Yazar Sinan'ın “Rus aklı böyle çalışır!” başlıklı bugünkü yazısı:
Ukrayna savaşında Rusya neden Müslüman askerleri tercih ediyor?
Bu soru son günlerde tartışılan meselelerin başında yer alıyor. Oysa Rusya ve Türkistan tarihini bilenler için bu politika yeni değildir. Rusya savaşlarda asırlarca özellikle Türkistan'dan zorla topladığı askerleri ön cepheye sürdü. Hatta bu nedenlerden dolayı Kazakistan'da, Özbekistan'da birtakım ayaklanmalar dahi mevcuttur!
Çeçen lider Kadirov'un merhum Cahar Dudayev'in ruhunu incitircesine Rusya adına Ukrayna'da askerleriyle bir vekalet savaşı vermesi hiç şaşırtmamalıdır zira bu gerçek asırlardır Rus topraklarında bilindik bir taktiktir…
Birinci Dünya Savaşında, İkinci Dünya Savaşında Türkistan coğrafyasında genç erkeklerin büyük çoğunluğu bir daha vatanlarına dönememiştir. Savaşmak için köylerinden kasabalarından toplanan Türkistanlı gençlerin hikâyelerini ünlü yazar Cengiz Aytmatov'un, Cengiz Dağcı'nın eserlerinde de görebiliyorsunuz. Mesela Cengiz Aytmatov, “Toprak Ana” romanında aynı aileden baba dâhil üç erkek çocuğun askere gidişini ve bir daha dönmeyişlerini hikâye eder!
Yine 2. Dünya Savaşında iki cendere arasında kalan Kırım ve Kazan ahalisinden toplanan Tatar gençler cephede büyük zayiat verdikleri hâlde Diktatör Stalin, bu coğrafyada savaşa dâhil ettikleri askerlerin Rus ordusuna ihanet ettiklerini ileri sürerek hem iftira eder üzerine bir de bu coğrafyaya 'Kırım Sürgünü'nü yaşatır!
Rus aklı ne yazık ki sözünde durmamakla kurgulanmış bir akıldır!
Burada Mir Sultan Galiyev ve General Hasay Han'dan söz etmek istiyorum. Her ikisi de Ruslara hizmet etmiş akabinde ihanetle suçlanıp hayatları karartılmış iki ilginç isimdir!
Sultan Galiyev, Kazanlı bir ilkokul öğretmenidir aslında. Bolşevik İhtilalinin en önemli dört ismi Josef Stalin, Vladimir Lenin, Lev Troçki ve Sultan Galiyev'dir. Galiyev, büyük iştahla sarıldığı sosyalizmin büyük bir yalandan ibaret olduğunu anladığında artık çok geçtir! Mensup olduğu milletinin paramparça edilmesine gönlü razı gelmez. Milleti lehine attığı adımlar felaketi olur ve kendisiyle birlikte bütün ailesi de yok edilir!
Sultan Galiyev, Bolşevik ihtilalinin en hüzünlü hikâyesini yaşamıştır!
Peki Hasay Han Usmiyev kimdir?
Türk kamuoyu kendisini çok iyi bilmese de Kafkasya halklarının iyi bildiği bir isimdir. Çarlık Rusya'sının Kafkasya Hâkimi Vorontsov'un yaveri olan Dağıstan'dan Kumuk soyuna mensup bir askerdir.
O dönemde Kafkasya'daki hanlıklara da son darbeler vurulup Çarlık Rusya'sına katılmak istenmektedir. Son Karabağ Han'ı vefat edince ailenin tek vârisi olan Hurşit Banu Natavan henüz on yedi yaşında gencecik bir kızdır. Bunu fırsat bilen Kafkasya Hâkimi Vorontsov, Karabağ'ın bir bölümünü işgal eder!
Son Karabağ Han'ı olarak Hurşit Banu Natavan, annesiyle birlikte, hanlığının işgaline son vermesi için Tiflis'e Kafkasya Hâkimi'yle görüşmeye gider! Vorontsov, tek bir şart ileri sürer ve Yaveri Hasay Han ile Natavan'ı evlendirir! Böylelikle Karabağ'ı dolaylı yoldan kendine katmış olur…
Bu zorlama evlilikten iki çocuk doğar ve Hasay Han Dağıstan'a dönmek ister. Natavan iki çocuğuyla gitmez ve boşanırlar. Hurşit Banu Karabağ'a döner ve büyük sıkıntılar yaşar. Karabağ'ı kurtarmak için elinden geleni yapar ancak Karabağ'ı kurtaramaz! Hasay Han, Dağıstan'a gittikten bir süre sonra Kafkas Kartalı Şeyh Şamil'e yardım ettiği gerekçesiyle suçlanır ve yaptığı hizmetler bir çırpıda berhava edilip Voronej şehrine sürgün edilir! Bu şehirde kimi tarihçiye göre intihar eder, kimine göre de kafasına sıkılır!
Hasılı, Rusya Slav halkı dışında kalan bütün halklara şu gözle bakmıştır:
Al, kullan, at!
Türkiye
