Almanya'nın Hanau kentinde iki nargile kafeye düzenlenen ve dokuz kişinin öldürüldüğü saldırılar Almanya'daki Müslüman kuruluşların sert tepkisine neden oldu.
Almanya'da Müslümanların çatı kuruluşu Almanya Müslümanları Koordinasyon Konseyi'nin (KRM) Sözcüsü Zekeriya Altuğ saldırının düzenlendiği yer ve saldırganın bıraktığı yazının göçmenler, özellikle de Müslümanların hedef alındığını gösterdiğini söyledi.
DİTİB: Uyarılarımız ciddiye alınmadı
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) ise Hanau'daki saldırıyla ilgili açıklamasında, "Almanya'nın ortasında dehşet senaryosu-Kelimeler yetersiz kalıyor" ifadesine yer verdi. Saldırıda masum insanların öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını belirten DİTİB, "Ancak bu yara daha da derine iniyor. Göçmenlerin, Müslümanların iliğine kadar işliyor. Tahayyül edilemeyecek bir sağcı terör saldırısının kurbanı gencecik insanları mezara taşıyoruz" dedi.
Almanya'nın son yıllarda Müslüman vatandaşlar ve camiler için giderek katlanılmaz hale geldiği belirtilen açıklamada, siyasi ve toplumsal alanda düşünce özgürlüğü kisvesi altında ırkçı ve Müslüman karşıtı açıklamaların yapıldığı kaydedildi.
Müslümanları temsil eden kuruluşlarla cami derneklerinin bu tehlikeli söylemleri icraatın da izleyeceği yönünde uyarılar yaptığını hatırlatan DİTİB, ancak bu uyarıların ciddiye alınmadığını ve nadiren dayanışma mesajları verildiğini belirtti.
DİTİB yarın Almanya genelindeki camilerde Cuma namazı sonrasında terör kurbanlarının anılacağını ve onlar için dua edileceğini açıkladı.
Milli Görüş: Akıl alır gibi değil
İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Bekir Altaş da Hanau'daki saldırılar nedeniyle açıklama yaptı. "Hanau'da gerçekleşen korkunç saldırılar dolayısıyla derin üzüntü duyuyoruz. Şu ana kadar şahit olduğumuz, ırkçılığı zararsızlaştırma tutumu ise akıl alır gibi değil" diyen Altaş şöyle konuştu:
"Failin ırkçı motivasyonla hareket ettiği açıkça anlaşılıyor. Bu bizleri öfkelendirdiği kadar üzüntüye de sevk ediyor. Öfkelendiriyor, çünkü senelerden beri tam da bu hususta uyarılarda bulunulmasına rağmen ırkçılık zararsızlaştırılmaya devam ediyor. Üzüntüye sevk ediyor, çünkü her seferinde daha çok insan ırkçılığın kurbanı oluyor. Yıllardan beri bir zihniyet değişikliği çağrısında bulunuyor ancak netice alamıyoruz: Irkçılık hoş görülebilecek bir suç değildir. Kim bunu önemsiz, zararsız göstermeye kalkar ya da meseleyi geçiştirirse bu suça ortak olur."
Siyasetçiler ve emniyet birimlerinin Almanya'da aşırı sağ ve ırkçılığa karşı gerekli önlemleri alma konusunda geç kaldığını ifade eden Altaş, "NSU Araştırma Komisyonlarının tavsiye kararlarının hâlâ uygulanmamış olması başlı başına bir skandaldır. 'Böyle devam' anlayışının sürdürülmesi asla kabul edilemez, edilmemelidir. Hanau kolektif hafızamızda yeni bir dönüm noktasını teşkil etmektedir. Bu utanç verici katliam Mölln, Solingen, NSU cinayetleri ve diğerleriyle birlikte tarihe not düşülmüştür. Siyaset ve emniyet birimleri gerekli dersleri çıkarmadıkları ve meseleyi gündemlerine almadıkları için her ‘Bir Daha Asla!' sonrası daha beteriyle sınanıyor olmamız akıl almaz bir durumdur" diye konuştu.
Hanau saldırısıyla açıklama yapan bir başka Müslüman kuruluş olan Almanya Müslümanları Merkez Konseyi ise Almanya'daki Müslümanları daha dikkatli olmaya çağırdı. Konsey Başkanı Ayman Mazyek yaptığı açıklamada, Müslümanlara kendileri, aileleri ve camileri için ek koruma önlemleri alma çağrısında bulundu.
Mazyek, Hanau saldırganının tek başına hareket etmiş olabileceğini ancak saldırganın "caniyane ve ırkçı ideolojisinin istisna olmadığını" kaydetti.
Mazyek, "Müslüman karşıtı ırkçılığı açıkça isimlendirmeyenler ya da tehlikesiz gibi göstermeye çalışanlar azınlıklara karşı kanlı saldırılarda suç ortağıdır" ifadesini kullandı.
Almanya'daki Müslüman kuruluşlar son günlerde birçok camiye yapılan bomba ihbarları nedeniyle açıklama yaparak güvenlik birimleri ve siyasetçilerden camilerin daha iyi korunmasını talep etmişti. İçişleri Bakanlığı'ndan bir sözcü bu bağlamda Pazartesi günü yaptığı açıklamada, şu anki güvenlik durumuna göre Almanya'da ibadethanelere saldırı tehdidinin hiç de soyut olmadığını söylemiş, ancak camilerin daha iyi korunması konusunun eyaletlerin sorumluluğunda olduğunun altını çizmişti.
Eyaletler güvenlik önlemlerini yeterli görüyor
Ancak eyaletlerin birçoğunun Müslüman kuruluşların daha fazla koruma talebi sonrasında da bu konuda değişiklik planlamadığı ortaya çıktı.
Evanjelik Basın Servisi (epd) Hanau saldırısı öncesinde, Müslüman kuruluşların koruma taleplerini dile getirdiği günlerde eyalet içişleri bakanlıklarıyla iletişime geçerek, camilere güvenlik önlemlerini artırmayı planlayıp planlamadıklarını sordu.
Buna göre Aşağı Saksonya, Hessen, Saksonya, Brandenburg, Bremen, Schleswig-Holstein ve Mecklenburg-Vorpommern eyaletleri camiler için güvenlik önlemlerini artırmayı planlamıyor. Bremen ve Mecklenburg-Vorpommern "özel bir tehlike durumunun söz konusu olmadığını" belirtirken, Brandenburg hali hazırdaki güvenlik önlemlerinin "yeterli" olarak değerlendirildiğini kaydetti.
Aşağı Saksonya eyaleti de camilere yönelik güvenlik önleminin artırılmasının öngörülmediğini belirtti.
Hanau kentinin bağlı bulunduğu Hessen Eyaleti Emniyet Teşkilatı ise epd'nin sorusuna "Tehlike değerlendirmesi şu anda koruyucu önlemlerin uyarlanmasının gerekli olmadığını gösterdi" yanıtını verdi. Schleswig-Holstein Eyalet Emniyet Teşkilatı da camilere yönelik bir tehdit olduğuna dair somut bir ipucu olmadığını kaydetti.
Berlin Emniyeti camileri de hedef almayı planlayan aşırı sağcı hücreye yönelik operasyonlar sebebiyle koruma önlemlerinin incelendiğini belirtirken hangi önlemler alındığı konusunda ise detay vermedi.
Bavyera, Kuzey Ren-Vestfalya ve Hamburg eyaletleri ise güvenlik önlemlerini gizlilik ilkesi gereği açıklamadı. Kuzey Ren-Vestfalya eyaleti İçişleri Bakanlığı emniyette güvenlik için Müslüman kuruluşların muhatap olabileceği memurların bulunduğunu açıkladı. Baden Württemberg eyaleti ise polisin tehditler öncesinde bazı camilere güvenlik konusunda odaklandığı belirtildi.
Kaynak: Deutsche Welle Türkçe