Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rossiya-1 kanalına yaptığı açıklamada, İngiltere'nin Ukrayna'ya zayıflatılmış uranyumlu mühimmat sevkiyatıyla ilgili açıklamasına tepki gösterdi.
Anglosaksonların eylemlerinde çoktan yönlerini kaybettiğini belirten Lavrov bu eylemlerin dünya çapında stratejik istikrarı baltaladığını bildirdi.
Lavrov, "Bunlar, kolektif Batı'nın geri kalanını da arkalarına çeken ve uzun süredir kendilerini hegemon olarak tasavvur eden ve var güçleriyle bu hegemonyayı sürdürmek isteyen insanlar" ifadesini kullandı.
Ukrayna'ya seyreltilmiş uranyumlu mühimmat sevkiyatının gerçekleşmesi halinde Londra'nın sadece risk almakla kalmayıp aynı zamanda uluslararası insancıl hukuku da ihlal edeceğini dile getiren Lavrov, İngiltere'nin 1999'da Yugoslavya'da da "savaş suçu" ve "insanlığa karşı suç" işlediğini savundu.
Bakan Lavrov, "Bu teslimat gerçekten gerçekleşirse olayların bu şekilde gelişmesine şaşırmam. Ancak bunun onlar için kötü sonuçlanacağına şüphem yok" diye konuştu.
Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu da bu tip uranyumlu mühimmatın Kosova'da, Sırbistan'da kullanıldığını, bu şekilde şehirlerin bombalandığını dile getirdi.
Ukrayna'ya zayıflatılmış uranyumlu mermilerin teslimatının Rusya'yı nasıl karşılık verebileceğini düşündüreceğini vurgulayan Şoygu, "Bu, bizi olayların ilerleyişi hakkında nasıl cevap vereceğimizi ciddi şekilde düşünmeye sevk ediyor" dedi.
İngiltere Savunma Bakanlığında Devlet Bakanı Baroness Annabel Goldie, parlamentonun üst kanadı Lordlar Kamarası üyesi Lord Hylton'ın, Ukrayna'ya tedarik edilen mühimmatın zayıflatılmış uranyum içerip içermediğine ilişkin sorusuna verdiği yazılı cevapta, "Ukrayna'ya bir filo Challenger 2 ana muharebe tankı hibe etmemizin yanı sıra zayıflatılmış uranyum içeren zırh delici mermiler dahil mühimmat sağlayacağız. Bu tür mermiler, modern tankların ve zırhlı araçların imha edilmesinde son derece etkili." ifadesini kullanmıştı.
KREMLİN'DE ÇİN VE RUSYA'DAN DÜNYAYA ORTAK MESAJ
Kremlin Sarayı'nda bir araya gelen Putin ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in katılımıyla Rus ve Çin heyetleri arasında görüşmeler yapıldı.
İki ülke lideri, görüşmeler sonrası bazı bildiriler imzaladıktan sonra basın toplantısı düzenledi.
Görüşmelerin "başarılı", "yapıcı" ve "samimi" şekilde gerçekleştiğini dile getiren Putin, Şi ile 2 ortak bildiri imzaladıklarına dikkati çekerek "Bu bildiriler, tarihteki en yüksek gelişme düzeyinde gerçek kapsamlı ortaklık ve stratejik etkileşim örneği olan Rusya-Çin ilişkilerinin özel doğasını tamamıyla yansıtmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Putin, söz konusu bildirilerin, Rusya ile Çin arasındaki dostluğu daha da güçlendireceği, iki devlet ve halkın istikrarını sağlayacağı umudunu paylaştı.
Çin ile tüm düzeylerde etkileşimde olduklarını aktaran Putin, "Bu, en zor durumlarda bile tüm sorunlara çözüm bulmamızı, ikili ve uluslararası gündemlerdeki tüm güncel konuları şahsen kontrol altında tutmamızı sağlıyor." dedi.
Putin, Çin'in, Rusya'nın önde gelen dış ticaret ortağı olduğunu vurgulayarak "Devletlerimiz, uyumlu girişimlerle ikili ticaretin gelişiminin yüksek dinamiğini koruyor. İkili ticaret, geçen yıl yüzde 30 artarak rekor kırdı ve 185 milyar doların üzerine çıktı. Bu yıl 200 milyar doları aşabilecek güce sahibiz." şeklinde konuştu.
Ticaret alanındaki ödemelerde ulusal para birimlerinin kullanılmasının genişletilmesi önemini işaret eden Putin, "Geçen yılın ilk üç ayda karşılıklı ticaret işlemlerinde ruble ve yuan payı yüzde 65'e ulaştı ve büyümeye devam ediyor. Bu da ticaretimizi diğer ülkelerin etkisinden ve döviz piyasalarındaki olumsuz durumdan korumamızı sağlıyor." ifadesini kullandı. "Çin, Rus petrolün ithalatında lider konumuna çıktı"
Şi ile görüşmede enerji alanındaki işbirliğini de ele aldıklarını belirten Putin, Çin'in Rus petrolünün ithalatında lider konumuna çıktığını söyledi.
Vladimir Putin, doğal gaz sevkiyatı için Moğolistan üzerinden inşa edilmesi planlanan "Sibirya'nın Gücü 2" doğal gaz boru hattının Çin'e doğal gaz ihracat hacmini daha da artıracağını bildirdi.
Çin'e nükleer enerji santrallerinin inşa edilmesi konusunda yardımcı olduklarını dile getiren Putin, sivil uçak ile helikopter üretimi, metalurji, uzay, ilaç gibi alanlarda çeşitli ortak projeler hayata geçirdiklerini aktardı.
Tarım alanındaki ikili ticaret hacminin geçen yıl yüzde 41 arttığı bilgisini paylaşan Putin, iki ülkenin uluslararası ulaşım koridorlarını geliştireceklerini kaydetti. "Rusya ile Çin aynı pozisyon sergiliyor"
İki ülkenin uluslararası ve bölgesel konularda aynı veya birbirine yakın pozisyon sergilediklerini vurgulayan Putin, dünyanın birçok bölgesinde gerilimin arttığına, küresel siyasi ve ekonomik krizlerin yaşandığına, ekonomik alanında da siyasi amaçlarla gayrimeşru yaptırımları uygulamasının yaygınlaştığına dikkati çekti.
Son dönemde, başka ülkelerin iç işlerine müdahale etmeme, egemen şekilde gelişme, modern teknolojilere ve eğitime erişim, ticareti özgür şekilde yapma gibi temel prensiplerinin çiğnendiğini belirten Putin, "Bu bağlamda, Rusya ile Çin, askeri, siyasi ve ekonomik çıkarlar elde edilmesi amacıyla herhangi bir devletin veya ittifakın, başka ülkelerin meşru çıkarlarına zarar vermesine kararlı şekilde karşı çıkıyor." dedi. "Çin'in Ukrayna planı, yaklaşımlarımızla uyumlu"
Rusya Devlet Başkanı Putin, Şi ile görüşmede Ukrayna'daki durumu da ele aldıklarını aktararak "Çin'in ortaya koyduğu barış planı hükümlerinin birçoğunun, Rusya'nın yaklaşımlarıyla uyumlu olduğunu ve Batı ile Kiev'in hazır olduğunda barışçıl bir çözüm için baz alınabileceğini düşünüyoruz. Ancak şimdiye kadar onların buna hazır olduğunu göremiyoruz." diye konuştu.
İngiltere'nin Ukrayna'ya zayıflatılmış uranyumlu mühimmat sevk edeceği yönündeki açıklamasını da değerlendiren Putin, "Bu gerçekleşirse, Rusya gerekli şekilde cevap vermek zorunda kalacak." ifadesini kullandı.
Putin, Rusya ile Çin'in bağımsız dış siyaset izlediğini dile getirerek "Birleşmiş Milletler'in (BM) ve BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) merkezi rolüne, uluslararası hukuka ve BM'nin tüzüğüne dayalı olması gereken adil ve demokratik çok kutuplu dünya düzeninin oluşturulması için dayanışma içinde çalışıyoruz." dedi.
Çin Devlet Başkanı Şi de Putin ile görüşmelerin "samimi", "dostane" ve "verimli" şekilde geçtiğini belirterek "Çin-Rusya bağları ikili ilişkilerin çok ötesine geçerek modern dünya düzeni ve insanlığın kaderi için hayati önem taşıyor. Bu konuda Putin ile hemfikiriz." dedi.
İlişkilerin her alanda geliştiğini aktaran Şi son 10 yılda iki ülke arasındaki ticaret hacminin yüzde 116 arttığını kaydetti.
Çin ile Rusya'nın, BMGK'nin daimi üyesi olduğuna dikkati çeken Şi, "Ülkelerimizi, ileride de uluslararası toplumla birlikte BM'nin tüzüğündeki amaç ve ilkelere dayanan uluslararası ilişkilerin temel normlarını kararlılıkla desteklemeye devam edecek." diye konuştu.
Şi, Rusya ile Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ), BRICS, G20 gibi uluslararası platformlarda iş birliğini güçlendireceklerini bildirdi.
Geçen ay Ukrayna krizinin çözümüne ilişkin bir plan yayınladıklarını anımsatan Şi, "Bu krizin çözümü konusunda, BM Şartı'nın amaç ve ilkelerini baz alıyoruz, nesnel ve tarafsız pozisyon sergiliyoruz, uzlaşmayı ve müzakerelerin yeniden başlatılmasını destekliyoruz. Pozisyonumuz konunun özüne ve gerçeğe dayalıdır. Her zaman barıştan ve diyalogdan yanayız, tarihin doğru tarafında yer alıyoruz." ifadesini kullandı. AA