ardından kabul edilen iki anayasada ise, "Cumhurbaşkanı 4 yıllığına seçilir. Görev süresi selefinin görevinin bitmesinden bir gün sonra başlar. Aynı kişinin cumhurbaşkanı seçilmesi iki dönemi geçemez." ibaresi yer aldı.
OLAĞANÜSTÜ HAL İLANININ KISITLANMASI
Cibril, 30 yıl boyunca ülkeyi olağanüstü hal ile yöneten Mübarek'in devrilmesini sağlayan 25 Ocak Devrimi'nin sağladığı ikinci büyük kazanımın ise "olağanüstü hal ilanının geçmiş dönemlere göre çok daha sıkı kriterlere bağlanmış olması" olduğunu belirtti.
Mısır'da ilk olarak Haziran 1967'de İsrail ile girilen savaşta alınan yenilginin ardından eski Cumhurbaşkanı Cemal Abdunnasır tarafından ilan edilen olağanüstü hal, halefi Enver Sedat döneminde de devam etmişti. Sedat'ın 1981'de uğradığı suikast sonucu hayatını kaybetmesinin ardından cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Hüsnü Mübarek de ülkeyi otuz yıl boyunca olağanüstü hal kanunları ile yönetmişti.
DEVRİMİN EN BÜYÜK ARMAĞANI 'YENİ ANAYASA'
Mısırlı siyasi aktivist Mahmud Hamza ise devrimin ülkeye en büyük armağanının yönetim ve sermaye ortaklığına son veren yeni anayasa olduğu görüşünü dile getirdi.
Devrim öncesinde 1971 Anayasası ile yönetilen Mısır'da, 2005'te anayasada iki maddede değişiklik yapılmış ve cumhurbaşkanının halk oylaması ile değil parlamento tarafından seçileceği belirtilmişti. Siyasi gözlemciler Mübarek'in bu değişikliği küçük oğlu Cemal'in cumhurbaşkanı olmasının önünü açmak adına yaptığı yorumunda bulunmuş, bu durum ülkede etkin bazı kesimlerin de tepkisine neden olmuştu.
Söz konusu 1971 Anayasası, devrimin ardından yönetimi ele alan Yüksek Askeri Konsey tarafından kaldırılmış, 2012'de de yeni anayasa kabul edilmişti. Mısır'ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin askeri darbe ile devrilmesinden sonra ise bazı değişikliklerle 2014 Anayasası yapılmıştı.
ASGARİ ÜCRETTE YAPILAN ARTIŞLAR
Hamza, yeni anayasa dışında devrimin ülkede özellikle toplumda doğrudan hissedilen bir diğer olumlu etkisinin ise asgari ücretlerdeki değişiklikler olduğunu ifade etti.
25 Ocak Devrimi'nden sonra kurulan ilk hükümetin Maliye Bakanı Semir Rıdvan, 700 cüneyh olan asgari ücrete 250 cüneyh zam yapmış, 2013'teki Hazım el-Biblavi hükümeti döneminde ise asgari ücret bin 200 cüneyhe çıkarılmıştı.
HALKIN SİYASETE KATILIMI
Kahire Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Mustafa Kamil de devrimin en önemli başarılarından birinin, Mısır halkının siyasete olan ilgisinin artması ve görüşlerini açıklamakta kazandığı cesaret olduğunu dile getirdi.
Devrimin ana hedefleri olan özgürlük ve onurlu yaşam şartlarının henüz tamam anlamıyla sağlanamadığını kaydeden Kamil, ancak halkın siyasete daha fazla ilgi göstermesi ve görüşlerini açıklamakta daha cesur davranmasını da devrime borçlu olduklarını ifade etti.
Aynı üniversiteden bir başka siyaset bilimci Hazım Hüsnü de devrimin insanlara değişim arzusu konusunda görüşlerini ifade etme cesareti kazandırdığını vurguladı.
TOPLUMDA TAŞLARIN YERİNE OTURMASI
Hazım, devrimin bir diğer kazanımının ise mevcut olumsuzluklara rağmen toplumda taşların yerine oturması, safların netleşmesi herkesin kendisi olarak fikirlerini söyleyebilmesi olduğunu savundu.
Bu olumlu sonucun siyasi toleransı da beraberinde getirdiğini kaydeden Hazım, "Bazı büyük kurumlardaki bozulmalar da 25 Ocak Devrimi ile ortaya çıktı, ancak özgürlük, adalet, sosyallik ve onur konusunda olumlu bir gelişim olmadı. Fakat bu tarihi bir süreçtir ve zaman alacaktır." ifadelerini kullandı.
GÖSTERİ HAKKI ELDE EDİLDİ
Ahram Siyaset ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkan Yardımcısı Amr Haşim Rabi de 25 Ocak Devrimi ile halkın gösteri yapma ve görüşlerini beyan etme hakkı elde ettiğine değindi.
Rabi, "Gösteriler Mübarek rejiminin belini kırdı. Bu hak, otoriter bir rejimden alındı. Devrimden sonra gösteri hakkı yasası çıktı ve kanuni bir hak oldu." diye konuştu.
Mısır'da 25 Ocak 2011'de başlayan kitlesel gösteriler, halk devrimine dönüşmüş ve 11 Şubat'ta otuz yıldır iktidarı elinde bulunduran Hüsnü Mübarek'in görevi bırakmasıyla son bulmuştu.