Birçok yeri işgal edip ülkenin başkentini kuşatan savaş ağası, Türkiye'nin yumruğunu masaya vurmasıyla paramparça oldu. Müttefiki Rusya'dan gelen savaş uçaklarını ise ABD bugün resmi açıklamayla ifşa etti.
Libya'da Türkiye destekli Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) güçlerinden üst üste darbe alan ve geri çekilmeye başlayan savaş ağası General Halife Hafter'in, tepetaklak olan planı ortaya çıktı.
Amerikan New York Times (NYT) gazetesi, geçen yıl yaz aylarında Libya'da General Halife Hafter'e bağlı güçlerle birlikte savaşmaları için dört ülkeden 20 paralı askere 80 milyon dolar ödendiğini yazdı. Ancak gazeteye göre Birleşmiş Milletler tarafından yürütülen bir soruşturma, askerlerin Hafter'le yaşadıkları anlaşmazlık nedeniyle Libya'da sadece dört gün kalıp Malta'ya gittiklerini ortaya çıkardı.
Declan Walsh imzalı haberde, BM Güvenlik Konseyi'ne Şubat ayında sunulan gizli bir raporda, paralı askerlerle ilgili organizasyonun Birleşik Arap Emirlikleri'nde yapıldığı, bu ülkedeki gizli bazlı şirketlerin de operasyona finansman sağladığı belirtiliyor.
Şirketleri kontrol ettiği ya da kısmen sahibi olduğu belirtilen isim ise Avustralyalı iş adamı ve eski savaş uçağı pilotu Christiaan Durrant. Onun çok yakını olduğu vurgulanan kişi de Trump yönetimiyle yakın ilişkileriyle bilinen ABD'nin en ünlü paralı asker organizatörü Erik Prince. BM, Prince'in Libya'daki başarısız paralı asker operasyonunda rol oynayıp oynamadığını soruşturuyor. Prince ise iddiaları reddediyor.
NYT'nin haberine göre 2019 yılının Haziran ayında Bingazi'de konuşlandırılan 20 askerin başında eski Güney Afrika Hava Kuvvetleri Komutanlığı yetkilisi Steve Lodge vardı. Lodge daha önce Nijerya'da da paralı asker olarak savaşmış bir isim. Tümü eski asker olan 20 kişiden 11'i Güney Afrika, beşi İngiltere, ikisi Avustralya, biri de ABD vatandaşıydı.
Gazetenin detaylarını aktardığı BM soruşturmasında, paralı askerlerin Türkiye'nin gönderdiği sevkiyatın denizden Trablus hükümetine ulaşmasını önlemek için öncelikle sürat motorları ve saldırı helikopterleri kullanmak istedikleri belirtiliyor.
Haberde, Bingazi'deki General Halife Hafter'in ise paralı askerlerin eski helikopterler getirmelerine çok sinirlendiği, ona yakın yetkililerinden birinin helikopterler için "Ahı gitmiş, vahı kalmış" ifadesini kullandığı bildiriliyor.
NYT'deki haberde şu satırlar yer alıyor: "Libyalı komutanla anlaşamayan paralı askerler, çekilerek Malta'ya gitmeye karar verdiler. Ancak 2 Temmuz gecesi Bingazi'den ayrılmak istedikleri sırada, botlarından birinde sorun çıktı. 20 asker de bunun üzerine tek bir bota binerek Malta'ya gitti.
5 Ağustos'ta Hafter güçlerine ait bir insansız hava aracı, Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin kontrolündeki Misrata Havaalanı'nda bir kargo uçağını bombaladı. Kargo uçağı, bir ay önce Hafter'e helikopter taşıyan SkyAviaTrans şirketine aitti. Ukrayna şirketinin sloganı ise 'Her şey, her yerde ve her zaman, profesyonelce'ydi. Yetkililer, kargo uçağının bu kez Trablus'a (Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne) gönderilen askeri teçhizatı taşıdığını söyledi."
New York Times, geçen hafta yayınladığı bir haberde de, Türkiye destekli güçlerin Libya'da elde ettiği zaferlerin General Halife Hafter'in planlarına büyük darbe vurduğunu bildirmişti. Haberde, söz konusu zaferlerin Türkiye'nin Libya'da mücadele eden yabancı ülkeler arasında belirleyici bir güç olarak yerini alışına işaret ettiği vurgulanmıştı.
Haberde ayrıca Hafter güçlerinin eline yeni ulaşan Rus hava savunma sistemlerinin SİHA'larla yok edildiği ve Perşembe günkü saldırıyla Trablus'un güneyindeki önemli bir bölgeden de çıkartıldıkları kaydedilmişti.
NYT'nin haberi şöyle devam ediyordu: "Zaferler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ocak'ta asker ve SİHA'lar göndermesine kadar, zayıf ve Hafter güçleri tarafından etrafı sarılmış görünen Birleşmiş Milletler destekli Trablus hükümetinin kaderini, çarpıcı bir şekilde değiştirdi.
Bu, Türkiye'nin 100 yıldan uzun süre önce Osmanlı İmparatorluğu'nun sona ermesinden bu yana, petrol zengini Kuzey Afrika ülkesine yaptığı en güçlü müdahaleydi."
Düşünce kuruluşu Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nin bir brifinginin 'Artık Türkiye'nin Libyası oldu' başlığını taşıdığını söyleyen New York Times, Hafter'in bir yıldan uzun süre önce Trablus'u ele geçirmek için saldırı başlattığını ve aralarında Rusya'nın da bulunduğu destekçilerini Libya'nın geleceğinde önemli bir rol oynama konumu sağladığını vurgulamıştı..
Ancak gazete, geçen Çarşamba günü Trablus hükümetine sadık güçlerin ele geçirdikleri, Birleşik Arap Emirlikleri'nin satın aldığı, Rus malı bir hava savunma sistemiyle geçit töreni yaptıkları ve bunun Hafter'in en güçlü iki dış destekçisini hedef alan bir aşağılama olduğunu kaydetmişti.
Hafter güçlerinin daha sonra da, başkent Trablus'a 100 kilometre mesafedeki, küçük ama stratejik açıdan önemli Esabia'dan sürüldüklerini vurgulayan New York Times, Türkiye'yi tehdit eden Hafter'in atacağı bir sonraki adımın, Moskova, Kahire ve Abu Dabi'deki destekçileri tarafından belirleneceğini aktarmıştı.
"Türk destekli güçlerin zaferleri, Trablus'ta hava hakimiyetini kazandırdı ve ülkenin batısında Hafter güçlerinin elinde son olarak, başkentin güneydoğusundaki Tarhuna kaldı." Gazetenin görüşlerine yer verdiği Alman Uluslararası İlişkiler ve Güvenlik Enstitüsü'nden Libya uzmanı Wolfram Lacher de "Askeri dengede büyük bir değişiklik gördük. Bunlar bir arada düşünüldüğünde Hafter güçlerinin morali ve ittifakının uyumu üzerinde büyük etkileri olabilir" demişti.
New York Times, Türkiye'nin Libya'daki başarılarının darbeci Abdülfettah El Sisi'nin önderliğindeki Mısır'da kaygı yarattığını ve Ankara'nın yeni nüfuzunu Libya'da daimi bir askeri varlık elde etmek için kullanma ihtimalinin, Kahire'de alarm zillerinin çalmasına yol açtığını belirtmişti.
Libya'da uluslararası toplum ve Birleşmiş Milletler tarafından tanınan hükümet, Türkiye'nin desteğiyle kuşatmayı kırıp yakın zamanda karşı taarruza geçti. Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne (UMH) bağlı güçler Mayıs ayının ortasında kritik Vatiyye Hava Üssü'nü kurtardıktan sonra üç gün içinde birçok kent, belde ve köye de girdi.
Libya ordusu, Rusya, Fransa, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Suudi Arabistan'ın desteklediği savaş ağası General Halife Hafter'e bağlı milisleri sahadan sildi. Türk üretimi silahlı insansız hava araçlarının (SİHA) Hafter'e Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından verilen Rus hava savunma sistemi Pantsir'leri imha etmesi ise, tüm dengeleri alt üst etti.
Ne yapacağını bilemeyen savaş ağası Hafter, bu kez doğrudan Rusya'dan yardım istedi ve Suriye'den havalanan sekiz Rus savaş uçağı Libya'ya indi. Hafter'e verilen altı Mig-29 ve iki Su-24 savaş uçaklarından biri ise, Cufra Hava Üssü'ne indikten sonra Amerikan uyduları tarafından görüntülendi.
Bugün bir açıklama yapan Amerikan ordusu ise, yeni fotoğraflarla Rusya'nın Libya'ya savaş uçakları gönderdiğini resmen duyurdu. ABD Afrika Komutanlığı (AFRICOM), söz konusu uçakların paralı askerler Wagner Grubu'na taarruz desteği için Suriye'den Libya'ya uçtuğunu bildiriyor.
Açıklamada, "Rus uçakları, Rusya'daki bir hava üssünden gelip Rusya menşeli olduğunu kamufle etmek için Suriye'de tekrar boyanarak Libya'ya geçti" denildi.
AFRICOM'un açıklamasındaki en dikkat çekici bölümlerden biri, Rusya'nın uzun süredir Libya'da oynadığı rolü inkar ettiğini ancak şimdi bunu inkar edemeyeceği oldu. AFRICOM Komutanı Orgeneral Stephen Townsend ise, Libya'da yaşananların adını tam olarak koydu: "Rusya uzunca bir zaman Libya'daki çatışmalara müdahalesinin tam boyutunu inkar etti ancak artık inkar yok.
Rusya dördüncü nesil savaş uçaklarını oraya gönderirken adım adım izledik. Rusya'dan devlet desteği olmadan ne Hafter güçleri ne de özel güvenlik şirketleri o uçakları silahlandırıp kullanamaz. Dünya, Hafter'in bir hava operasyonu düzenleyeceğini ilan ettiğini duydu. Bu, Rus paralı pilotlarının Libyalıları bombalamak için kullanacağı Rus uçaklarıyla yapılacak."
ABD Avrupa ve Afrika Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Jeff Harrigian da, Rusya'nın sonraki adımlarına işaret etti: "Rusya, Libya'da kıyılardaki üsleri ele geçirirse bir sonraki adımı uzun menzilli Geçişe Kapatma ve Alan Hakimiyeti (A2AD) silahlarını (hava savunma sistemleri) oraya yerleştirmek olacaktır. O gün geldiğinde, Avrupa'nın güney kanadı için büyük bir güvenlik kaygısı söz konusu olacaktır" dedi.
Libya'da yaz mevsiminden bu yana Rus paralı asker grubu Wagner de General Hafter saflarındaydı.
İç savaş ülkesi, Libya, Türkiye ve Trablus yönetimi arasında Kasıma ayında imzalanan bir anlaşmayla dünya gündemine girdi. Söz konusu anlaşma, Doğu Akdeniz'deki deniz yetki alanlarını belirliyordu. Mısır, İsrail, Güney Kıbrıs ve Yunanistan'ı şoka uğratan anlaşma, beklendiği gibi bölgede depreme yol açtı.
Uluslararası toplum anlaşmanın yol açtığı sarsıntıyla çalkalanırken, İngiliz The Guardian gazetesi, Libya'ya Sudan'dan yeni paralı askerlerin geldiğini manşetinden duyurdu. Habere göre, son günlerde yüzlerce paralı asker Libya'ya getirilmişti.
Sudanlı bir komutanın verdiği bilgiye göre, Aralık ayı itibarıyla 3 bin kadar Sudanlı paralı asker General Hafter için Libya'daydı. Militanların liderlerinden biri, "Paralı asker olduğumuzu biliyorum, onur ve şerefimiz için savaşmıyoruz. Buradaki misyonumuzu tamamlayınca evimize döneceğiz" demişti.
Türkiye ise, Akdeniz'deki müttefiki Libya için 2019'un son günlerinde yeni bir hamle yaptı, asker gönderme tezkeresini meclise getirdi ve çıkan sonucun ardından Türk birlikleri Libya'ya gitmeye başladı.
40 yılı aşkın bir süredir Libya siyasi arenasında yer alan General Hafter, 1969'da askeri bir darbeyle Kral İdris'i deviren Albay Muammer Kaddafi önderliğindeki subaylar arasındaydı. Ama 1980'lerde Çad ile çatışmalara giren Libya askerlerinin başında görevlendirilmesi ile kaderi değişti. Libya, Fransızların desteklediği Çad'a yenildi, 1987'de 300 askeri ile birlikte Hafter de esir alındı.
Serbest bırakıldığında Kaddafi onu hain ilan etmişti. Hafter 20 yılını eski Libya liderini devirmek üzere harcayacaktı. Bunu ABD'nin Virginia eyaletinde sürgünde yaptı. Burada muhalif Libya Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin askeri lideri olarak görev yaparken ABD istihbarat teşkilatı CIA ile işbirliği halinde çalıştığı tahmin ediliyordu.
Kaddafi döneminde Hafter tipik bir hain olarak görülüyor, ABD'ye kaçışı ile askeri okullarda olumsuz örnek vaka olarak anlatılıyordu. Libya'yı 1969'dan 2011'e kadar demir yumrukla yöneten Muammer Kaddafi, muhaliflerden kaçmaya çalışırken yakalanıp linç edilmiş ve Kuzey Afrika ülkesinde bir sayfa kapanmıştı.
Hafter, Kaddafi'ye karşı ayaklanmanın başladığı 2011'de Libya'ya dönerek ülkenin doğusundaki muhalif güçlere komuta etti. Kaddafi düştükten sonra Hafter iki yıldan uzun süre yargılandı. Şubat 2014'te televizyona çıkıp kurulan hükümete karşı ayaklanmaları çağrısı yaptı.
Libya'nın doğusundaki Bingazi'yi Şubat 2016'da kontrolü altına alan Hafter, Derne'ye kadar ilerledi. Peşinden Akdeniz sahil şeridinde Petrol Hilali adıyla bilinen bölgedeki limanları ele geçirdi. Aynı yılın Eylül ayında kendisini mareşal ilan etti. Hafter Libya tarihinde mareşal rütbesine gelen ilk asker olmuştu.
Doğudaki kentlerden sonra batıya, Trablus'a yönelen Hafter, Ocak 2015'te BBC muhabiri Feras Kilani'ye bir röportaj vermişti. Kilani, Hafter'i "Eski tarz asker olarak siyasete inancı yok görünüyor" cümlesiyle tarif ediyor. Kilani, Hafter'e "Ülkenin yeni Kaddafi'si olmayı mı planlıyorsunuz?" diye sorduğunda ise "Hayır" diye yanıtlamıştı öfkeyle.
Nüfusu 6.4 milyon olan Kuzey Afrika ülkesinin yüzölçümü 1.77 milyon kilometrekare. Libya, seyrek nüfuslu olmasına rağmen dünyanın en kaliteli petrol rezervlerinin üzerinde oturuyor. Bu rezervler, ülkenin gayrisafi yurtiçi hasılasının yarısından ve devlet gelirlerinin yüzde 75'inden daha fazlasına karşılık geliyor. OPEC üyesi Libya, varlığı kanıtlanmış petrol rezervleri arasında büyüklük açısından Afrika'da birinci, dünyada dokuzuncu sırada yer alıyor.