Paris İklim Anlaşması Türkiye'ye ne kazandıracak?
Araştırmalar, Türkiye’nin aktif bir iklim politikası yürütmesi halinde milli gelirinin yüzde 7 artacağını gösteriyor

Oluşturma Tarihi: 2021-11-12 22:19:45

Güncelleme Tarihi: 2021-11-12 22:19:45

Paris İklim Anlaşması ve maddeleri, TBMM Genel Kurulunda kabul edilmesinin ardından Resmi Gazete'de yayımlanarak Ekim 2021'de yürürlüğe girmesiyle birlikte yeniden gündem oldu. BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, yaptığı açıklamada, "Türkiye'nin Paris Anlaşması'nı onaylamasını memnuniyetle karşılıyoruz." ifadelerini kullanmıştı.Peki bu anlaşmanın içeriği ve amacında neler yer alıyor:30 Kasım - 12 Aralık 2015'te Paris'te düzenlenen “BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 21. Paris Taraflar Konferansı” (COP21) sonucunda, sera gazı salımlarının azaltılmasını teminen ilk kez küresel ölçekte ve bütün ülkelerin taahhütte bulunduğu Paris Anlaşması üzerinde uzlaşıya varıldı.

Anlaşma neyi nedefliyor?

Anlaşma, ilk kez uzun dönemli hedef olarak yüzyıl sonuna kadar insan kaynaklı sera gazı salım artışından kaynaklanan küresel ortalama sıcaklık artışında, sanayileşme öncesine kıyasla 2 derecenin “oldukça altını” hedef olarak belirlemiş; sıcaklık artışının 1,5 dereceyle kısıtlanmasına yönelik de çaba sarf edilmesinin önemine dikkat çekmiştir.
Türkiye, G20 dönem başkanı olarak, Kasım 2015'te Antalya'da düzenlenen G20 zirvesinde, Paris Konferansı'na yönelik yapıcı bir siyasi mesaj gönderilmesini sağlayarak, sürece katkıda bulunmuştur.Türkiye, Paris Konferansı'na yönelik olarak, kapsamlı bir millî istişare süreci neticesinde hazırladığı “Niyet Edilmiş Ulusal Olarak Belirlenmiş Katkısı”nı (INDC) 30 Eylül 2015'te, yüzde 21'e varan artıştan azaltım olarak açıklamıştır. Hâlihazırda 190'ın üzerinde ülke ulusal katkı niyetlerini sunmuştur.

Türkiye, Paris Anlaşması'nın hedeflerine ulaşmasında, BMİDÇS'nin Paris Anlaşması'nda da vurgulanan, “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar” ilkesi doğrultusunda, uluslararası finansmana erişim, teknoloji transferi ve kapasite artırımına yönelik uluslararası çabaların güçlendirilmesinin önemine inanmaktadır.Paris Anlaşması, 22 Nisan 2016 günü BM Genel Sekreteri'nin ev sahipliğinde New York'ta gerçekleştirilecek üst düzey bir törenle imzaya açılırken 21 Nisan 2017'ye kadar imzaya açık kaldı. Paris Anlaşması'nın yürürlüğe girebilmesi için sera gazı salımlarının %55'inden sorumlu en az 55 ülke tarafından imzalanması ve iç hukuk prosedürlerinin tamamlanması gerekmekte idi.

Emisyonlar ile ilgili düzenleme nasıl?

Emisyonlarla ilgili ülkelerin verdikleri beyanlar dört ana grupta toplanabilir.

Mutlak azaltım: Belli bir yıldaki emisyon seviyesi referans alınarak, hedef yıldaki emisyonların bu seviyenin altına indirilmesi.
Tavan emisyon yılı: Ülkelerin ulusal emisyonlarının en üst seviyeye (tavan) ulaşacağı yılın belirlenmesi ve bu yıldan itibaren emisyonların azaltılması.
Referans senaryodan azaltım: Ülkelerin mevcut politikaları altında atmosfere salacakları sera gazı miktarını referans senaryo kabul edip, emisyonların bu senaryodaki seviyenin altına indirilmesi.
Emisyon yoğunluğu hedefi: Ülkelerin birim ekonomik çıktı başına ürettikleri emisyonların belli bir seviyeyi aşmayacağına ya da bu yoğunluğun azaltılacağına
dair açıkladıkları hedefler.

Ek bir maliyeti var mı?

Araştırmalar, Türkiye'nin aktif bir iklim politikası yürütmesi halinde milli gelirinin %7 artacağını gösteriyor . Türkiye enerjide %70'lerin üzerinde dışa bağımlı ve bu bağımlılığın temel nedeni petrol, doğal gaz ve kömür. İklim krizini durdurmak için yapmamız gereken bu üç fosil yakıtı kullanmayı bırakmak ve yerine
güneş, rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmak. Yenilenebilir enerji kaynaklarının herhangi bir yakıt maliyeti yok dolayısıyla dışa bağımlılık söz konusu değil.

Hangi ülkeler daha fazla sorumlu?

Mevcut emisyonlar: Son verilere göre küresel emisyonların yüzde 50'sinden Çin, ABD, AB ve Hindistan sorumlu. Türkiye en çok emisyona sahip 20
ülkeden biri.
Tarihsel emisyonlar: Emisyonlara ilişkin tarihsel sorumluluk, Sanayi Devrimi'nin başlangıcı kabul edilen 1750 yılından itibaren, ülkelerin küresel
ortalama sıcaklıktaki artışa tahmini katkısıyla ölçülür. ABD, Rusya ve Avrupa bu konuda uzun bir süre Çin'in önündeydi.
Kişi başına düşen emisyonlar: Çin gibi büyük nüfusa sahip ülkeler toplamda daha fazla emisyon üretse de kişi başına düşen emisyonda ilk sırada
olamayabilir. Örneğin, ABD'de kişi başına düşen emisyon miktarı 18 ton iken Çin'de 8 ton civarında.

Türkiye sürecin neresinde?

Türkiye İstatistik Kurumu'nun paylaştığı verilere göre, Türkiye'nin toplam sera gazı emisyonu 2019 yılında 506,1 Mt CO2 eşdeğeri olarak hesaplanmış durumda. Bunun %72'sini enerji sektörü oluşturuyor. EPİAŞ tarafından paylaşılan güncel üretim istatistiklerine göre ise, Ağustos 2021 itibariyle enerji üretiminin yüzde 30'u kömürden elde ediliyor. Yani Türkiye'nin niyet beyanının ve veya iklim eylemi toplamının, en yüksek sera gazı emisyonu kaynağını ıskaladığı anlaşılıyor.