Türkiye ve İsrail arasındaki 'Doğu Kudüs' tartışmasını değerlendiren Rus uzman Zinin, Türkiye'nin Filistin-İsrail çatışmasıyla ilgili duruşunun, kendini Doğu ve Batı arasında köprü olarak görmesi ve Müslüman ülkelerdeki etkisini artırmasıyla ilgili olduğunu bildirdi.
Moskova Devlet Dışişleri Üniversitesi (MGIMO) Medeniyetler Ortaklığı Merkezi'nin kıdemli araştırma görevlisi Şarkiyatçı-Arabist Yuriy Zinin, Sputnik'e açıklamasında, "Türkiye'nin Filistin yanlısı duruşu çoktan biliniyor. Bunun sebebi, Türkiye'nin kendini Doğu ve Batı arasında köprü olarak konumlandırması. Ayrıca Türkiye son yıllarda Müslüman ülkeler ve Ortadoğu'daki etkisini güçlendiriyor. Filistin sorunu, İslam Dünyası'nın eski bir soru olduğundan Türkiye bu noktada Filistinlilere destekten başka bir duruş sergileyemez" dedi.
Bunun ileri görüşlü bir duruş olduğunu dile getiren Zinin, bu duruşun Arap ülkelerinde sempati uyandırdığını ve gelecekte Arap dünyası ile farklı alanlardaki işbirliğini güçlendirmeye yardımcı olacağını söyledi.
Uzman, "Türkiye gerçekten de Doğu ve Batı arasında bir tür aracı olarak hizmet ediyor, Müslüman ülkelere Batı'nın ileri teknolojilerini sağlıyor. Türkiye'nin Filistinlilere desteği, Hamas'a destekten koparılamaz. Türkiye bu sayede politika, ekonomi ve ticarette primler elde ediyor" dedi.
İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz'ın ilan ettiği Türkiye karşıtı önlem paketinin Türkiye'ye hiçbir zararı olmayacağı, aksine belli kazanç sağlayacağından emin olduğunu ifade eden Zinin, "Elbette söz konusu 'önlem paketi' Türkiye'de belli bir tepkiye yol açacak. Türkiye bu tepkiyle bir kez daha Filistinlilerin yanında olduğunu net bir şekilde gösterecek. Türkiye yine bunu, politik amaçlarına yararlı bir şekilde kullanabilecek ve NATO üyesi olması ve Avrupa Birliği ile belli ilişkilere sahip olmasına rağmen Batı dünyasında Filistin davasını ilerletmeye çalıştığını gösterecek" yorumunda bulundu.
İsrail'de bu tür önlem paketinin hazırlanmasının, ABD'nin desteği olmadan mümkün olmadığına dikkat çeken Rus uzman, bunun, onsuz da çok soğuk olan Türk-Amerikan ilişkilerini daha da kötüleştireceğini belirterek, bu konuda şu değerlendirmede bulundu:
"Türkiye'ye karşı koyan sadece İsrail değil. Burada bir nevi üçgen gözlemleniyor: ABD, İsrail ile ortaklaşa Türkiye'ye karşı. Amerikalıların Suriye sorunuyla ilgili duruşu, Kürt oluşumlara verdiği destek göz önünde bulundurulduğunda Ankara ve Washington arasındaki ilişkiler son zamanlarda yumuşak tabirle hiç de pürüzsüz değil. ABD'nin Kürt oluşumlara desteği, Türkiye'de son derece olumsuz tepki yarattı. Bu da Türkiye'yi bazı anti-Amerikan tedbirlere itiyor. ABD'nin İsrail'in müttefiki olmasının da bunda bir etkisi var. Özellikle ABD'nin, İsrail'in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini ve Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması ve yüzyılın anlaşması hazırlandıktan sonra. Türkiye, bu tedbirleri kınayan ve sert bir dille eleştiren ilk ülkelerden biriydi. ABD, İsrail'e desteğini ne kadar uzatırsa Washington ve Ankara arasındaki ilişkilerde negatif o kadar çok olur."