Prens Selman’ın taht oyunları
Son bir yılda yaşananlardaki etkinliği ile adından sıkça söz ettiren Kral Selman'ın veliahtı Prens Selman'ın icraatları...

Oluşturma Tarihi: 2018-10-21 02:21:52

Güncelleme Tarihi: 2018-10-21 02:21:52

Muhammed Bin Selman, adını duyurmaya dünyanın en genç savunma bakanı olduğunda başladı. Babası, şimdiki kral, Selman bin Abdulaziz'in 2015'te tahta geçmesiyle günden güne artan bir ivmeyle güç kazanan Bin Selman Suudi tahtının arkasındaki "asıl güç" olarak adlandırılıyor.

Yeni veliaht olarak seçildi
2015 yılında şimdiki kral Selman Bin Abdulaziz'in tahta geçmesiyle birlikte veliahtlığa gelen Muhammed Bin Nayif'in uğradığı bir suikast girişiminde vücuduna gelen şarapnel parçasının ardından kokain ve morfin bağımlısı olduğu iddia ediliyor.

Bu iddia gerekçe gösterilerek veliahtlıktan azledilen Muhammed Bin Nayif'in yerine Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan'ın yeni veliahtı ilan edildi.

Muhammed bin Nayif'in veliahtlıktan alınmasının sebebi her ne kadar bu şekilde açıklansa da Bin Nayif'in “ayağının kaydırıldığı” da iddia ediliyor.

Vehhabilikten 'ılımlı İslama' geçiş
Prens Bin Selman, 2017 Haziran ayında veliaht ilan edilmesiyle birlikte gücünü pekiştirdi ve uzun vadeli, köklü reformlarını da hayata geçirmeye başladı.

Suudi Arabistan'ın kuruluşundan bu yana radikal İslam anlayışıyla bilinen vehhabi mezhebi yoğunlukla yaşanıyor. Ancak Prens Selman, ülkesini yeniden ılımlı İslam'a dönmesinin arzuluyor.

Kadınların hakları genişletildi
Bu bağlamda özgürlükleri genişleteceğini belirten veliahtın ilk icraatlarından biri kadınlara araba kullanma hakkını veren bir kararname çıkarmak oldu. Bu yasakla birlikte kadınlara, “uygun giyindikleri takdirde” stadyumlara girme yasağı da kaldırıldı.

Dikkat çeken bu hamleleri sinema salonlarına dair yasağın kaldırılması izledi. 35 yıl sonra yeniden ülkede kadınlara erkekler aynı anda sinemada film izlemelerine izin verildi.

Ayrıca, baskıcı uygulamalarıyla bilinen Suudi ahlak polisinin tutuklama yetkisinin kaldırılması da Bin Selman'ın önemli bir reformu olarak görülüyor.

Bu reformlar uzun yıllardır ahlak polisinin baskısı altında yaşayan, kadın özgürlüğü sıralamasında dünyanın en gerisinde olan ülkelerden biri için oldukça büyük devrimler olarak görülüyor.

Potansiyel muhaliflere 'yolsuzluk operasyonu'
2017 Kasım ayında Prens Bin Selman'ın veliaht ilan edildikten yaklaşık 5 ay sonra Suudi Arabistan'da geniş kapsamlı bir operasyon başladı. Aynı gecede 11 prens, onlarca hanedan ailesi mensubu, 4 bakan, eski bakanlar, medya patronları ve aşiret liderleri gözaltına alındı.

Gözaltına alınan prenslerden birisi de dünyanın en zengin insanları arasında adı geçen Velid bin Talal'di.

Gözaltına alınan kişiler ülkenin en lüks otellerinden Ritz Carlton Riyad'da tutulurken, ülkeden kaçışları önlemek amacıyla özel jetlerin havalanması yasaklandı. Helikopter ile Yemen'e geçmeyi başaran bir prensin de helikopteri “şüpheli şekilde” düştü.

Muhammed Bin Selman söz konusu gözaltı kararlarının yolsuzluk soruşturmları kapsamında alındığını ifade etmişti.

Ancak operasyon Bin Selman'ın elinde güç potansiyeli bulunduran kendisinden başka bütün Suudi Arabistanlıları bertaraf etmesi ve iktidarını güçlendirmesi olarak yorumlandı.

Bin Selman'ın Trump ile önemli anlaşmaları
Muhammed Bin Selman'ın veliaht ilan edilmesinden yalnızca bir ay önce Amerika Birleşik Devletleri başkanı Donald Trump Riyad'a bir ziyaret yapmıştı.

Bin Selman daha sonra verdiği bir demeçte Trump'tan “doğru zamanda gelen doğru kişi” şeklinde bahsedecekti.

Trump'ın Suudi Arabistan ziyaretinde varılan anlaşmayla Riyad yönetiminin Amerika'dan 110 milyar dolarlık silah alımı yapacağı açıklandı. ABD ve Suudi Arabistan, tarihin en büyük silah satışı anlaşmasının da arasında bulunduğu toplamda 350 milyar dolarlık ticaret anlaşmasına imza attı.

Cemal Kaşıkçı olayının ardından ABD başkanı yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan'ın suçlu olduğunun ortaya çıkması durumunda “bedelini ödeyeceğini” söyledi ancak Riyad yönetimi buna boyun eğmeyerek “misliyle karşılık verileceğini” açıkladı. Bu iki başkent arasında şu ana kadar açığa çıkmış ilk kriz olarak değerlendiriliyor.

İran karşıtı politika
İki yönetimin siyasi anlamda buluştukları en önemli nokta İran'ı büyük bir tehdit olarak görmeleri. Bir önceki ABD başkanı Barack Obama'nın İranla yaptığı nükleer program ve bu anlaşmanın gerçekleşme sürecinde “İran'a karşı yumuşak tavrı” Suudi Arabistan yönetimini rahatsız ediyordu.

Bin Selman, Ortadoğu'da Suudi Arabistanla birlikte en önemli güçlerden birisi olan İran'ın etkinlik alanının zayıflamasını istiyor. Bölgede kendisinden başka güçlü bir ses istemeyen Prens, Şii grupları da aynı amaçla baskı altına alıyor.

Ayrıca İran'ın nükleer projesi ile alakalı olarak Prens Muhammed “İran nükleer silah geliştirirse, biz de aynısını yaparız” açıklaması yapmıştı.

Suudi Arabistan'nın Yemen savaşındaki rolü
Suudi Arabistan'ın Yemen'deki Husilere yönelik operasyon yapması kararını veren Prens Bin Selman'ın asıl hedefinde İran'ın bölgede etkinliğini artırmasını önlemek var. Prens Selman, Şii Husi güçlerinin bölgede yayılmasını önleyerek İran'ın etkin olduğu alanı daraltmak istiyor. Ancak iki gücün Ortadoğu'daki iktidar mücadelesinin meyvesi olan Yemen iç savaşı giderek daha vahim bir insanlık dramına dönüşüyor.

Lübnan Başbakanı Hariri'nin istifası
Lübnan başbakanı Saad Hariri'nin 2017'nin ekim ayı sonlarında gerçekleştirdiği Riyad ziyaretinin beklenenden uzun sürmesi, Saad Hariri'den bir süre haber alınamaması ve Hariri'nin Riyad'da bulunduğu sırada istifa etmesinin ardından Suudi yönetiminin Hariri'yi istifaya zorladığı iddiaları gündeme gelmişti.

Lübnanlı yetkililer Suudi yönetiminin Hariri'yi rehin tuttuğunu ve Kral Abud ve prens Salman tarfından istifa ettmeye zorlandığını savunuyordu.

Lübnan Suudi Arabistan krizine diplomatik rol oynayan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Hariri meselesine işlikin “bir başbakan haftalarca Suudi Arabistan'da alıkonuldu'' ifadesini kullandı.

Kendisi de bir Suudi Arabistan vatandaşı olan Hariri'nin yolsuzluk operasyonunda MbS'in kara listesindeki isimlerden biri olduğu iddia ediliyor.

Kanada ile diplomatik kriz
Kanadalı yetkililerin Suudi Arabistan'da bazı insan hakları aktivistlerinin gözaltına alınmasını eleştirmesinin ardından iki ülke arasında kriz patlak verdi.

Suudi Arabistan, Kanada'nın Riyad Büyükelçisi'ni istenmeyen kişi ilan etti, ülkeyi terk etmesi için 24 saat süre verdi ve Kanada ile yeni ticari ilişkileri dondurduğunu açıklamıştı.

Kaynak: Euronews Türkçe