İstanbul'daki oturumda katılımcılara seslenen NATO PA Başkanı Michael R. Turner, Rusya'nın yüz binlerce Suriyelinin ölümüne sebep olduğunu söyleyerek, “Ben hepimizin bu toplantıda aldığımız bilgiler ve ortak diyaloğumuz sayesinde daha iyi milletvekilleri olarak çalıştığımızı düşünüyorum. Böylelikle ortak olarak karşı karşıya kaldığımız konularda daha iyi bir anlayış geliştiriyoruz ve daha iyi bir perspektif elde ediyoruz. Elbette 2014 yılında derin şoklar yaşadım ben. Başkanlık görevime geldiğimde Rusya Kırım'ı ilhak etti. Ulusal yükümlülüklerini ihlal etti ve 70 yıldan beri ilk kez bir Avrupa ülkesi zorla sınırları ihlal etmiş oldu. Yine Doğu Ukrayna'da Moskova kaosa sebep oldu ordusuyla. Burada yerel ve ayrılıkçı bir işgal söz konusu oldu. NATO hükümet ve devlet başkanları 1024 yılı Eylül ayında bu yeni ortama müdahale edebilmek için yeni bir mukavele kararı aldılar. 2 yıl içerinde Rusya Kırım'daki askeri mevcudiyetini güçlendirdi ve burada 40 bin birliğin intikali söz konusu oldu. Havasavunma sitemleri güçlendirildi. Suriye'de de Rusya Beşar Esad'a destek vermeye devam ediyor. Ve yine aynı ayrım gözetmeyen taktiklerle yüz binlerce Suriyelinin çatışmanın başından beri ölmesine sebep oldu. Elbette barışçıl bir şekilde çözümünde engellenmesine sebep oluyor. Yine Suriye'de terör örgütü DEAŞ'ı görüyoruz. Irak ve Suriye'de mevcudiyeti var. Hain ideolojisi pek çok zarara neden olmakta. Ve gerçekten DEAŞ'ın faaliyetleri sonucunda büyük bir insani kriz ve mülteci krizi yaşamaktayız. Hem kendi ülkelerimizde hem de ittifak ülkelerinde” dedi.
Turner NATO'nun caydırıcılık misyonunun geliştirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Geçtiğimiz yıl içerisinde ittifak çok büyük değişim geçirdi. Devlet ve hükümet başkanları Varşova'da bu yaz aylarında önemli kararlar aldılar. Müttefikler özellikle harekatlara ve intikallere çok destek verdiler. Doğu kanadında 8 tane merkez tespit etti ve günler içerisinde bölgeye intikal edebilecek şekilde çalışmalarını arttırıyor. Varşova'da liderler 4 çok uluslu taburun Baltık ülkelerinde konuşlandırılmasına Polonya'da ve Romanya'da aynı şekilde birliklerin konuşlandırılmasına karar verdiler. Yine Moskova'nın açık nükleer tehdidine karşı mukavele kararı alındı. Moskova doğu kanadından tehditler sunmaya devam ediyor. Irak'taki askeri personelimize destek veriyoruz. Şuanda NATO artık DEAŞ'la mücadelede uluslararası koalisyona hava desteği de vermekte. Akdeniz'le çalışıyoruz ve Avrupa Birliğindeki ortaklarımızla birlikte çalışıyoruz. Müttefikler son dönemde bu dönüşümü daha da pekiştirmek istediklerini teyit ettiler artık savunmaya daha fazla bütçe ayırmaya karar verdiler. Ama bununda ötesine geçilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ben başkanlık dönemim içerisinde 3 öncelik belirledim. Öncelikle Rusya'yı caydırabilmemiz için araçlara sahip olmamız lazım ve Rusya'nın bu tehditlerin cezasız kalmayacağını bilmesi lazım. NATO'ya bir çağrıda bulunuyorum. Bizim caydırıcılık misyonumuzu geliştirmemiz gerekiyor. NATO'nun caydırıcılığını pekiştirmemiz gerekiyor. Baltık devletlerinde intikal eden birliklerimiz sayısını arttırmak gerekiyor. Ukrayna ve Polonya'da alt yapıya yatırım yapmamız gerekiyor. ve ekipmanları güçlendirmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.
NATO PA Başkanı Turner sözlerine şöyle devam etti:
“İkinci önceliğimiz ise savunmamıza daha fazla yatırım yapmak. Yine özellikle bütçemizde savunmaya ayrılan payı arttırmamız gerekiyor ve yatırım yapmamız gerekiyor. NATO'nun eşsiz ve rakipsiz bir askeri teknolojiye sahip olmasını sağlamamız gerekiyor. 3'üncü olarak sadece Karadağ değil diğer NATO'ya katılmak isteyen herkese kapımızı açık tutmalıyız. Evet Türkiye bu toplantımıza ev sahipliği yapan bir ülke olarak NATO'nun karşılaştığı zorlukların pek çoğunu yaşıyor. Ve tabii ki bu zorluklarla mücadele edebilmek için kendi katkısını yapıyor. Özellikle Karadeniz'de çalışıyor. Akdeniz'den Balkanlardan kadar Kafkaslara kadar istikrarın yayılması için uğraşıyor. Aynı zamanda Türkiye müttefiklerin dayanışmasının çok güzel bir örneğini de gösteriyor. İki yönlü çalıştığını gösteriyor. Türkiye'nin talebi üzerine burada Doğu sınırının korunması için hava gözetleme sistemleri kullanılmakta. Bunun yanı sıra bu güzel şehir İstanbul terör sebebiyle yüzlerce kişiyi kaybetti. Ben çok sıkı bir şekilde terörü ve terörün her türlü tezahürünü kınadığımı söylemek istiyorum. Dört ay önce 15 Temmuz'da Türkiye başka bir saldırıya daha uğradı biliyorum. Buradaki dostlara da biliyor. Bu darbe girişiminin bu ülke üzerinde yarattığı travmanın hepimiz farkındayız. Yaklaşık 300 kişi öldürüldü bu saldırıda özellikle insanları korumaya yemin etmiş kişiler bu kişilere karşı bir darbe girişiminde bulundular. NATO PA başkanı olarak ben de bütün delegelerimiz adına Türkiye'nin demokratik kurumlarını ve Türk halkına desteğimizi 16 Temmuz'da ilettik.”
