TİMETURK | HABER MERKEZİ
Yaşa, bu birleşmenin sevindirici olmadığını çünkü rejime değil, Astana'daki görüşmelere katılan gruplara karşı gerçekleşen bir birleşme olduğunu yazdı.
Yaşa şöyle devam ett:
SURİYE EL KAİDESİNİ KORUMAK İÇİN...
ÖSO'ya ve SMDK'ya, özgür ve demokratik bir Suriye projesine karşı bir birleşme. Kısaca ifade etmek gerekirse “Suriye El Kaidesi”ni korumak için yapılmış bir manevra...
GERİGİNLİK DEVAM EDİYOR
Ebu Cabir çatışmaların sona erdiğini iddia etse de gerginlik sona ermiş değil. El Colani grubu Ahraru'ş Şam'ı tehdit ediyor ve Ahraru'ş Şam'a katılan Sukuru'ş Şam'ın ağır silahlarının kendisine teslim edilmesini istiyor.
CEVAP BEKLEYEN SORULAR
Ayrıca ortada cevap bekleyen bir sürü soru var. El Nusra / Fethu'ş Şam Cephesi veya gerçek adıyla “Suriye El Kaidesi” Astana'daki görüşmelere katılan grupları devrime ihanet etmekle suçlamış ve kendisine komplo kurulduğunu öne sürmüştü.
Yeni oluşum bu konuda ne düşünüyor? Komplo sona erdi mi? Astana görüşmelerine katılan gruplar artık “hain” değil mi?
Ebu Cabir liderliğindeki yeni oluşum da El Nusra / Fethu'ş Şam Cephesi'nin yayınladığı bildirideki gibi düşünüyorsa hiçbir şey değişmemiş demektir. Astana görüşmelerinin devamı gelecek. Söz konusu gruplar yine o görüşmelere katılacak. Heyetu Tahriri'ş Şam (HTŞ) tarafından yine hain ilan edilecekler.
Ebu Muhammed El Colani'nin misyonunun yeni oluşumda ne olacağı sorusu da cevap bekleyen bir diğer soru. HTŞ'yi gerçekte Ebu Cabir'in mi yoksa El Colani'nin mi yönettiğini önümüzdeki günler gösterecek.
El Kaide'nin sosyal medya hesapları birçok grubun akın akın yeni oluşuma katıldığı havası pompalasa da gerçekte durum tamamen farklı. Farklı gruplardan kopmalar olduğu gibi El Nusra / Fethu'ş Şam Cephesi'nden ayrılanlar da var. “Suriye Devrimi Projesi” ve “El Kaide Projesi” şeklinde özetleyebileceğimiz yeni bir saflaşma yaşanıyor.
Bu ayrışımda Ahraru'ş Şam'ın Suriye El Kaidesi saflarında yer almaması önemli. Ahraru'ş Şam uzun süredir hedefte. Ebu Cabir, HTŞ'nin başına geçmeden kısa süre önce Ahraru'ş Şam'ı bölme girişiminde bulunmuş ve “Ceyşu'l Ahrar”ı kurmuştu. Söz konusu girişim başarılı olamayınca Ceyşu'l Ahrar'ı feshetti. Bir diğer önemli nokta da HTŞ'ye katıldıkları ilan edilen bazı gruplardan ve isimlerden gelen yalanlamalar. HTŞ'nin kurucuları arasında adı yer alan Ceyşu's Sünne yayınladığı bildiriyle yeni oluşumda yer almadıklarını açıkladı.
Ahraru'ş Şam'a bağlı gruplardan Livau'l Abbas bir diğer örnek. Grubun HTŞ'ye katıldığı açıklanmıştı fakat bu iddia bizzat komutanı tarafından yalanlandı.
Ahraru'ş Şam sözcüsü Ahmet Ali Karaali'nin açıklaması şöyle:
“Askeri gruplarımızdan hiçbiri HTŞ'ye katılmadı. Haşim El Şeyh ve Ebu Yusuf El Muhacir ise kişisel olarak istifa ettiler. Onlar zaten üyeliklerini daha önce dondurmuşlardı.”
TÜRKİYE'NİN TAVRI MERAK KONUSU
Son bir not:
Arap sokağında şu an Türkiye'nin yeni oluşum karşısındaki tavrı merak ediliyor.
HABERE GİTMEK İÇİN FOTOĞRAFA TIKLAYINIZ