Rus basını, dün İdlib yakınlarında Türk ordusu ile Suriyeli birlikler arasında yaşanan çatışmayı değerlendirirken; askeri gözlemciler İdlib civarındaki gerilimin tırmanma riskinin bulunup bulunmadığını tartışıyor.
İdlib'de 5'i asker 8 kişinin şehit olduğu saldırıların ardından Türkiye ile Rusya arasında, "Operasyon önceden haber verildi, verilmedi" tartışması karşılıklı, farklı açıklamalara neden olurken, Rusya basınından sorunun geldiği "kritik noktaya" işaret ediliyor.
Ülkenin etkin gazetelerinden Kommersant manşetinden verdiği haberde, "İdlib'de Türk vatandaşlarının ölümü Ankara ile Moskova arasında Suriye konusundaki işbirliğini tehdit etmekle kalmıyor, Rusya-Türkiye ilişkilerini zora sokuyor" denildi.
Business FM portalına konuşan askeri uzman İgor Nikulin, "Rusya'nın bu olaydaki tavrının atasözündeki gibi olacağını düşünüyorum: Bir eski dost iki yeni dosttan yeğdir. Yani Rusya Esad'ı Türklere karşı korumaya devam edecektir," diyor. Nikulin ek olarak Moskova yönetiminin Türkiye ile doğrudan karşı karşıya gelmekten kaçınacağı yorumunu yapıyor.
Suriye'de görev yapan Rus gazeteci Oleg Blohin ise, kamuoyundaki yaygın kanının aksine Türk ordusunun Suriyeli topçularca vurulmasının "raslantı eseri" olduğunu ileri sürdü. Blohin bölgedeki çatışmanın oldukça karmaşık bir seyir izlediğini ve Türk askerlerini kasıtlı olarak hedef alındığını düşünmediğini söyledi.
Siyaset bilimci Marat Başirov de olayın ciddiyetini kabul etmekle birlikte bölgedeki gerilimin askeri çatışma yönünde tırmanmasını öngörmüyor. Başirov'a göre, Erdoğan'ın saldırı sonrası sert çıkışı biraz da iç politikada vermek istediği görüntü ile ilgili.
Son olarak, portalın yazarları Halep yakınlarında 4 FSB görevlisinin mayın saldırısı sonucu hayatını kaybetmesinin Moskova ile Ankara arasındaki gerilime katkıda bulunabileceğini not ediyor.
Nezavisimaya Gazeta'nın haberinde ise, "Suriye hükümet güçlerinin ateş açması, Rusya-Türkiye ilişkilerinin sağamlığını sınamak için yeni bir gelişme" denildi. Gazeteye konuşan siyaset bilimci Yuriy Lyamin, "İdlib'deki gelişmeleri takip edenler için bu yaşananlar beklenmedik değil. Türkler son 2-3 gündür çatışma bölgesine yığınak yapıyordu. Son olaya bu yol açtı" dedi. Rus uzman, İdlib'de son yaşananların, Türkiye'nin 2018 yılında imzalanan Soçi Mutabakatı'na uymamasından kaynaklandığını savundu.
Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi uzmanı Anton Mardasov da Nezavisima Gazeta'ya yaptığı değerlendirmede, "Moskova, Ankara ile ilişkilerini geliştirme ve Suriye yönetiminin üst kademelerinde pozisyonunu sağlamlaştırma arasında denge kurmaya çalışıyor. Rusya'nın Suriye konusundaki dış politikası göz önünde bulundurulduğunda, bu ikisini bir arada yürütmek zor. Moskova tampon bölge kurmanın gerekliliğini anlıyor, ancak muhalefetin daha fazla zayıflamasını ve kilit öneme sahip güzergahlardan uzaklaştırılmasını istiyor" ifadelerini kullandı.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, dünkü ziyareti sırasında Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy tarafından Kiev'de resmi törenle karşılanırken tören kıtasını "Slava Ukraine!" (Şan olsun Ukrayna'ya) diye selamlaması Rusya'da özellikle resmi TV kanallarından tepkilere yol açtı.
Rusya'nın önde gelen siyasi uzmanlarından Sergey Markov, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Slava Ukraine!" selamının Moskova'ya karşı meydan okuma olarak algılandığına işaret etti.
Rus devlet televizyonu Rossiya kanalının ünlü sunucusu gazeteci Olga Skabeyeva da, hesabında söz konusu videoyu paylaşarak, "Türkiye Cumhurbaşkanı'na burada Rusya'da her şeyi gördüğümüzü ve duyduğumuzu söylemek istiyorum" dedi.
Rossiya kanalının diğer ünlü sunucusu Vladimir Solovyov da, önce Erdoğan'ın selamlama görüntüsünü, ardından 2018 yılında Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Ukrayna'nın başkenti Kiev'de tören kotasını Ukrayna dilinde, "Merhaba askerler" diye selamladığı ile ilgili görüntüyü ekranlara getirerek kıyaslama yaptı.
Ukrayna'da ilk olarak milliyetçi örgütlerin kullandığı, 2014 yılındaki ihtilalin ardından toplumda yaygınlaşan “Slava Ukraine! Geroyam Slava!” sloganı, 2018 yılının Ekim ayında Ukrayna ordusunda resmi asker selamı olarak kabul edilmişti.