' Sisi rejiminin suçları konusunda İngiltere neden hâlâ susuyor?'
Avrupa ülke liderlerinin, darbeyle işbaşına gelen, muhaliflerini idam ve baskılarla sindirmeye çalışan Mısır'daki Sisi rejimine destek vermeleri tepki topluyor. Uluslararası alanda tanınmıs avukat olan Reis David, İngiliz hükümetini uyararak, “ Sisi rejiminin suçları konusunda İngiltere neden hâlâ susuyor?” diyerek, tepkisini dile getirdi.

Oluşturma Tarihi: 2019-03-13 16:03:24

Güncelleme Tarihi: 2019-03-13 16:03:24

 

Bazı Avrupa ülkelerinin, darbeci Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'ye destek vermeleri tepkilere yol açıyor. Başta İngiliz Başbakanı Therese May olmak üzere birçok Avrupa Birliği (AB) liderinin Mısır'daki Arap-AB zirvesine katılarak, Sisi rejiminin hukuk dışı idam kararları ve muhaliflerine uyguladığı baskı konusunda sessiz kalıp, Sisi'ye destek vermelerine bir tepki de uluslararası alanda ün yapmış bir avukat olan Raid David'den geldi.

“İNGİLTERE, NEDEN SİSİ'NİN
YANINDA YER ALIYOR?”

Reis David, Birleşik Krallık'ın neden muhaliflerinin infazında ve ciddi insan hakları ihlali uygulamasında yer alan Abdulfettah El Sisi'nin başkanlık ettiği Mısır rejiminin yanında olduğunu sorguladı.
Avukat Raid David'in, İngiliz The The Guardian gazetesinde yayınlanan bir makalesinde, “bazıları Avrupa Birliği'nden çıkmayı destekleyenler karşı öfkelerini gösterirken; İngiltere de dahil bazı Avrupa Birliği ülke liderlerinin, iktidarı kanlı darbeyle ele geçirip, kusurlu hukuk kararlarıyla muhaliflerine idam sehpasına gönderen Sisi'nin ülkesinde bir araya gelip, tokalaştılar” dedi.

‘AB LİDERLERİ, SİSİ'NİN
HUKUKSUZLUKLARINI
GÖRMEZDEN GELDİLER'

Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile yapılan Şarm El Şeyh'teki Arap- Avrupa zirvesi, rejimin dokuz muhalifi idam etmesinden sonra günler sonra gerçekleştiğini belirten avukat David, “İngiliz Başbakanı Teresa May de dahil olmak üzere Avrupa Birliği liderleri, Sisi ile yaptıkları zirvede,
rejimin hukuksuz idam kararlarını ve insan haklarıyla ilgili suçlamaları görmezlikten geldiler” diyerek, AB ülke liderlerini suçladı.
Sisi'nin, 2014 yılında iktidara geldiğini, geçen yıl da muhaliflerin katılmadığı seçimlerde yüzde 97 oranında oy alarak seçildiğini ve ülkesini otoriter bir şekilde yürüttüğünü belirten avukat David,
“Mısır demokratik uygulamalar azalmaya devam etti ve yargının bağımsızlığı azaltıldı. Sisi, seçtirdiği bu Anayasa ile 2034 yılına kadar koltuğunda kalıyor” dedi.

‘İNFAZLARI DURDUR' ÇAĞRISI

İnsan hakları grupları da, Mısır makamlarını defalarca temel haklara saygı duymaya, infazları durdurmaya çağırdı. Geçtiğimiz Eylül ayında, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği eski başkanı Michelle Bachelet de, Mısır Temyiz Mahkemesini çok sayıda ölüm cezasını kaldırmaya çağırdı.
Geçtiğimiz hafta, Mısır, 2013 yılında hükümet karşıtı protestoları gizlediği için beş yıl hapis cezasına çarptırılan Shukan olarak bilinen fotoğrafçı Mahmud Abu Zaid'i serbest bıraktı. Serbest bırakma kararı, her gün 12 saat gözetim altındaki bir karakola gitmesini şart koşuyordu.
Mısır'daki bütün bu insan hakları ihlallerine rağmen, İngiltere'nin hâlâ Mısır'daki en büyük yabancı yatırımcı olduğunu belirten avukat David'e göre; Londra'nın, dünyadaki insan haklarının savunmasındaki rolünü oynamasını ve adalet ve hukukun üstünlüğünü savunmasını gerektiriyor.