Rus uzman: Türkiye-Rusya diyaloğu en yüksek yoğunluğuna ulaşıyor
Rusya ve Türkiye savunma bakanlarının arasındaki görüşmenin sonuçlarını ve iki ülkenin Suriye çözüm süreci ile ilgili işbirliğini değerlendiren Rus siyaset bilimci Stanislav Tarasov, Rusya-Türkiye diyaloğunun en yüksek yoğunluğa ulaştığını belirtti.

Oluşturma Tarihi: 2019-02-12 19:52:12

Güncelleme Tarihi: 2019-02-12 19:52:12

Ortadoğu-Kafkasya Araştırma Merkezi Başkanı, Türkolog ve siyaset bilimci Stanislav Tarasov, Sputnik'e verdiği demeçte Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Türkiye Savunma Bakanı Hulusi Akar arasında dün yapılan görüşmenin sonuçlarını ve iki ülkenin Suriye çözüm süreci ile ilgili işbirliğini değerlendirdi.

‘EN ÖNEMLİSİ, KARŞILIKLI İŞBİRLİĞİ RUHUNUN KORUNUYOR OLMASI'

Rusya ve Türkiye'nin Suriye konusunda yaptığı işbirliğinin giderek hız kazandığına dikkat çeken Tarasov, şöyle konuştu:

"Rusya-Türkiye diyaloğu en yüksek yoğunluğuna kavuşuyor. Kaldı ki Rusya Savunma Bakanı'nın şu anki ziyareti Soçi'de yapılacak üçlü zirvenin öncesine denk geliyor. Sorun şu ki, İdlib'deki operasyonun tamamlanması gerekiyor. Astana anlaşmalarına göre İdlib, Türkiye'nin yetki alanında. İdlib'de birçok şey, Şoygu'nun Türkiye ziyareti sırasında ele alınan askeri-teknik detaylara dayanıyor. Üç ülkenin Soçi'deki zirvesinde çözülmesi gereken siyasi yönler de var. Her şey dinamik bir şekilde gelişiyor, asıl önemli olan şey ise, karşılıklı işbirliği ve anlayışın ruhunun korunuyor olması. Taraflar eylemlerini koordine etmeye çalışıyor."

Tarasov aynı zamanda Türkiye'nin henüz İdlib'le ilgili anlaşmaların tamamını uygulayamadığına, ılımlı ve radikal muhalifleri ayıklayamadığına dikkat çekti.

‘RUSYA-TÜRKİYE-İRAN İTTİFAKI TARİHİ AÇIDAN EMSALSİZ'

Rus uzman, Soçi'de yapılacak olan zirve için her şeyin hazır olup olmadığı yönündeki soruyu ise şöyle cevapladı:

"Rusya-Türkiye-İran ittifakı tarihi açıdan emsalsiz. Böyle bir ittifak hiçbir zaman olmadı. Çok ciddi imparatorluk geçmişi olan ülkelerin, ortak çıkarları olması ve ortak tehditlerle karşı karşıya bulunması halinde dahi hemen müzakere masasına oturması ve aralarında herhangi bir ihtilafın olmaması, reel bir durum değil. Elbette ki aralarında taktik ihtilaflar var, bunlar çözülüyor, fakat bu ülkeleri ortak strateji birleştiriyor. Onlar durumu istikrara kavuşturmaya çabalıyor. Burada en önemli olan şey, aramızda var olan ihtilafların radikal bir hal almaması."

‘ESED'İN SOÇİ'YE GELMESİ SANSASYON OLUR'

Tarasov, üçlü zirvede gözlemci ülkelerin bulunma olasılığına da değindi:

"Teorik olarak bu düşünülebilir. Türkiye'de de, Rusya'da bazı uzmanlar, Rus ve İran taraflarının bu zirveye (Suriye Devlet Başkanı Beşar) Esed'in da katılmasını isteyebileceğini tahmin ediyor. Zira elbette ki onun aktif katılımı olmadan Suriye'deki siyasi-diplomatik çözümün birçok süreci uzuyor. (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan'ın iki ülke arasında alt düzeyde ilişkilerin yürütüldüğünü açıklasa da Türkiye şimdilik buna karşı çıkıyor. Ayrıca İran da diyalog yürütme konusunda aracı rolünde olmaya hazır olduğunu açıkça belirtiyor. Bu karmaşık bir konu, fakat Esed Soçi'ye gelirse, bu bir sansasyon olur."