Pakistan'ın Ankara Büyükelçisi Muhammad Syrus Sajjad Qazi, geçici hükümetten Kabil Havalimanı'na, terör örgütlerin yaratacağı tehlikeden mülteci sorununa kadar Afganistan'daki son gelişmeleri Veryansın Tv'ye değerlendirdi.
‘TÜRKİYE'NİN DAHİL EDİLMİŞ OLMASINI ANLIYORUZ'
Veryansın TV'den Eray Çelebi'nin haberine göre; Kabil Havalimanı'nın işletilmesi konusunda Türkiye, Katar ve Taliban arasında devam eden görüşmelere değinen Qazi, “Pakistan özellikle Türkiye ve Katar gibi bölge ülkelerinin hem daha önceki Afgan barış sürecindeki hem de şimdi Afganistan'a barış ve istikrar getirmeye yönelik rollerini takdir eder, biz her iki ülkenin Kabil Havalimanının işletilmesi için Afganistan'a dâhil edilmiş olmasını anlıyoruz. Kabil'de işlev gören bir uluslararası havaalanının bulunması çok gereklidir, sadece Afganistan halkına gelen insani yardımlar için değil ama aynı zamanda Afganistan'dan gitmek isteyen tüm Afganların tahliye çabalarının kolaylaştırılması için.
‘TÜRKİYE BU ROLÜ YERİNE GETİRMEK İÇİN EN İYİ ŞEKİLDE KONUMLANDI'
Türkiye bu rolü yerine getirmek için en iyi şekilde konumlanmıştır. Pakistan ve Türkiye'nin ortaklığı göz önünde bulundurulduğunda, her iki taraf ta Afganistan'da karşılıklı barış ve istikrar hedefleri için yakından çalışmaktadır. Son günlerde, hem Pakistan hem de Türkiye insani operasyonlar ve Türk vatandaşlarının ve diğer personelin İslamabad üzerinden güvenli bir biçimde tahliye edilmesi üzerinde koordinasyonda bulunmuşlardır.“ dedi.
Pakistan'ın BM Daimi Temsilcisi Munir Akram, 17 Ağustos'ta Afganistan'da 'kapsayıcı' hükümet kurulmazsa 'etnik ve dini çatışma' çıkabileceği uyarısı yapmıştı.
Qazi, “Pakistan Taliban'ın Afganistan'da oluşturduğu geçici hükümeti kapsayıcı buldu mu?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Pakistan inanmaktadır ki Afganistan'da barış sadece ulusal birlikle sağlamlaştırılabilir. Bu uzun bir zamandır bizim konumumuz olmuştur. Biz bunu daha önceki Afgan idaresine de söylüyorduk. Bunu aynı zamanda Taliban için de vurguluyorduk ve Afganistan'da dâhil edici bir düzen için desteklerimize devam ettik.
‘İMRAN HAN DİYALOG BAŞLATTI'
Başbakan İmran Han uzun dönemli bir istikrar için Afganistan'ın tüm tarafların dâhil olduğu bir hükümete sahip olması gerektiğini vurgulamıştır. Birkaç gün önce, Afganistan'ın komşu ülkeleriyle Duşanbe'deki toplantılardan sonra, Başbakan İmran Han Taliban'la Taciklerin, Hazaraların ve Özbeklerin de dâhil olduğu bir Afgan hükümeti için bir diyalog başlattığını duyurdu.
Dâhil edici bir yönetim insanların güvenini ve uluslararası kabul edilebilirliği kazanmak için önemlidir. Bu bölgesel ve uluslararası düzeyde yeni işbirliği ufukları açacaktır.”
AFGANİSTAN'DAKİ TERÖR VARLIĞI
El Kaide ve IŞİD başta olmak üzere Afganistan'daki terör tehlikesini de değerlendiren Pakistanlı elçi, IŞİD ve Tahrik-i Taliban Pakistan'ın Afganistan'daki istikrarsızlıktan faydalanabileceği uyarısında bulundu:
“Şu anda, uluslararası topluluğun önünde çok önemli iki seçenek var: Bağlılığı güçlendirmek ya da Afganistan'ı tıpkı Sovyetler çekildikten sonra olduğu gibi kaderine terk etmek.
Afganistan'ı kaderine terk etmek bizi sivil çatışmayla, komşu ülkeler üzerinde olumsuz bir yayılma etkisiyle, mültecilerin ülkeden dışarıya akmasıyla, terör olaylarının artmasıyla, uyuşturucu trafiğiyle ve ülkeler arası organize suçlarla sonuçlanacak olan istikrarsız bir konuma geri götürecektir.
‘IŞİD-K VE TTP FAYDALANABİLİR'
Bu yıl Haziran ayındaki BM raporunda da Afganistan'da IŞİD-K ve TTP gibi unsurların varlığına dikkat çekildi. Böyle örgütler Afganistan'da bir vakum ortamından ve istikrarsızlıktan faydalanabilir.
‘TALİBAN DA BAĞLILIKLARINI YERİNE GETİRMELİ'
O halde, bağlılık bizim görüşümüze göre ileri gidilecek tek yoldur. Afganistan'ın herhangi bir terörist örgüt için güvenli bir barınak olmaması hepimizin eşit derecede çıkarınadır. Bunun için, Taliban da kendi bağlılıklarını yerine getirmek için elinden gelen her şeyi yapmalıdır. “
‘BÜYÜK EKONOMİK VE SOSYAL MASRAF'
Qazi, mültecilerin Pakistan'a getirdiği “ekonomik ve sosyal masraf”ı da şöyle anlattı:
Pakistan son 40 yıldan beri 3 milyondan fazla Afgan mülteciye ev sahipliği yapmaktadır. Biz Afgan mültecilere ev sahipliği yapmaya herhangi bir belirgin uluslararası yardım olmadan kendi mütevazı kaynaklarımızı kullanarak devam ediyoruz. Bu bizim için her gün bedelini ödediğimiz büyük bir ekonomik ve sosyal masraf haline gelmiştir.
Bunun karşılığında, Afganistan'dan giden ve Afganistan'a gelen mültecilerin hareketini düzenleme eksikliğinden dolayı belli çevrelerden gelen eleştirilere maruz kalmak zorunda kaldık. Bu nedenle, Pakistan tek taraflı olarak sınırın bize ait olan tarafında 2600 km boyunca sınırlar arası hareketi daha iyi düzenlemek için dış destek olmaksızın bir tel örgülü duvar inşa etmek zorunda kaldı.
‘ÜLKELER DESTEKLENMELİDİR'
Bugün bir yandan Afganistan'daki insani duruma odaklanırken, aynı zamanda büyük oranda mülteciye ev sahipliği yapan ülkelerdeki kendileri için uluslararası desteğin geçen yıllar boyunca giderek azaldığı milyonlarca Afgan'ı da unutmamalıyız. Uluslararası sorumluluk ve yük paylaşımı ilkesi ile aynı çizgide olarak, ev sahipliği yapan topluluklar da özellikle bu zor COVID-19 döneminde desteklenmelidir.
ÜÇ KARDEŞ 2021 TATBİKATI'NIN ÖNEMİ
Qazi, Azerbaycan-Türkiye ve Pakistan'ın katıldığı “Üç Kardeş 2021” tatbikatının da terörle mücadelede yeni yolların keşfedilmesi konusunda fırsat olduğuna dikkat çekti:
“Pakistan'ın hem Türkiye hem de Azerbaycan ile olan ilişkileri tarihteki, kültürdeki ve inançtaki ortaklıklarla perçinlenmiştir. Bu bağlar bölgede barışı, istikrarı ve gelişmeyi arttırmak için karşılıklı saygıyla, paylaşılan algılarla ve ortak bir istekle karakterize edilir.
Pakistan'ın Türkiye ve Azerbaycan'la üçlü bir mekanizması vardır. Bu üç ülkenin dışişleri bakanları Ocak 2021'de İslamabad'da buluştu. Savunma alanı da dâhil olmak üzere çeşitli farklı alanlardaki üçlü işbirliği tartışıldı.
‘TERÖRİZMLE SAVAŞMAK İÇİN BİR FIRSAT'
Türkiye ile olduğu gibi, Pakistan'ın Azerbaycan ile de sağlam bir savunma ilişkisi vardır. Pakistan'ın Türkiye ve Azerbaycan ile savunma araçlarının sağlanması için olduğu kadar subaylarının birbirlerinin askeri eğitim kurumlarına katılımı için imzaladığı birçok anlaşma ve mutabakat zaptı bulunur. Son günlerde düzenlenen “Üç Kardeşler 2021” askeri tatbikatı bu işbirliğinin en son örneğidir. Bu ortak tatbikatlar ordular arasında var olan bağların daha da güçlenmesine neden olmakla kalmayacak ama aynı zamanda terörizmle savaşmak için yeni yolların keşfedilmesi için bir fırsat da sağlayacaktır.
Üçkardeşler uluslararası siyasi ortamdaki değişikliklere rağmen güvenilir bölgesel ortaklar olarak daha yakından büyümeye devam edecektir. “
PAKİSTAN'IN KEŞMİR'E İLİŞKİN 5 TALEBİ
Pakistan'ın Ankara Büyükelçisi Qazi'nin gündeminde Hindistan işgalinde bulunan Cammu Keşmir'deki insan hakları ihlalleri de vardı.
Qazi, Pakistan'ın uluslararası toplumdan beklentilerini sıraladı:
“Pakistan bu yıl 12 Eylül'de Yasadışı Hint İşgalindeki Cammu ve Keşmir'deki (IIOJK) Hintlilerin İnsan Hakları İhlalleri hakkında kapsamlı bir dosya hazırlamış ve yayınlamıştır. Hindistan'da BJP iktidarı altında son birkaç yıldır işlenen insan hakları ihlalleri olağanüstü bir dereceye ulaşmıştır ve bu dosyada kapsanmıştır. Buna bu suçları işleyen Hintli İşgal Güçleri personellerinin hangi birimden oldukları da belirtilen 3,432 savaş suçu da dâhildir. Bu dosyada belgelenen savaş suçları arasında gözaltında işkence, toplu cezalandırmalar, kadın ve çocuklara karşı şiddet, gözaltında zorla kaybolmalar ve öldürmeler, misket silahlarının ve misket bombalarının kullanımı vb. dâhildir. Bu suçları azmettirenler devlet tarafından korunmanın keyfini çıkarmaktadır ve sahte bir adalet sisteminin kalkanı ardındadır.
Dosyayı sunarken, Pakistan'ın uluslararası topluluktan beş tane talebi olmuştur:
-Hindistan IIOJK'deki insan hakları ihlallerini durdurmalıdır.
-Dosyada adları verilen azmettiricilere karşı gereken eylem alınmalıdır.
-Devam eden demografik değişikliğe bir son verilmelidir."
-Askeri ve dijital kuşatma kaldırılmalıdır.
-Tüm siyasi tutuklular serbest bırakılmalıdır.
-Hindistan BM'nin, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) bağımsız ve kalıcı insan hakları ihlalleri komisyonunun, bağımsız gazetecilerin, insan hakları kuruluşlarının ve sivil toplum temsilcilerinin IIOJK'ye engellenmeden girişine izin vermelidir. “
Kaynak: Veryansın TV