Şarku'l Avsat'ta, Muhammet Cemi'nin kaleme aldığı, “Husiler, Aramco saldırılarını neden üstlendi?” başlıklı analiz haberinde Husilerin, medya aracılığıyla askeri gücünü abartılı bir şekilde gösterme gayreti içerisinde bulunduğu, saldırıyı üstlenerek uzun mesafeleri hedef alabilecek güçte olduğu mesajını vermeye çalıştığı öne sürüldü. Suudi güvenlik kaynakları ise, saldırının gerçekte Husiler tarafından gerçekleştirildiğine şüpheyle yaklaştıklarını gösteriyor.
Muhammed Cemi'nin analiz haberinin tam metni şöyle:
Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı Cumartesi günü yaptığı açıklamada, ulusal enerji devi Saudi Aramco'nun Abkayk ve Hurays'ta bulunan tesislerinin silahlı insansız hava araçlarıyla (SİHA) hedef alındığını duyurdu. Ayrılıkçı Husilerin saldırıyı üstlenmesine rağmen İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasında herhangi bir tarafa suçlama yöneltilmedi.
Yemen'deki meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu da herhangi bir tarafı suçlamadan saldırıların kaynağına ilişkin soruşturmanın sürdüğünü açıklamakla yetindi.
HUSİLER SALDIRIYI NEDEN ÜSTLENDİ?
Gözlemcilere göre Suudi güvenlik makamları veya Arap Koalisyonunun, Husileri saldırıyı düzenleyen taraf olarak ilan etmemesini, bu saldırının gerçekte Husiler tarafından gerçekleştirildiğine şüpheyle yaklaştıklarını gösteriyor.
İran destekli Husi milislerinin saldırıyı düzenlemediği görüşü haklı olarak şu soruyu beraberinde getiriyor: Peki, o zaman Husiler yapmadığı bir saldırıyı neden üstlendi?
Bu sorunun cevabını Husilerin medya üzerinden yürüttükleri propaganda içerikli söylemlerde bulmak mümkün.
Nitekim Husiler, medya aracılığıyla askeri gücünü abartılı bir şekilde gösterme gayreti içerisinde bulunuyor. Husiler, saldırıyı üstlenerek uzun mesafeleri hedef alabilecek güçte olduğu mesajını vermeye çalıştı.
Husi milisler bu hamleyle bir taraftan kendi unsurlarına moral takviyesi sağlarken, diğer taraftan bu saldırının asıl failini gizlemeye çalıştı. Saldırıya gerekçe olarak, içinde bulunduğu savaş haline işaret eden Husiler aynı zamanda gizlediği faili de saldırının sonuçlarını yüklenmesinden kurtarmış oldu. Sivil tesisleri bombaladığı için övünme pişkinliğini göstermesinden bahsetmeye bile gerek yok.
İran'ın, sonuçlarından kaçınmak için kullandığı gizlenme taktiği söz konusu teoriyi destekliyor. Geçmiş dönemlerde Yemen'den kaynaklandığına dair kesin deliller olmamasına rağmen Suudi Arabistan'ı hedef alan saldırıların arkasında da aynı taktik bulunuyordu.
ABD'NİN İRAN'I SUÇLAMASI
Saldırının Husilerin dışında bir başka kanaldan gerçekleştirildiği teorisi ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo tarafından da dile getirildi.
Pompeo, açıklamasında, ‘Tahran'ın Suudi Arabistan'a yönelik 100'e yakın saldırının arkasında olduğunu' ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif'in diplomasi yapıyormuş gibi davrandıklarını ifade etti.
DİĞER İHTİMALLER
Askeri ve güvenlik uzmanları, saldırının yapılış biçimi ve kaynağına ilişkin birtakım ihtimaller öne sürdü.
ABD'de yayımlanan Wall Street Journal gazetesinin haberin göre, Körfez'deki yetkililer, saldırının SİHA'larla yapıldığı ihtimalini yabana atmadan, petrol tesislerini hedef alan saldırının İran veya Irak'tan havalanan kruz füzeleriyle gerçekleşmiş olabilme olasılığını incelediklerini belirttiler.
Aynı yetkililer, Yemen'in Suudi Arabistan'a en yakın sınır noktasından bir SİHA'nın havalanarak Abkayk şehrine ulaşmasını uzak bir ihtimal olarak değerlendiriyorlar. Zira Abkayk, Yemen ile en yakın sınır noktasına bin 500 kilometre uzakta bulunuyor.
Bu noktada SİHA'ların, İran'ın Körfez'de işgal ettiği adalardan veya Irak sınırından hatta İran içinden havalandığı teorisi gündeme geliyor. Bu teori, mesafenin yakınlığını dikkate alan birçok gözlemci tarafından makul görünüyor.
İRAN'A YÖNELİK YAPTIRIMLAR
Suudi tesislerine yönelik saldırının faili kim olursa olsun, açık olan şu ki, bu eylem ile ABD'nin İran'a uyguladığı petrol yaptırımları arasında açık bir ilişki bulunuyor. Bu ilişki İranlı yetkililerin açıklamalarında açık bir şekilde görülebiliyor.
Üst düzey İranlı yetkililer daha önceki açıklamalarında İran'ın petrol ihraç etmemesi halinde hiçbir ülkenin petrol ihraç edemeyeceği uyarısında bulunmuşlardı. Bu tür açıklamalar, birçok gözlemciyi, ABD'nin İran'ı suçlamakta haklı olduğu görüşünü desteklemeye itmiştir.
Independent Arabia'nın haberine göre ise birçok gözlemci, İran ve bağlı gruplara ait tüm medya araçlarının, saldırının Husiler tarafından düzenlediği ısrarına işaret ederek, İran'ın bu çarpıtma girişimiyle dikkatleri asıl failden kaçırmak ve bunu uluslararası kamuoyuna ‘yutturma' çabası olarak değerlendiriyor.
İran'ın bu saldırıya doğrudan veya dolaylı olarak karıştığına ilişkin birçok kanıt bulunmakla birlikte, saldırının tam olarak hangi milis gücü eliyle gerçekleştirildiğinin ortaya çıkarılması için Suudi Arabistan makamları ve uluslararası toplumun çabaları gerekiyor.