Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, İsrail'in Filistin halkı ve kutsallarına yönelik sürdürdüğü ihlal ve saldırılarına karşı 7 Ekim sabahı İsrail'e "Aksa Tufanı" adıyla kapsamlı saldırı başlattı.
Buna karşılık İsrail ordusu da 2006'dan beri abluka uyguladığı 2,3 milyon Filistinlinin yaşadığı Gazze Şeridi'nin birçok bölgesini yoğun şekilde bombalamaya başladı.
Filistin Sağlık Bakanlığı, son açıklamasında, İsrail'in saldırılarında Gazze'de 950 kişinin hayatını kaybettiğini, yaklaşık 5 bin kişinin yaralandığını duyurdu.
Gazze'den düzenlenen saldırılarda ise 1200 İsraillinin hayatını kaybettiği, 106'sı ağır 2 bin 806 kişinin yaralandığı aktarıldı.
AA muhabirine konuşan Filistinli uzmanlar, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun Filistin davası pahasına Arap ülkeleriyle normalleşme ve ittifaklar kurarak, Gazze Şeridi'ndeki nüfusun büyük kesimini Mısır'a göç ettirmeye çalıştığının altını çizdi.
Hamas ve İslami Cihad Hareketi başta olmak üzere Filistinli direniş grupları ise İsrail'in hayata geçirmeye çalıştığı projenin önündeki en büyük engel olarak öne çıkıyor.
Nitekim Netanyahu, 9 Ekim'de yaptığı açıklamada, "Gazze Şeridi'ne yönelik savaş zaman alır." şeklindeki sözleri dile getirerek, Orta Doğu bölgesini değiştirme tehdidinde bulundu.
- GAZZE'DEKİ FİLİSTİNLİLERİN SİNA YARIMADASI'NA GÖÇ ETTİRİLMESİ
Ramallah merkezli Yebbus Politik ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Direktörü Süleyman Bişarat, Avrupa ülkeleri yetkilileriyle istişare içinde olan Netanyahu'nun konuşmasında kullandığı "Yeni Orta Doğu" ifadesi üzerinde durulması gereken bir konu olduğunu söyledi.
Netanyahu'nun söz konusu ifadeyi ABD'nin uçak gemisiyle bölgeye doğru harekete geçtiği bir dönemde sarf ettiğinin altını çizen Bişarat, şunları kaydetti:
"İsrail ve ABD, uzun süredir üzerinde çalıştıkları Orta Doğu'yu yeniden çizme projelerini hayata geçirme fırsat arıyorlar. Gazze Şeridi'ndeki nüfusun büyük bir kesiminin, abluka ve yoğun bombardımanla Mısır'ın Sina Yarımadası'na göç ettirilmesi de bu projenin bir parçasıdır."
Bu projeyle Filistinlilerin Gazze Şeridi sınırına yakın Yahudi yerleşim birimlerinden uzaklaştırılmasının hedeflendiğini dile getiren Bişarat, İsrail'in söz konusu projeyle aynı zamanda Filistin direniş gruplarının altyapısını yıkmayı hedeflediğini söyledi.
Aslında İsrail'in önünde iki seçenek olduğunu savunan Bişarat, "Birincisi İsrail'in hava saldırılarıyla Gazze Şeridi'ni vurmaya devam etmesidir. İkincisi ise İsrail'in karadan Gazze'ye girmesidir. Görüldüğü kadarıyla savaş yeni başladı." değerlendirmesinde bulundu.
- NORMALLEŞME PROJESİNİN BAŞARISI
Filistinli siyasi analist ve yazar Haldun el-Bergusi de, "Netanyahu, Arap ülkeleriyle normalleşme sürecinde elde ettiği başarı üzerinden Filistin davasına herhangi bir çözüm getirmeden yeni Orta Doğu haritasını çizmeye çalışıyor. Netanyahu, böylece Filistinlileri de işgal altında tutmaya çabalıyor." ifadelerini kullandı.
İsrail Başbakanı Netanyahu'nun, projesinin önündeki engeli kaldırmanın zamanı geldiğine inandığına işaret eden Bergusi, "Netanyahu, Gazze Şeridi'ndeki Filistin direniş gruplarını ise bu projesinin önünde en büyük engel olarak görüyor." dedi.
Netanyahu'nun İsrail'i Orta Doğu'da ana unsur haline getirmeye çabaladığına vurgu yapan Bergusi, Gazz'ye yönelik askeri saldırılara ilişkin ise İsrailli askeri ve siyasi makamların kara operasyonuyla Filistinli direniş gruplarına karşı başarılı olacaklarından emin olmadıklarına dikkati çekti.
Dolayısıyla İsrail'in Gazze'ye yönelik kararını henüz kesinleşmediğini öngördüklerini ifade eden Bergusi, İsrail'in hem Fetih Hareketi'nden hem de kuzeydeki Lübnan'dan yeni cephelerin açılabileceğinden de endişe ettiğini söyledi.
- İSRAİL, GAZZE'DEKİ NÜFUSU ARAPLARIN SORUNU HALİNE GETİRMEK İSTİYOR
Kudüs Üniversitesine bağlı Kudüs Araştırma Merkezi Müdürü Ahmed Refik Avad, Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarla tırmanan gerilim için tüm senaryoların muhtemel olduğunun altını çizdi.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarla Mısır'ın Sina Yarımadası'na bir göç dalgası oluşturmaya çalıştığını aktaran Avad, böylece Gazze'deki nüfusun artık Arapların sorunu haline geleceği değerlendirmesinde bulundu.
Filistin davasının kapsamlı bir çözüme bağlı kalacağı için devam eden saldırıların ardından Filistin-İsrail çekişmesinde siyasi bir mutabakatın olabileceğini dile getiren Avad, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Zor olmasına rağmen bölgede demografik bazı değişimlere yol açacak yeni cepheler açılabilir. Bunun tam tersi İsrail'in siyasi anlaşmaya zorlanmasıyla Filistin devletinin kurulması ihtimali de söz konusu."
Avad, savaşın uzaması halinde ise Arap halklarının sokağa inebileceği ve baskı altında kalacak bölge yönetimlerinin Gazze Şeridi'ne düzenlenen saldırılara karşı bir tutum sergileyebileceğine işaret etti.