Stoltenberg, video konferans yoluyla düzenlenen 16. NATO Yıllık Kitle İmha Silahları, Silahların Kontrolü, Silahsızlanma ve Silahların Yayılmasını Önleme Konferansı'nın açılışında konuşma yaptı.
NATO'nun "nükleer silah bulunmayan bir dünya" hedefi çerçevesinde Avrupa'daki nükleer silah sayısını 30 yılda yüzde 90 azalttığını söyleyen Stoltenberg, buna karşılık Rusya, Çin, Kuzey Kore'nin nükleer silah yatırımı yaptığını, İran'ın nükleer çalışmalara yeniden başladığını ifade etti.
Stoltenberg, NATO üyelerinin Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşmasını desteklediğini, anlaşmayla binlerce nükleer başlığının ortadan kaldırıldığını, bu anlaşmanın güçlendirilmesi gerektiğini dile getirdi.
- "GARANTİ OLMADAN CAYDIRICILIĞIMIZDAN VAZGEÇMEYİZ"
Nükleer Silahların Yasaklanması Anlaşması'nın ise alternatif bir çözüm olarak çekici göründüğünü ancak işe yaramayacağını aktaran Stoltenberg, bu anlaşmanın silahların dengeli şekilde azaltılmasını sağlayacak bir mekanizması olmadığını söyledi.
Stoltenberg, "Bu anlaşma nükleer silah bulunduran hiçbir ülke tarafından imzalanmamıştır. Hiçbir garanti olmadan caydırıcılığımızdan vazgeçmemiz tehlikeli bir seçenektir. Rusya, Çin, Kuzey Kore ve diğerlerinin nükleer silaha sahip olduğu ama NATO'nun sahip olmadığı bir dünya daha güvenli olmayacaktır." diye konuştu.
ABD ile Rusya'nın şubatta süresi dolacak Stratejik Silahların Azaltılması Anlaşması (START) ile nükleer silahlar konusunda özel sorumlulukları bulunduğunu vurgulayan Stoltenberg, silahlanmaya sınırlandırma getiren anlaşmanın uzatılmasının önemine işaret etti.
- "ÇİN'İN ŞEFFAF OLMAMASI ENDİŞE VERİCİ"
Çin'e özel olarak değinen Stoltenberg, Çin'in yükselişini dikkate alan bir "nükleer silahların kontrolü rejimi" geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Stoltenberg, şunları dile getirdi:
"Çin'in nükleer silah geliştirmenin eşiğinde olduğu zamanları geride bıraktık. Büyük bir askeri güce ve artan nükleer cephaneliğe sahip bir küresel güç olarak Çin'in silahların kontrolü müzakerelerine açıkça ve yapıcı şekilde dahil olma sorumluluğu bulunmaktadır. Ama maalesef Pekin şu ana kadar görüşmelere katılmayı reddetmiştir. Çin'in nükleer imkanları ve niyetlerinde şeffaflık bulunmaması endişe vericidir. Ancak sonuçta inanıyorum ki dünyanın geri kalanı gibi Çin de nükleer silah sayısını sınırlandıran, şeffaflığı ve öngörülebilirliği artıran silahların kontrolü rejiminden faydalanacaktır. "