Dolar

34,5424

Euro

36,0063

Altın

3.006,41

Bist

9.549,89

Putin: Lenin ve Stalin'in torunuyum

'Putin' belgeselinin çekimleri sırasında Rus lider ile yaptığı söyleşilerden oluşan 'Vladimir Putin ile Söyleşi' adlı kitap satışa çıktı. Kitapla ilgili bazı bölümlerde ilginç bilgilere yer veriliyor.

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-09-19 15:11:11

Putin: Lenin ve Stalin'in torunuyum

Ünlü ABD'li yönetmen Oliver Stone'un, 2015-2017 yılları arasında "Putin" belgeselinin çekimleri sırasında Rus lider ile yaptığı söyleşilerden oluşan "Vladimir Putin ile Söyleşi" adlı kitap satışa çıktı.

Lenta.ru, kitaptan bazı bölümleri paylaştı.

turkrus.com'da yer alan habere göre Putin'in ilginç anılarından bazıları şöyle:

- “Dedemin bir dönem Lenin ve Stalin'in aşçılığını yaptığı doğru. Dünya küçük. Dedem 1917'deki devrim öncesi Petrograd'da bir restoranda aşçılık yapıyordu. Lenin'in yazlık evinde nasıl aşçı olduğunu bilmiyorum. Daha sonra Stalin'in evinde aşçılık yaptı. Sıradan bir insandı, aşçıydı.

Biz Leningrad'da (St.Petersburg) yaşıyorduk, ama Moskova yakınlarında yaşayan dedemin yanına yazları birkaç kere geldik. Emekliye ayrılmıştı, ama daha önce çalıştığı devlet yazlık evlerinin birinde yaşıyordu. Babam, babasının yanına Stalin hayattayken gittiğini anlatırdı. Dedem, Stalin gezinti yaparken babama uzaktan onu göstermiş. Bu dönem hakkında tek bildiğim şey bu.”

- “Ailem üzerime çok titremesine rağmen ben başına buyruk yaşardım. Sokakta çok zaman geçirirdim ve tabii, en hafif deyişle her zaman disiplinli değildim. Ne zaman ki düzenli olarak spor, judo yapmaya başladım, disipline oldum ve hayatım iyi yönde değişmeye başladı.”

- “KGB'de çalışmayı kendim istedim. KGB'de çalışabilmek için hukuk fakültesine girdim. Henüz lisede okurken KGB'nin Leningrad İdaresine çat kapı gidip, onlarla çalışmak için ne yapılması gerektiğini sordum. Hukuk fakültesini bitirmem gerektiğini söylediler. Bu nedenle hukuk fakültesinde okudum.”

- “1996 yılında Moskova'ya geldiğimde burada arkamda ciddi bir destek ve önemli bağlantılarım yoktu. 1996'da geldim ve 2000 yılında devlet başkanının vekili oldum. Boris Yeltsin ile ve ekibiyle çok özel bir ilişkim yoktu. Yeltsin'in neden beni seçtiğimi bilmiyorum. Benden önce çok yetenekli kişiler çalışıyordu. Bu kişilerden biri olan Bay Primakov, maalesef kısa süre önce aramızdan ayrıldı.

Yeltsin'in bana yaptığı ilk teklifi reddettim. Burada, yan odada, devlet başkanlığına aday olabilmem için beni başbakan olarak atamak istediğini söyledi. Bunun çok büyük bir sorumluluk olduğunu, hayatımı tamamen değiştireceğini ve buna hazır olmadığımı belirttim. O ise, daha sonra bu konuya tekrar döneceğimizi söyledi.”

SON VİDEO HABER

Boğaz'da büyük tehlike! Santim farkıyla atlatıldı

Haber Ara