Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın protestoların yabancı elçilikler tarafından finanse edildiği yönündeki açıklamaları Lübnan'daki protestocuları öfkelendirdi.

Eylemciler, “Devrimin finansmanı benim” sloganı altında başlattıkları kampanya ile devrime olan desteklerini dile getirdiler. Ayrıca Nasrallah'ın partisinin fonlarını, maaşlarını ve yemek masraflarını İran İslam Cumhuriyeti'nden geldiğini açıkça itiraf ettiği bir videoyu da yeniden yayınladılar.

Her yaştan aktivistler, “Devrimin finansmanı benim” sloganıyla kaydettikleri videolar yayınladılar. Bazı eylemciler ise yine aynı slogan altında göstericilere yemek hazırlayan ve dağıtan kadınların ve gençlerin fotoğraflarını yayınladılar. Diğer bazıları ise alaycı bir dille elçiliklerden gösterilere katılmak yerine para göndermelerini istediler.

Ayrıca sosyal medyada, “Hasan Nasrallah'ın konuşmalarının özeti: Ben yabancı bir devletle temaslarda bulunabilirim, fakat sizin böyle hakkınız yok. Benim devlet kurumlarını ve anayasayı askıya alma iznim var, fakat sizin yok. Ben savaş çıkarabilirim, fakat siz yapamazsınız” ifadeleri yer aldı.

(Maruni Hristiyan) Lübnan Kuvvetleri Partisi (LK) Milletvekili Vehbi Katişa, “Bu suçlama, daima onun yanında hazır bulunur. Onun sözleri öne çıkmaya çalışmaktan fazlası değil” değerlendirmesinde bulundu.

Şarku'l Avsat'a konuşan Vehbi, “Nasrallah'ın konuşması, başarısızlıkta dibe battığını gösteriyor. Suçlamaların yönünü değiştirmeye alışkındırlar. Defalarca Velayet-i Fakih rejiminin bir askeri olduğunu itiraf etti. Partisini İran'ın finanse ettiğini söyledi. Eylemciler ise yemeklerinin temini için bağış topladılar” ifadelerini kullandı. Lübnanlıların etraflarında neler olup bittiğinin ve ne yaptıklarının farkında olduklarını belirten Katişa, “Hizbullah'ın, protestoculara saldıran destekçileri aracılığıyla yaptığı suçlamalar ve korkutma girişimleri onları etkilemeyecek. Bütün bunları halk devrimi engellemek için yapıyorlar. Hizbullah bunu başaramayacak. Çünkü 17 Ekim'den sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” dedi.

Geçtiğimiz birkaç gün içinde eylemciler ve politikacılar, özellikle Hizbullah taraftarlarının göstericilere yönelik saldırıları sonrasında, gösterilerin engellenmeye çalışılacağına dair uyarılar yayınladılar.

Ayrıca eski Milletvekili Velid Canbolat, göstericilerin korunması gerektiği çağrısında bulunurken, Bağımsızlık Hareketi Milletvekili Michel Mauawad ise Hizbullah taraftarlarının Beyrut şehir merkezindeki barışçıl göstericilere yönelik tekrarlanan saldırılarını şiddetle kınadı. Eski Adalet Bakanı Eşref Rifi, Twitter hesabı üzerinden yaptığı bir paylaşımda, “Hizbullah, suikast, zorbalık ve yolsuzluktan ibaret olan çirkin imajını bir kez daha gösterdi. Hizbullah, terörizmin bizzat kendisidir” diye yazdı.

Nasrallah önceki gün yaptığı açıklamada, göstericileri, dış güçler tarafından finanse edilmekle suçladı. Ayrıca “Bu hareketin bir liderliği var mı? Nerde bu hareketin liderliği?” diye sorarak, göstericilerden hareketin liderlerini tespit etmelerini ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bunlar arasında iktidarda olanlar ve olmayanlar var. İktidarda olanlardan bazılarının dış ve iç bağlantıları vardı. Burada ayrıca son zamanda kurulan yeni siyasi oluşumlar var. Son seçimlere katıldılar ve çok para harcadılar. Yabancı elçiliklerle ve diğer birtakım şahıslar ve çevreler ile temasları olan kimseler var. Bunlar en yozlaşmış olanlarıdır. Lübnan yargısında onlara ilişkin birtakım dosyalar bulunuyor. Şu an hareketin liderliğinde bulunuyorlar.”

Lübnan tarihinin en kitlesel protesto eylemlerine tanık oluyor. 6 milyonluk ülkede nüfusun yarısına tekabül eden yoğunluktaki sokak gösterileri siyasi elitlerin tasfiyesi, hükümetin istifa ederek teknokratlar hükümetinin kurulması ve kota rejiminin son bulması talepleriyle 11 gündür sürüyor.