Net bir plan yok fakat BM söz verdi: Husiler Hudeyde'den çekilecek
Birleşmiş Milletler'de sürdürülen Yemen görüşmelerinden bugün ilginç bir haber geldi. Karmaşık ve henüz gerçekleşmemiş aşamalardan oluşan bir plan dahilinde BM, Yemen Dışişleri Bakanı Halid el-Yemani'ye 'Husiler'in Hudeyde'den çekileceğine ilişkin' söz verdi. Fakat bu sözün bir ön koşulu var: İlk aşamanın gerçekleştirilmesi.

Oluşturma Tarihi: 2019-02-24 21:10:44

Güncelleme Tarihi: 2019-02-24 21:10:44

Yemen Dışişleri Bakanı Halid el-Yemani, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, hükümetin BM Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths ve Yeniden Düzenleme Koordinasyon Komitesi (RRC) Başkanı General Michael Lollesgaard'dan Husileri'n Hudeyde'den çekilmesi için bir plan dahilinde hareket edileceğine ilişkin söz aldığını açıkladı.

Buna göre BM, Husilerin el-Salif ve Ras İsa limanlarından tamamen geri çekilmeyi kapsayan Hudeyde Anlaşması'nın ilk aşamasındaki prosedürlerin gerçekten yerine getirilip getirilmediğinin takipçisi olacak. Ardından Husilerin İsveç Anlaşması'nın tüm maddelerini uygulaması amacıyla ortaya koyulan yeni bir planın ikinci aşamasına geçilecek.

HÜKÜMETİN ÇEKİNCELERİ VAR

Halid el-Yemani, söz konusu vaadin, hükümetin yeni plana yönelik bazı çekincelerini ifade etmesi sonrasında verildiğini vurguladı. Yemen Dışişleri Bakanı, bu aşamayı büyük bir sınav olarak nitelendirirken, Hudeyde Anlaşması'nın uygulanabilirliğine dair şüphelerini de dile getirdi.

"EN AZINDAN ULUSLARARASI BASKI VAR"

El-Yemani, şu an yaşananları ikinci olarak da “uluslararası tarafa cevap verdiği düşünülen milislere yönelik yeterli uluslararası baskının varlığı” şeklinde nitelendirdi.

BM'NİN YEMEN TEMSİLCİSİ AÇIKÇA "HUSİLER SUÇLU" DEMİYOR

Körfez Haberi'nin aktardığına göre Yemen Dışişleri Bakanı, Kızıldeniz değirmenlerine erişimi engellemeleri ve buğday depolarını yakmaları hususunda verilerin var olmasına rağmen, BM Yemen Özel Temsilcisi Griffiths'in Husi milislerin barış sürecini engelleyen taraf olduğunu söylememesi dolayısıyla şaşkın olduğunu da söyledi.


Yemen Dışişleri Bakanı Halid el-Yemani

"SUÇLU KİM, BİLMİYORMUŞ GİBİ KONUŞUYOR"

BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Mark Lowcock'u da bu noktadan eleştiren el-Yemani, “Çünkü sanal bir dünya varmış ve insani felakete neden olanın, yardımları çalanın, insani personellere engel koyanın kim olduğunu, Sana'ya girişleri kimin engellediğini bilmiyormuşuz gibi konuşuyor” dedi.

Dört gün önce (20 Şubat) yapılan BM toplantısında konuşan Lowcock, “10 milyon insan kıtlıkla karşı karşıya. 20 milyon insan güvenli gıdaya ulaşamıyor. 20 milyona yakın insana sağlık hizmeti verilemiyor.18 milyon insan temiz ve sıhhi sudan yoksun. İki milyonu çocuk olmak üzere üç milyondan fazla insan yetersiz besleniyor. 3,3 milyon kişi çatışmalar sırasında terk ettikleri evlerinden hala uzaklarda yaşıyor. Ekonomik sıkıntı büyüyor, Yemen Riyali değeri kaybediyor. Bu yüzden gıda fiyatlarındaki yükseliş devam ediyor. Yardım kuruluşları parasız kalıyor. Kısacası, işler çok kötü" demişti.

ESİR TAKASI OLACAK MI?

Bakan, esir ve tutukluların değişimi meselesine de değinirken, konu hakkında henüz uzlaşı sağlamadıklarını söyledi. Milislerin, İran'ın ayak izlerini takip ettiğini ve bölünme yolunda İran yöntemleri kullandığını söyleyen el-Yemani, anlaşma uyarınca herkes karşılığında herkesin serbest bırakılması kararı alındığını belirtti. Bakan ancak Başkan Abdurabbu Mansur Hadi'nin esir meselesinin insani bir mesele olduğunu ve siyasi uzlaşıya yer olmadığını vurgulamasına rağmen, bugün Husilerin her oturumda farklı sayılarla oyunlar yaptığını ve kalan sayıları da savaş hususunda pazarlık aracı olarak kullandığını kaydetti. Bakan ayrıca, “Tüm esirlerin serbest bırakılması hususunda BM ve Kızılhaç ile çalışmaya hazırız” şeklinde konuştu.

STOCKHOLM ANLAŞMASI

Yemenli taraflar, BM himayesinde İsveç'in başkenti Stockholm'de 6-13 Aralık 2018'de gerçekleştirilen istişare toplantılarında esir değişimi, Hudeyde'de ateşkes, limanlar ve Taiz ile ilgili anlaşma imzalamıştı.

Hudeyde'de sağlanan ateşkes etkinliğini korurken, taraflar, kentten çekilme ve esir takası gibi diğer maddeler üzerinde görüşmelere devam ediyordu.

102 YARDIM TIRI BEKLETİLİYOR

Fakat Stockholm Anlaşması'nın ardından uluslararası gözlemcilerin Hudeyde'ye geldiği 23 Aralık'tan bu yana Hudeyde, İb ve Sana'da insani yardım yüklü 102 tır Husiler tarafından bekletiliyor. BM'de devam eden görüşmeler ise

RİYAD ve TAHRAN ARASINA SIKIŞMIŞ ÜLKE: YEMEN

2011 yılındaki 'Arap baharı' ayaklanmaları sırasında Ali Abdullah Salih'in 33 yıllık iktidarının devrildiği Yemen, o tarihten itibaren Suudi Arabistan ve İran'ın karşı karşıya geldiği bir bölge.

İran'ın nüfuz alanını, desteklediği milis gücü Husiler ile genişlettiği bilinirken Suudi Arabistan fiili olarak ülkeye girmiş bulunuyor.

Yemen'de 2012 yılında 33 yıllık iktidarı devrilen Ali Abdullah Salih'in ardından Cumhurbaşkanı seçilen Mansur Hadi'ye karşı Salih, 2014'te Husiler'e destek vermiş ve önlerini açarak başkent Sana'yı ele geçirmelerine yardım etmişti. Bunun üzerine bir süre geçici başkent ilan edilen Aden'de kalan Cumhurbaşkanı Mansur Hadi de Mart 2015'te Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'a sığınmıştı. Hadi'ye destek veren Riyad yönetimi, oluşturduğu uluslararası koalisyon ile aynı tarihlerde Yemen'de hava operasyonlarına başladı. Mansur Hadi, Kasım 2015'te Aden'e döndü ve savaş boyunca defalarca saf değiştiren Ali Abdullah Salih kendisine bağlı güçler ile Yemen halkını, ülkenin tüm kentlerinde Husilere karşı ayaklanmaya çağırdı. Ali Abdullah Salih bu çağrının ardından 4 Aralık 2017 günü konvoyuna düzenlenen bir saldırı sonucu öldürülmüştü.

Husiler, Eylül 2014'ten bu yana Yemen'in başkenti Sana ve bazı bölgeleri ellerinde tutarken, Mansur Hadi de Aden'de kalmayı sürdürüyor. İran ve Suudi Arabistan'ın saldırıları sırasında binlerce sivilin öldüğü biliniyor. BM sivil ölümlerini durduracak bir formül sunmazken Tahran ve Riyad uzlaşmayı reddediyor.

KITLIK, SALGIN HASTALIK, İLAÇ ve TEDAVİ EKSİKLİĞİ...

Yemen'de, nüfusun yaklaşık yarısını oluşturan 10 milyon kişi kıtlık çekiyor. Hava bombardımanlarının yanı sıra açlık da ülkedeki ölümlerin başlıca sebeplerinden biri. Pek çok alanda insani kriz yaşanılan ülkede, temiz suya erişimin olmaması, yetersiz beslenme, ilaç ve tıbbi malzemelerdeki eksiklik gibi nedenlerle kolera başta olmak üzere salgın hastalıklar her geçen gün artıyor. Toplam 22 milyondan fazla insanın yardıma ve korumaya ihtiyaç duyduğu biliniyor.