Sputnik'e konuşan St. Petersburg merkezli Hugo Chavez Latin Amerika Kültür Merkezi Genel Direktörü Yegor Lidovskoy, “Halihazırda Venezuela, kendi ekonomisini güçlendirme ve yeniden inşa etme ve üretimini çeşitlendirme yönünde ciddi adımlar attı. Türkiye, Rusya, Çin, Katar ve Hindistan'ın desteği olmasaydı bu mümkün olmazdı. Ekonomiyi inşa etmek için tedarik kanallarının olması gerekiyor. Bu da büyük oranda politik irade ile ilgili. Birçok ülke, ABD'nin yaptırımları yüzünden, Venezuela ile ilişki kurmaktan korkuyor. Önemli olan Rusya ve Türkiye'nin korkmuyor olması” ifadelerini kullandı.
"RUSYA VE TÜRKİYE, VENEZUELA'YA YÖNELİK TAM ABLUKA UYGULANMASINA İZİN VERMİYOR"
Bu yardım sayesinde Venezuela ekonomisinin yavaş yavaş kalkındığını kaydeden Rus uzman, bu konuda şu yorumda bulundu: “Aslında Venezuela ekonomisi her zaman oldukça iyi durumdaydı, ama şimdi pek iyi durumda değil. Bunun sebebi, Venezuela'nın ekonomik yapıya, kendi üretimine sahip olmaması değil, NATO'nun muazzam baskısıdır, uygulanan ablukadır. Rusya ve Türkiye ise tam ablukanın kurulmasına izin vermiyor, Venezuela ekonomisine kalkınma kanallarını sağlıyor ve Venezuela ekonomisi yavaş yavaş canlanıyor. Evet, sorunlar devam ediyor ama eğilim olumlu, ilk kez enflasyon çift rakamlı oldu, eskiden olduğu gibi aylık yüzde 100'den fazla değil. Ekonomi yavaş ama tutarlı olarak kriz öncesi duruma geri dönüyor”.
Rusya ve Türkiye'nin iyi düşünülmüş ve tartılı ekonomi modellerine sahip olduğunu, Venezuela'nın da bu modelleri alarak kendi şartlarına göre adapte edebileceğini dile getiren Lidovskoy, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
“Türk ve Rus uzmanlar, politik bağımsızlık koruyarak ekonomiyi oldukça yüksek seviyede koruyabildi. Onlar, Venezuela ekonomisinin daha güçlü olması için büyük katkıda bulunabilir. Böyle bir destek olmasa, ABD'nin yaptırımları ışığında Venezuela'nın durumu çok ağır olur. Eğer Rusya, Türkiye, Venezüella, Çin, Hindistan ortaklaşa çalışarak ortak pazar, ortak ekonomik tabanı oluştururlarsa bu, yaptırımların etkisiz olduğunu ve Venezuela'nın yaptırım baskısından kurtulabileceğini gösterir”.