Rus parlamentosunun alt kanadı Duma'nın Finansal Piyasalar Komitesi Başkanı Anatoly Aksakov, baskı aracı olarak ABD dolarının kullanımının yeni küresel para biriminin oluşmasına yol açacağını söyledi.
Aksakov, ABD doları kullanımına yönelik baskının uluslararası ödemelerde doların reddiyle sonuçlanacağını ifade etti.
Doların "dünya para birimi" statüsünü 1944'te kazandığını belirten Aksakov, o dönemde dolar sabit kalırken birçok ülkenin ulusal para biriminin değer kaybettiğini söyledi. Aksakov, bunun da dolar cinsinden daha fazla ödeme yapılmasına yol açtığını, böylece doların uluslararası işlemlerde etkin olmaya başladığını dile getirdi.
Aksakov, BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) ülkelerinin kendi aralarında ödemeler için yeni para birimi ihtimalini görüştüklerini kaydetti. BRICS'e özel para birimi yaratmanın iyi bir olasılık olduğuna işaret eden Aksakov, BRICS üyesi ülkelerin dünya nüfusunun yarısını ve dünya endüstrisinin yüzde 30'unu oluşturduğuna dikkat çekti.
SÜREÇ 5 YIL İÇİNDE TAMAMLANABİLİR
Aksakov, "Alternatif bir dünya para birimi yaratma süreci 5 yıl içinde tamamlanabilir. Bu Washington'a bağlı. ABD, doların kullanımı için daha fazla baskı uygularsa, diğer ülkeler de ödemelerin dolar olarak yapılmasına daha fazla karşı çıkar." ifadesini kullandı.
Şimdiden bile çok sayıda ülkenin doları reddetmeye başladığını vurgulayan Aksakov, Çin'in petrol alım satımlarında dolar yerine yuan kullanmaya başladığını, Türkiye'nin altın rezervlerini ABD'den çektiğini ve Rusya'nın ABD varlıklarına yatırımını azalttığını belirtti.
Baskı aracı olarak ABD dolarının kullanımının yeni küresel para biriminin oluşmasına yol açacağını ifade eden Aksakov, "Ne zaman (dolara) alternatif yeni bir dünya para birimi ortaya çıkarsa, dolar önemini kaybedecektir. Böylece ABD'nin dünya üzerindeki etkisi de yok olacaktır." dedi.
Duma'nın Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Leonid Slutsky de Rusya'nın Türkiye'nin yanında olduğunu ifade etti.
Türk lirasının değer kazanmaya başlamasından memnun olduklarını dile getiren Slutsky, Türkiye'nin bu zorlukla başa çıkmada gereken siyasi istikrar ve entelektüel güce sahip olduğunu söyledi.