'Rusya,19'uncu yüzyıl politikaları izliyor'
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı, SETA, Amerika’nın önde gelen düşünce kuruluşlarından uzmanların katıldığı bir panel düzenledi.

Oluşturma Tarihi: 2015-12-26 19:50:09

Güncelleme Tarihi: 2015-12-26 19:50:09

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı, SETA, Amerika'nın önde gelen düşünce kuruluşlarından uzmanların katıldığı bir panel düzenledi. “Rusya'nın Suriye'deki Rolü: Türkiye ve Amerika İçin Önemi” konulu panele katılan konuşmacılara göre, Rusya'nın Suriye'ye askeri katkısı, iç savaşı daha karmaşık bir hale getirdi. Rus jetinin Türkiye tarafından düşürmesi, Rusya ile Türkiye arasında askeri, ekonomik ve kültürel bir gerginliğe neden oldu. Bu sürtüşme aynı zamanda Rusya ve NATO ilişkilerine de yansıdı. 

Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi'nden Jeff Mankoff paneldeki konuşmasında daha çok, Rusya'nın Suriye'deki iç savaşa dahil olma nedenleri üzerinde durdu. Putin'in Sovyetler Birliği'nin uluslararası arenadaki etkisini geri getirmeye çalıştığını söyleyen Mankoff, Ukrayna'da düşman olarak görülen Rusya'nın, Suriye'deki varlığıyla bir müttefik görünümü kazandığını ve daha fazla söz sahibi olmaya başladığını bildirdi.

Mankoff'a göre, günümüzde hala 19'uncu yüzyıl politikaları izleyen Rusya, uluslararası olayları Batı'dan çok farklı yorumluyor. Mankoff, Batı'nın Arap Baharı'nı,daha fazla demokrasi ve insan hakları yönünde bir hareket olarak yorumladığını söylerken, Rusya'nın ise bunu laikliğe karşı dinci bir hareket olarak yorumladığını belirtti.

Rusya, Mankoff'a göre, Suriye'deki rejimin devam etmesini istiyor. Ukrayna ve ardından Suriye'deki askeri müdahalesiyle Rusya, hem Suriye'deki çıkarlarını korumak, hem de Amerika'ya karşı bir denge oluşturarak uluslararası alanda tekrar söz sahibi olmak istiyor.

Hudson Enstitüsü'nde Rusya ve Avrasya uzmanı olan konuşmacılardan Hannah Thoburn, Rusya'nın Suriye politikasını üç ana nedene bağladı. Birincisi, askeri gücünü pekiştirmek. “Rusya, jetinin düşürülmesini kendi çıkarlarına kullanarak, Ortadoğu ve Akdeniz'deki askeri varlığını arttırmaya başladı” diyen Thoburn, Rus denizaltıları ve savaş gemilerinin Akdeniz'e açıldığını, S400 gibi ileri teknoloji füzeleri ve askeri uçakların Suriye'de konuşlandırıldığını belirtti.

Thoburn'a göre ikinci neden iç politika. Rusya'da bugüne kadar düşman atfedilen Amerika, Avrupa Birliği ve NATO'nun yerini Türkiye almış görünüyor. Türkiye sorunu sayesinde Kremlin halka, ekonomik ve sosyal sorunları unutturmuşa benziyor. Rusya'nın bu sert tavrının nedeninin, Rusya'nın iç dinamiklerine bakarak anlaşılabileceğini söyleyen Thoburn, Rusya'nın hiçbir krizi kendi lehine çevirmekten kaçınmadığına dikkati çekti.

Üçüncü neden ise Rusya'ya uygulanan yaptırımların kaldırılmasını sağlamak. Rusya, Batı'yla ittifak kurup IŞİD'e karşı mücadele ederek yaptırımların kaldırılması için çalışıyor.

Türkiye'nin Rus jetini düşürme kararına dışarıdan destek olup olmadığı üzerine sorduğumuz soruya Thoburn şöyle cevap verdi:“Türkiye'nin Rus jetini düşürme kararını tek başına aldığı anlaşılıyor. NATO'nun bu kararın alınmasında rol üstlenmesi açık bir savaş nedeni olacağından, ittifakın bu kararla ilgisi olması çok mantıklı görünmüyor. Türkiye'nin dışında herhangi bir ülkenin alınan karara müdahil olduğunu söylemek de çok zor. Türkiye de bu kararı hemen o anda almış değil. Öncesine baktığımızda Türkiye'nin daha önce birçok kez Rusya'yı hava sahasını ihlal etmemesi için uyardığını biliyoruz.”

Hudson Enstitüsü Rusya uzmanı Thoburn, yaşanan gerginliğin ne kadar süreceği konusunda da şu yorumda bulundu: “Bence Rusya'nın Türkiye'ye gösterdiği sert tavır en azından kısa bir süre daha devam eder. Uzun vadede ise gerginlik azalır. Bunun nedenlerinden biri, özellikle inşaat sektöründe birçok Türk şirketinin, Rusya için çok büyük öneme sahip olması. Erdoğan ve Putin'in ülke yönetim tarzı birbirine çok benziyor ve her iki lider de birbirinden saygı görmek istiyor. Türkiye Rus jetini düşürerek Putin'e, Rusya'nın Türkiye'ye diğer ülkelere davrandığı gibi davranamayacağını göstermek istedi. Söylemlerin çoğunun blöf olduğunu düşünüyorum. Kısa süre içinde iki ülkenin birbirlerine daha olumlu bir şekilde yaklaşabileceğini umuyorum.”

SETA Vakfı Araştırma Yöneticisi Kılıç Kanat ise, her iki tarafın iyimserliğini korumaya çalıştığını, ancak üst düzey Rus yetkililerin yapıcı olmayan açıklamalarının bu iyimserliği ortadan kaldırdığını söyledi.

“Rusya'nın Suriye olayına dahil olması, IŞİD'in Orta Asya ve Kafkasya'ya yayılmasından korkması mı” sorusunu Kılıç Kanat, “Öyle olsaydı Ruslar hava saldırılarının çoğunu IŞİD'in dışındaki gruplara yapmazdı” diye cevapladı.

Kanat, Rusya'nın dogalgaz projesini durdurma nedenlerinden en önemlisinin sanıldığı gibi Türkiye ile çıkan sürtüşme değil, düşen enerji fiyatlarının bu projeye yapılacak yatırımı gereksiz kılması olduğunun altını çizdi. Kılıç Kanat, sorunun ne zaman çözüleceğini öngöremediklerini söyledi. 

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı SETA'nın düzenlediği panele katılan uzmanlar, Rusya'nın Suriye'nin toprak bütünlüğünü umursamadığını, Moskova'nın, ülkelerin toprak bütünlüğüne önem vermediğini Ukrayna ve Gürcistan örneklerinde de gördüklerini söyledi.