'Sisi, Orta Doğu'da asla istikrar sağlayacak bir güç olmadı”
İndependent Türkçe’de Borzou Daragahi’nin, “Batılı liderler, Mısır'daki gösterileri bir uyarı olarak görün, Sisi Orta Doğu'da asla istikrar sağlayacak bir güç olmadı” başlıklı makalesinde Mısır’da son haftalarda darbeci yönetime karşı başlatılan prtoestoları ele alıyor.

Oluşturma Tarihi: 2019-09-27 16:29:31

Güncelleme Tarihi: 2019-09-27 16:29:31

İndependent Türkçe'de Borzou Daragahi'nin, “Batılı liderler, Mısır'daki gösterileri bir uyarı olarak görün, Sisi Orta Doğu'da asla istikrar sağlayacak bir güç olmadı” başlıklı makalesinde Mısır'da son haftalarda darbeci yönetime karşı başlatılan prtoestoları ele alıyor.
Borzou Daragahi'nin makalesinin tam metni şöyle:

Mısır Devlet Başkanı Abdulfettah Sisi'nin otokrat rejimine karşı hafta sonu patlak veren hükümet karşıtı küçük çaplı gösterilerin temelinde içten içe kaynayan demokrasi ve ekonomik adalet arzusu yatıyor. Polisin copla kovaladığı göstericiler, üzerinde Sisi resimleri yer alan pankartlara basarken, Arap Baharı isyanlarından kalma sloganlar attı.

Kahireli bir eylemci "Sokağa çıkmak çok ama çok cesurca, çünkü bu aşırı tehlikeli bir şey" diyor. "Bu son derece önemli. Sayıları ne kadar az olursa olsun, diğer kalabalık ama güvenli gösterilere nazaran daha büyük ve daha cesur bir hareket ortaya koyuyorlar."

Yıllar sonra ilk kez Mısırlıları birçok şehirde sokağa çıkıp Sisi'nin güvenlik güçlerine meydan okumaya iten şey demokrasi yanlılarının alicenap değişim çağrıları değil. Bu kıvılcımı ateşleyen, Muhammed Ali isminde, bir dönem aktörlük de yapmış zorlu bir müteahhitin, yolsuzluk ve israf iddialarını dile getirdiği bir dizi video oldu.

İspanya'da sürgünde bulunan Muhammed Ali, Sisi ve generallerinin 13,3 milyon dolarını (yaklaşık 80 milyon TL) nasıl dolandırdığını ve şirketinin iflas ettiğini, ülkenin kaynaklarını israf etmeyi sürdürerek halkın parasıyla kendilerine saraylar inşa etmeyi nasıl sürdürdüklerini, adeta tüm mallarını yolsuz bir polise kaptırmış bir sokak satıcısı ağzıyla doğrudan doğruya anlatıyor.

İsimler veren ve dev inşaat projelerinden bahseden mağdur iş adamı, Sisi ve üst düzey yöneticilerinin askeri istihbaratın sahip olduğu 7 yıldızlı bir otel için israf ettiği iddia edilen paralardan, kişisel saraylarla memurların villalarından ve tüm bunlarda zimmete geçirilenlerden bahsediyor.

2 Eylül'den gösteri çağrısında bulunduğu geçen Cuma gününe (20 Eylül) kadar şahsi Facebook sayfasında bir dizi video ve mesaj yayınlayan Ali, "Hayallerimi parça parça ettiler. Bana ve çocuklarıma zarar verebilecekleri korkusuyla ülkemi terk etmeye zorlandım" diyor.

Videolar tüm sansür girişimlerine karşı -kuşkusuz Sisi'nin sivil toplum üzerindeki benzeri görülmemiş baskısının sürgün ettiği Müslüman Kardeşler taraftarlarının da desteğiyle- yayıldı. Müslüman Kardeşler, 2013'te iktidardan el çektirilip acımasız bir ava maruz kaldığından beri yurt dışında Sisi'ye karşı planlar yapıyor.

Ancak iktidarın koridorlarından aktardığı entrika ve rüşvet anılarıyla Müslüman Kardeşler mensubu olmayan müteahhit Ali, İslamcıların yıllardır başaramadığını gerçekleştirerek sıradan insanlarla bir şekilde bağ kurabildi.

Mısırlı analistlere göre, Sisi'nin iddialara karşı verdiği tepkide, Mısır halkına hitap ettiği zaman takındığı kibirli tonun tipik özelliklerini taşıyordu. 14 Eylül'de kameralar karşısına çıkarak özgüven içinde "Evet, yeni saraylar inşa ediyorum" dedi. "Bu saraylar benim için değil. Yeni bir devlet inşa ediyorum. ”

Sisi'nin tarzı, Mısır'ın uzun yıllardır iktidarda kalan otokratı Hüsnü Mübarek'in fikir birliği oluşturma yönündeki tarzından farklı ve her sınıftan Mısırlının sinirine dokunmaya başlayalı uzun zaman oldu. 2013'te İslamcı Muhammed Mursi'nin seçilmiş hükümetine karşı bir darbeyle iktidara gelen Sisi, olası tüm rakiplerini hapsetmek ya da gözden düşürmek suretiyle ve hatta halktaki hoşnutsuzluklara dair fısıltıları dahi susturarak geçen 6 yılda giderek daha da otoriter biçimde büyüdü.

Gösterilerden sadece birkaç gün önce, Mısır'ın patlamaya hazır Sina yarımadasından bir eylemci, Musaad Ebufagr, Sisi'nin oğlu Mahmut'u Sina'ya bitişik Gazze Şeridi'ne yapılan kaçakçılık işlerinden kar etmekle suçlayan ve ordunun militanlarla savaşındaki yolsuzluk iddialarına yer veren bir video yayımladı.
Lüks bir villa inşa eden bir komutandan daha bahseden Ebufakr, "Gazze'yle bütün işler Mahmut ve cephesinin kontrolünde" iddiasında bulunuyor.

Suçlamalar, zor zamanlarla boğuşan Mısırlıları kızdırdı. Derecelendirme kuruluşlarının alkışlarına ve Mısır'ın tasarruf tedbirleriyle büyüme oranlarını öven batılı mali analistlere karşın, Mısır'ın kendi istatistiklerine göre geçen birkaç yıl içinde ülkenin yüzde 5'i yoksul düştü. Dünya Bankası, Mısırlıların yüzde 60'ının yoksullaştığını tahmin ediyor.

 İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden Mısır araştırmacı Amr Magd, "Geçen birkaç yıldır Mısır'ı izleyen herkes kaynayan bir kazan olduğunu biliyor" diyor. “Sisi, Mübarek'ten çok farklı bir otoriter lider. Sisi'nin psikolojik ve duygusal sorunları var. Mesele sadece ülkeyi yönetmekten ibaret değil. Mesele mutlak kontrolle ilgili."

Batılı ülkeler, Sisi'nin Mısır'da Ortadoğu için bir "istikrar" gücü olması üzerine büyük kumar oynadı.

Silah Satışına Karşı Kampanya adlı STK'ye göre, Birleşik Krallık 141 milyon sterlin (yaklaşık 1 milyar TL) tutan ve sokak gösterilerine karşı kullanılmaya müsait olanları da içeren bazı silahların satışını onayladı. ABD ve Fransa da Mısır'a milyarlar tutan silah satışları gerçekleştiriyor. Bu meblağ Mısır halkının acısını hafifletmede kullanılabilirdi.

Son G7 zirvesinde Mısır liderini kucaklayan dünya liderleri arasında yer alan Başkan Donald Trump'ın Sisi için "favori diktatörüm" dediği belirtiliyor.

Ancak ev yapımı videolarda geçen birkaç gevezeliğin bu kadar çok kargaşayı tetikleyebilmesinin, Sisi'ye bel bağlayan batılı başkentlerde bir duraksamaya neden olması gerekir.

https://www.independent.co.uk/voices

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Time Türk'ün editöryal politikasını yansıtmayabilir.