Paris'te sarı yeleklilere gösteri öncesi operasyon
Fransa'da akaryakıt zamlarını protesto etmek için başlayan gösteriler 17 Kasım'dan bu yana devam ediyor. Bugün büyük çapta protesto gösterisi düzenlemeyi planlayan sarı yeleklilere güvenlik güçleri operasyon gerçekleştirdi. Gösteri öncesi operasyonda 32 kişi gözaltına alındı.

Oluşturma Tarihi: 2018-12-08 10:55:48

Güncelleme Tarihi: 2018-12-08 10:55:48

Protestoların ilk gününde, İçişleri Bakanı Christophe Castaner, yaptığı yazılı açıklamada, ülke genelinde 2 binden fazla noktada düzenlenen gösterilere yaklaşık 244 bin kişinin katıldığını belirtmiş, çıkan olaylarda 1 kişinin hayatını kaybettiğini, 106 kişinin yaralandığını ve 38 kişinin gözaltına alındığını açıklamıştı. Castaner, bir protestocunun hayatını kaybetmesinin ardından eylemleri başlatan Jacline Mouraud'unun 'sorumluluklarını üstlenmesini' gerektiğini açıklamış, Jacline Mouraud ise hükümeti ölümden sorumlu olmakla suçlamıştı.

Fransız araçlarında kullanılan dizelin fiyatları son 1 yılda ayda yüzde 23 arttı. Bu 2000'lerin başından beri en yüksek rakam olarak değerlendirildi. Jacline Mouraud adlı bir kadının, sosyal medya üzerinden hükümeti eleştirdiği bir video paylaşması, milyonlar tarafından izlenmiş ve sonrasında gösteriler başlamıştı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise, ilk günlerde yaptığı açıklamada, protestoları normal karşıladığını ancak bu sorunun gösterilerle değil diyalogla çözülebileceğini söyleyerek, hedeflerinin fosil yakıtlara daha fazla vergi koymak olduğunu söylemiş, şehirdeki hava kirliliğini artıran taşıtlar yerine elektrikli araçlar almak isteyenlere yardımlarda bulunduklarını ifade etmişti.

POLİSTEN SERT MÜDAHALEDE

Polis, Porte Maillot ve Bastille Meydanı ile Champs-Elysees Caddesi'nde toplanan göstericileri dağıtmaya çalıştı. Zaman zaman gerginlik yaşanan gösteride polis, eylemcilere, göz yaşartıcı gaz ve cop kullanarak müdahale etti.

HEMŞİRELER DE PROTESTOYA KATILDI

Fransa'da hükümetin hazırladığı yeni sağlık planına karşı, hemşireler de hükümetin yeni sağlık planına karşı ülke genelinde seferberlik ilan etmiş, Fransa genelinde 16 sağlık örgütü, hemşireleri birçok yerde iş bırakmaya ve yeni sağlık yasasını protesto etmeye çağırmıştı. Hükümetin çalışma şartlarını görmezden gelerek yeni sağlık planında yeterince hak tanımaması nedeniyle hemşireler de Fransa Sağlık Bakanlığı önünde toplanarak hükümetin yeni planını protesto etmişti.

Yeni sağlık planının hemşire ve bakıcıların sorunlarını gözardı ettiğini ileri süren göstericiler, hükümetten daha iyi ücret, daha fazla özerklik ve işyerlerinde daha çok hak tanınmasını talep etmişlerdi.

AKARYAKIT DEPOLARINA GİRİŞ ÇIKIŞI KAPATTILAR

Gösteriler sürerken, protestoların başlamasından birkaç gün sonra eylemciler, ülke genelinde yüzlerce cadde ve yolda blokaj eylemi düzenlemiş ve birkaç gün süresince ülke genelinde çok sayıda petrol deposunun giriş ve çıkışını kapatmıştı.

Göstericilerin önceki gün petrol depolarının giriş ve çıkışını kapatması nedeniyle 75'ten fazla benzin istasyonunda akaryakıt bittiği için satış yapılamamıştı.

MACRON'UN İFADELERİ SERTLEŞTİ

Gösterilerin ilk haftasında İçişleri Bakanı Christophe Castaner, yaptığı açıklamada, ülke genelinde düzenlenen yaklaşık bin 600 gösteriye yaklaşık 106 bin kişinin katıldığını, 42'si Paris'te olmak üzere 130 kişinin ifadesi alınmak üzere karakola götürüldüğünü ve 22 kişinin gözaltına alındığını bildirmiş, gösterilerdeki şiddet olaylarından, aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisinin lideri Marine Le Pen'i sorumlu tutmuştu.

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, güvenlik güçlerine cesaretlerinden dolayı teşekkür ederken, polislere karşı şiddette bulunanların utanç duymaları gerektiğini, cumhuriyette şiddetin yeri olmadığını belirtmişti.

TÜRKİYE: ENDİŞEYLE TAKİP EDİYORUZ

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Fransa'daki akaryakıt zammı protestolarına ilişkin, "Sayıları 700 bini bulan Türk toplumunun yaşadığı Fransa'daki bu gelişmeleri yakından ve endişeyle takip ediyoruz. Fransız güvenlik güçlerinin göstericilere sertleşen müdahaleleri ve orantısız güç kullanmaya varan uygulamaları da kaygı vericidir." açıklamasında bulunmuştu.

PUTIN'İN SÖZCÜSÜNÜN KIZI DA KATILMIŞTI

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Basın Sözcüsü Dmitri Peskov'un kızı Elizaveta Peskova, Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenen sokak gösterilerine katıldığını sosyal medya hesabından duyurmuş, Paris'te düzenlenen sokak gösterilerinden fotoğraf paylaşmıştı Sosyal medyada yaptığı açıklamasında Fransa halkının mücadelesini öven Peskova, Paris'in ünlü sokaklarında barikatlar kurulmasını şaşkınlıkla karşıladığını söylemişti.

TÜRK VATANDAŞLARINA SEYAHAT UYARISI

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Fransa'da yaşayan ve seyahat için gidecek olan vatandaşlara uyarı yapıldığını açıklayarak, "Biz her şeyden önce gösterilerin barışçıl bir şekilde, Vandalizme dönüşmeden yapılmasını tercih ederiz. Gerek ülkemizde gerekse herhangi bir ülkede. Gösteri demokratik bir haktır ve gördüğümüz kadarıyla petrol fiyatlarında artıştan ve diğer bazı sebeplerden dolayı Fransa'da bu gösteriler var. Ama diğer taraftan Fransa'nın da şu anda kullandığı aşırı gücü tasvip etmiyoruz. Özellikle Fransa içişleri bakanının kullandığı tehditkar dilin de olayları tırmandırdığını görüyoruz.

Türkiye'de herhangi bir olay olduğu zaman ders vermeye çalışan ülkelerin, kendi ülkelerinde olduğu zaman agresif ve aşırı bir güç kullanması doğru bir yaklaşım değil. Avrupa Birliği, başka bir ülkede böyle olaylar olduğu zaman verdiği tepki farklı, fakat herhangi üyesi olan bir ülkede bu tür olaylar olduğu zaman daha sessiz. Sadece bu olayları söylemiyorum. Herhangi bir Avrupa değerlerinin aşındırılması ya da bu değerlere aykırı ülkenin politikaları olduğu zaman tepki farklı. Hatta Avrupa Birliği içinde de Macaristan gibi küçük ülkeler olduğu zaman tepki farklı, Fransa gibi ülkeler olduğu zaman tepki farklı. Bunun adına da 'dayanışma' diyorlar. Üyeler arasında dayanışma önemlidir. Özellikle herhangi bir üyesi ya da bölge zor duruma düştüğü zaman dayanışma göstermek doğaldır. Fakat hukukun, insan haklarının ve Avrupa değerlerinin çiğnendiği bir ortamda, adına dayanışma diyerek bunları görmezden gelmek her şeyden önce Avrupa Birliği'nin kendi değerleri ile çelişmektir. Fransa şu anda görüyoruz ki çok aşırı güç kullanıyor. Ölenler var ve sağduyu çağrısında bulunuyoruz. Vatandaşlarımıza yönelik de uyarımızı yaptık. 700 binden fazla Fransa'da yaşayan vatandaşımız var. Ayrıca Fransa turizm bakımından da popüler bir ülke olduğu için, Fransa'yı ziyaret eden vatandaşlarımıza da olayların olduğu yerlere gitmemeleri ve dikkatli olmaları konusunda gerekli uyarılarımızı yaptık" açıklamasında bulunmuştu.

AVRUPA BİRLİĞİ SESSİZ KALDI

Avrupa Birliği (AB),dünyanın farklı yerlerindeki protestolara ilişkin uyarıda bulunmasına rağmen yüz binlerce kişinin katılımıyla Fransa'da devam eden "akaryakıt zammı" protestolarına karşı sessiz kamış, AVM ve iş yerlerinin yağmalandığı, ülke genelinde çok sayıda petrol deposunun giriş ve çıkışının tutulduğu, turistlerin yoğun ilgi gösterdiği Eyfel Kulesi'nin ziyarete kapatıldığı olaylar dolayısıyla AB'nin "uyarı" veya "itidal çağrısı" yapmaması dikkat çekmişti.

MACRON SAVAŞ SAHNELERİNİ KINADI

Bu sırada Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, başkent Paris'te cumartesi düzenlenen ve akaryakıt zamlarının protesto edildiği gösterideki savaş sahnelerini kınadı.

Hükümet Sözcüsü Benjamin Griveaux, gösterilere ilişkin, "Avrupa tarihinde yerini bulamayan bir Fransa var." ifadesini kullanan Griveaux, hükümetin herkesi masanın etrafında toplayacağını, Fransızların sorunlarına ve görüşlerine daha duyarlı olacağını söylemişti.

SARI YELEKLİLER 'VATANDAŞ MECLİSİ' İSTEĞİ

Fransa'da "Sarı Yelekliler" adı altında örgütlenen eylemciler sekiz temsilci belirleyerek, devlet ve hükümetin temsilcileriyle ciddi ve gerekli temaslarda bulunmak için resmi heyet kurdu. Sosyal medyadan açıklama yapan heyet, Emmanuel Macron hükümetine iki teklif sundu. Eylemciler, "Bütün vergilerin düşürülmesi" ve "Ekolojik geçiş, satın alma gücü, güvensizlik" konularını tartışmak için bir "vatandaş meclisi" oluşturulmasını talep etti. Açıklamada, "Tek arzumuz, bu tekliflerin referanduma sunulmasıdır" denildi. Aralarında eylemi başlatan Eric Drouet ve Priscillia Ludosky'nin de bulunduğu sekiz sözcünün lider olmadıkları, yalnızca sözcü oldukları bildirildi.