1888 yılında kurulan 'National Geographic' Dergisi'nin 10'uncu Genel Yayın Yönetmeni Susan Goldberg, Virginia Üniversitesi'nden Afrika tarihçisi ve fotoğrafçılık tarihi araştırmacısı Prof. John Edwin Mason'a derginin 130 yıllık arşivini inceleyerek bu yönde bir araştırma yapması talebinde bulundu. Genel Yayın Yönetmeni Goldberg editörden mektup köşesinde Prof. Mason'un araştırmasına yer verdi.
Yazısında, "1970'lere kadar Amerika'da yaşayan renkli tenli insanlar gözardı edildi, işçiler veya ev hizmetlisi olmanın dışında çok nadir kabul gördüler. 'Yerli' insanlar ise egzotik, bilindiği şekilde ve çoğunlukla kıyafetsiz, mutlu avcılar ve kutsal vahşiler gibi her türlü klişe ile gösterildiler" dedi. Renkli tenli kadınlar ise derginin 130 yıllık geçmişinde hep üstsüz olarak yer bulmuş.
Prof. Mason ise derginin yayınlarında, uzun yıllar boyunca yazılar, fotoğraflar ve seçimlerine dayanan bir ırkçılık geleneği sonucuna vardı.
Prof. Mason, Genel Yayın Yönetmeni Goldberg'e, "Amerikalıların dünya hakkında Tarzan filmleri, sığ ırkçı karikatürlerden gelme fikirleri var. Siyah Güney Afrikalıların hiç sesi yok. Bu yokluk en az içeride yazılan kadar önemli. Siyah insanlar sadece egzotik danslar ediyor, hizmet ediyor ya da çalışıyor. Bu tuhaf, aslında editörlerin, yazarların, fotoğrafçıların neyi bilinçli şekilde görmediğini dikkate almak."
1950'lerde ve 60'larda bunun erkek okuyucular için bir satış politikası olduğunu düşünen Mason, derginin son 20-30 yıldır açıkça kendi tarihiyle yüzleştiğini söyledi.