Ajansların haberine göre; Obama, 2008'de görüşmeleri başlayan ve iki gün önce imzalanan anlaşmayla ilgili kamu radyosu NPR'ye verdiği mülakatta, bölgede ticaretin yüksek standartlı kurallarının belirlenmesi için anlaşmanın önemi konusunda taraflar ve çevreci gruplara konuştuğunu söyledi.
Güçlü iş gücü ve çevre standartları ile şeffaflığa sahip olmaları gerektiğini vurgulayan ve şirketlere adil davranılmasının önemine işaret eden Obama, "Bu standartları biz belirlemezsek Çin belirleyecek ve bizim şirketlerimiz, bizim çalışanlarımız dezavantajlı konuma düşecek" diye konuştu.
Birbirine geçmiş küresel bir ekonomide Çin'in eski kurallarla hareket edemeyeceğini söyleyen Obama, "Çin artık büyük oyuncu ve ekonomik büyümenin büyük bir lokomotifi. Artık daha şeffaf, daha profesyonel ve yeni uygulamalarla uyumlu olmalılar" dedi.
'AMERİKA'YA BIRAKILMIŞ BİR MİRAS'
ABD'de herkese bu anlaşmanın neden önemli olduğunu anlatmaya çalışacaklarını ifade eden Obama, "Herkesin aslında bu anlaşmanın bugüne kadar yapılmış en ilerici ve yüksek standartlı anlaşma" olduğunu göreceğini dile getirdi.
Bunun kendi adına değil, "Amerika'ya bırakılmış bir miras" olduğunu belirten Obama, Asya-Pasifik bölgesinin dünyada en kalabalık ve en hızlı büyüyen bölge olduğunu vurguladı.
'DÜNYA PAZARININ YÜZDE 95'İ SINIRIMIZ DIŞINDA'
Obama, "Dünya pazarlarının yüzde 95'i sınırlarımız dışında. Amerika'da üretilen malları ve hizmetleri diğer ülkelere satabilmemizi sağlamamız gerekiyor" ifadesini kullandı.
TPP'ye üye ülkeleri ABD, Kanada, Japonya, Avustralya, Brunei, Malezya, Yeni Zelanda, Vietnam, Meksika, Singapur, Peru ve Şili oluşturuyor. Bu ülkelerin toplam gayri safi yurtiçi hasılası dünya ekonomisinin yüzde 40'ını oluşturuyor.
Dünya ekonomisinde önemli etkileri olacak anlaşmanın yürürlüğe girebilmesi için ABD Kongresi ile diğer 11 ülkenin parlamentosundan geçmesi gerekiyor.