Rus kaynakları, “Suriye'de Esed güçlerinin İdlib şehri bölgesindeki askerî operasyonlardan ağır kayıplarla çıktığını” aktardı.
Moskova merkezli Kommersant gazetesinin kaynaklardan aktardığına göre “son 10 gün içerisinde yaklaşık 160 Suriyeli asker öldürülürken İdlib'teki silahlı unsurların komşu bölgelere karşı başlattığı saldırılar dolayısıyla onlarca sivil yaralandı.”
Son günlerde İdlib'deki silahlı grupların komşu noktalara yönelik saldırılarını artırmaları hakkında Rusya'dan yapılan açıklamalara işaret eden kaynakların belirttiğine göre “Moskova, Suriye ordusunun Han Şeyhun şehrine birkaç kilometre uzaklıkta başlattığı askerî operasyonların İdlib'de muhtemel bir saldırı ile ilişkili olmadığını, mevcut çatışmaların hedefinde teröristlere karşılık vermek olduğunu düşünüyor.”
Bununla birlikte kaynaklar rejim güçlerinin son günlerde elde ettiği geniş ilerlemeye de dikkat çekerek Esed ordusunun, “İdlib'de gerilimi düşürme bölgesinin” güneyine yönelik saldırılar kapsamında son on gün içerisinde Hama ile İdlib bölgeleri arasındaki sınır boyunda önemli bir nokta ile birlikte 18 kasabayı ele geçirmeyi başardığını ifade etti. Ordu böylece, Şam ile Halep arasındaki stratejik M5 otoyolunda yer alan Han Şeyhun şehri ile arasındaki mesafeyi birkaç kilometreye indirdi.
Kommersant, Han Şeyhun şehrinin Nisan 2017'de kimyasal bileşenler kullanılarak bombalandığını ve bunun sonucunda 84 kişinin ölüp 500'den fazla kişinin de yaralandığını hatırlattı. Ayrıca ABD'nin bu saldırıdan rejimi sorumlu tutan söyleminin Moskova tarafından kabul edilmediğini de belirterek elinde, muhalefetin sorumluluğu Şam'a yüklemek için olayı ‘pazarladığına' dair verilerin bulunduğunu iddia etti.
MUHALİFLERE VERİLEN DESTEK KESİLDİ Mİ?
Rusya Meclisi Dış İlişkiler Uzmanı Kirill Semenov İdlib etrafında gerçekleştirilen askerî operasyonların, ‘askerî olarak alınan bir karar' anlamı taşımadığını ve operasyonların kapsamının genişletilip kapsamlı bir saldırıya dönüştürülmesinin uzak bir ihtimal olduğunu söyleyerek açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Şehrin alınması ancak, Rusya ile Türkiye arasındaki anlaşma ile mümkün. Tüm işaretler gösteriyor ki Türkiye, silahlı muhalif güçlere olan desteğini durdurdu. Muhalefet, artık konumunu korumaya güç yetiremeyecektir. Öte yandan Beşşar Esed rejimine bağlı olan güçlerin Han Şeyhun şehrinde elde ettiği zafer, onlara otoyolu kontrol etme imkânı vermemekle birlikte Suriye ordusunun İdlib derinliklerine taşınması ve ‘gerilimi düşürme bölgesi' sınırlarının değiştirilmesinde ilk adım olabilir”.
Semonov'un ifadelerinden anlaşıldığı üzere Moskova, askerî harekatın yürütülmesine paralel olarak ‘İdlib'de gerilimi düşürme bölgesi' haritasında, rejime egemenlik sahasını genişletme imkânı sağlayacak değişiklikler yapmak üzere anlaşmak için Türk tarafı ile diyalog yürütüyor. Moskova, daha önce İdlib etrafında gerçekleştirilen operasyonların ‘bir saldırı operasyonu olmadığına' vurgu yapmıştı.
Dışişleri Sözcüsü Mariya Zaharova, ülkesinin geçtiğimiz eylül ayında Moskova ve Ankara arasında imzalanan Soçi Anlaşması'na bağlı olduğunun altını çizdi. İdlib etrafındaki temas hatları boyunca silahsız bir bölge oluşturulması ve silahlı unsurlar ile ağır silahların bu bölgeden çıkarılması, bu anlaşmanın maddeleri arasında yer alıyor.
Haftalık olarak yaptığı özet açıklamasında Zaharova, Rusya ile Suriye'nin 2 Ağustos'tan bu yana sessizlik sistemi adındaki şeyi uygulama çabalarının silahlı gruplar tarafından görmezden gelindiğini ve siviller arasında kayıplara sebep olan 200'den fazla ateşkes ihlali kaydedildiğini iddia etti.
Zaharova'nın açıklamasında yer verdiği ifadelere göre Suriye rejim güçleri, Rus uçaklarının da desteğiyle, “terörist” faaliyeti bastırmak ve gerilim bölgesinde yer alan sivillerin güvenliği için gerekli tüm önlemleri almak için hedefli operasyonlar yürütüyor.
Rus uzmanlar, rejimin askerî operasyonlarının ‘oldukça maliyetli' olduğuna da dikkat çekti. Nitekim Han Şeyhun'daki savaşçılar, Suriye Hava Kuvvetleri'ne ait Suhoy 22 tipi bir bombardıman uçağını düşürerek pilotunu esir aldı.
Bununla birlikte ateşkesin bozulduğundan bu yana on gün içerisinde Suriye ordusu ile hükümete bağlı güçler arasından 160'ı aşkın, Heyet-i Tahrir-i Şam (HTŞ) ile silahlı muhalefet arasından 220'den fazla kişi ve yaklaşık 40 da sivil öldürüldü.