Mısır Cumurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin, halkın özgür oylarıyla seçilmiş Müslüman Kardeşler Lideri Başbakan Mursi'yi kanlı bir darbeyle devirip, iktidarı ele geçirmesinden sonra uygulamaya koyduğu hukuk dışı kararlar ve son anayasa değişikliğine tepkiler dinmiyor.
Washington Post'ta yazan Mısırlı bir yazar makalesinde, geçen hafta Parlamento'da gerçekleştirilen anayasa değişikliğinin Cumhurbaşkanı Sisi'nin 2034'e kadar görevde kalmasının önü açılmasına, “Sisi'yi çıplak bir diktatörlüğe dönüştüren anayasal bir darbe” olarak yorumladı.
Sisi yönetimini uyaran yazar Ezzeddin Shukri Fashir, yapılan anayasa değişikliği ile hukukun dışlandığını belirtti ve mahkemelerin sebepsiz yere bir kişiyi ifadeye çağırdığında beş yıl hapis cezasına çarptırabileceğini söyledi.
‘SİSİ'İN ÖNERDİĞİ DEĞİŞİKLİKLER
ANAYASAYA AYKIRI!
Mısır anayasasının 226. maddesine göre, Cumhurbaşkanı veya Temsilciler Meclisi'nin beşte bir üyesinin, anayasanın bir veya daha fazla maddesinin değiştirme hakkına sahip olduğunu açıklayan Fashir; Sisi'nin önerdiği değişikliklerin anayasaya aykırı olduğunu, bunun bir anayasal darbe olduğunu belirtti.
“Yapılan anayasal değişiklikler ile Sisi'nin görev süresinin uzatılması, orduya sansürleme gücü verilmesi, Mısır'ı çıplak bir diktatörlüğe dönüştürüyor” diyen yazan Fashir, Mısır halkının demokrasiden bekledikleri algıları yok ettiğini öne sürerek şunları söyledi:
MUHALİFLERDE TUTUKLAMA
VE SÜRGÜN BASKISI KORKUSU
“Mısırlıların Hüsnü Mübarek”in reformundan bıktılar, 2005'te baskıyı son verdiğinde ve rekabetçi seçimleri yapmayı kabul ettiğinde, Mısırlılar bu adımın çok geç olduğunu hissettiler. Mısır halkının, Sisi'nin yönetimini kabul etse bile, bunu geçici bir adım olarak gördüler. Belki bu zorluktan kaynaklandı. Mısır halkının en büyük korkusu, sonsuza kadar askeri yönetim altında kalma düşüncesi.
Mısır'daki gibi diktatörlerin meşruiyete ihtiyaçları var ve rejimin, meşruiyeti ne kadar az olursa, şiddet ve zorlama ihtiyacı da o kadar fazla oluyor.
İslamcılarlar ve orta sınıf halk, kendilerine yönelik tutuklama ve sürgün baskısı korkusu içinde yaşıyorlar. Sina Yarımadasında ordunun teröristlerle çatışması sürüyor.
Milyonlarca genç ise, 2011'den sonra demokrasiye ve daha iyi yaşam hayallerinin kırılmasının ardından Sisi yönetimine çok öfkeli.
İstikrarı için milyarlarca dolar ödeyen veya milyarlarca dolardan yararlanan Mısırlı ortaklar ise, Sisi'nin derin uçuruma düşmesini engellemek ve öfkeli muhalefeti yatıştırmak için gerçek reformlar yapmaya teşvik etmek zorunda kaldı.
Kısacası; ideal bir dünyada yaşamadığımız için, diktatörle idare edilen Mısır'da değişen hiçbir şey olmayacak.”