Gözler, Soçi'deki kritik zirveye çevrildi. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ilk Rusya ziyaretine başladı. Pompeo, önce Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile buluşan Pompeo, daha sonra Devlet Başkanı Putin tarafından kabul edilecek.
Rusya-ABD ilişkilerinin kritik döneminde gerçekleşecek görüşme öncesi sosyal medya hesabından açıklama yapan Pompeo, “Rusya'daki görüşmelerde önemli konuları ele alacağız. Üzerine fikir birliğinde olduğumuz konular ya da diğer anlaşmadığımız konular. Ama konu ülkemizin çıkarları olduğunda bir yol bulmak bizim sorumluluğumuzda” ifadelerini kullandı.
LAVROV: İKİ ÜLKE ARASINDA
YAPICI DİYALOG KURULMALI
Rusya'yı ilk kez ziyaret eden Pompeo'yla görüşmesinin başında konuşan Lavrov, Rusya ve ABD için yeni, yapıcı birlikte çalışma sürecine başlamanın zamanı geldiğini belirtti.
İki ülke arasındaki ilişkilerde çok fazla şüphe unsuru olduğuna dikkat çeken Lavrov, yapıcı diyalog kurulmasını umduklarını ifade etti. "Hem derhal önlem alınmasını hem de uzun vadeli sistematik çözümler bulunmasını gerektiren birçok sorunumuz var.
Stratejik güvenliği sağlama alanındaki durum, terörle mücadelede daha etkili çalışma ve dünyanın çeşitli bölgelerindeki önemli krizlere çözüm bulma bunlar arasında" diyen Lavrov, son dönemde ikili üst düzey görüşmelerin iyimserlik oluşturduğunu kaydetti.
Oluşan şüphe ve önyargıların her iki tarafın da çıkarına olmadığını söyleyen Lavrov, "Karşılıklı sertleşme, iki ülkenin güvenliğine yönelik riskleri artırıyor ve tüm uluslararası toplumda endişe oluşturuyor” diye ekledi.
POMPEO, PUTİN BAŞKANLIĞINDAKİ
ZİRVEYE KATILACAK
Başkan Trump'tan mesaj getirdiği bildirilen ABD Dışişleri Bakanı Pompeo'nun, Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'la görüşmesi bittikten sonra Rusya lideri Vladimir Putin başkanlığında düzenlenecek zirveye katılacağı açıklandı. Zirvede ABD-Rusya arasında yaşanılan sorunlar başta olmak üzere İran ve Orta Doğu'daki son gelişmeler masaya yatırılacak.
Sputnik'in derlediği habere göre ise, Soçi'deki görüşmelerin gündeminin bir hayli yoğun olması bekleniyor. Bunun sebebi, Rusya ile ABD arasındaki iplerin, ikili ilişkilerdeki sorunların yanı sıra Beyaz Saray'ın Venezuela ve İran politikaları yüzünden de oldukça gergin olduğu bir dönemden geçilse de ülkeler arasında Temmuz 2018'den beri önemli üst düzey görüşme yapılmamış olması.
Sputnik'in analizi şöyle:
"Venezuela:
Geçen haftalarda hem Rus Dışişleri Bakanı Lavrov hem de ABD'li mevkidaşı Pompeo krizle boğuşan Venezuela'dan uzak durmaları konusunda birbirlerinin ülkelerini uyarmıştı.
Moskova, Venezuela'nın meşru lideri olan Nicolas Maduro'nun en sıkı müttefiklerinden biriyken, Washington da ocak ayında kendini ülkenin geçici başkanı ilan eden muhalif Juan Guaido'yu destekliyor. Guaido birkaç hafta önce kendisine destek verdiğini söylediği askerlerle kamera karşısına geçmiş ve orduyu açık bir biçimde Maduro'ya karşı darbeye çağırmıştı. Fakat bu ayaklanma girişimi başarılı olmadı.
Rusya, Maduro karşıtı ayaklanmaları destekleyen ABD'nin ‘sorumsuz' tutumunu oldukça ağır eleştirdi. Pompeo ise Maduro'nun ülkesini terk etmeye çoktan razı olduğunu, ancak Rus müttefiklerinin kendisini bu fikirden vazgeçirdiğini iddia etti. Bu iddia Rusya tarafından doğrulanmadı.
Kuzey Kore:
Geçen ay Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kuzey Kore lideri Kim Jong Un ile ilk yüz yüze görüşmesini gerçekleştirmişti. Vladivostok'ta gerçekleştirilen söz konusu görüşmede, Kore yarımadasındaki Amerikan etkisini kırmanın ve Moskova'nın elini güçlendirmenin amaçlandığı belirtiliyordu.
Vladivostok'taki bu buluşma, Kuzey Kore lideri ile ABD Başkanı Donald Trump arasındaki görüşmelerin çökmesini izliyordu. Kuzey Kore tarafı, görüşmelerin başarısızlığının sorumlusu olarak gördüğü ‘akılsız ve tehlikeli' Pompeo'nun, ileride gerçekleştirilebilecek müzakerelerden uzak tutulması konusunda ısrarcıydı.
Mueller raporu:
‘Rusya soruşturmasını' yürüten özel yetkili savcı Robert Mueller, Trump'ın seçim kampanyası ekibi ve Rusya arasında işbirliği olduğunu iddiaları doğrulayan bir delil bulamamıştı. Fakat bu, Trump'ın başkan seçilmesiyle sonuçlanan 2016 seçimlerine, Rusya'nın müdahale etme girişiminde bulunduğu iddialarının son bulduğu anlamına gelmiyor.
Nitekim Rusya müdahalesi iddialarının rağbet gördüğüne ikna olmuş gibi görünen Pompeo, ülkesinin iç işlerine yönelik müdahalelere karşı sert bir tavır takınacağını belirtmiş, geçtiğimiz ay ise ‘Rusya'nın 2020 ABD başkanlık seçimlerine edebileceği' uyarısında bulunmuştu.
Hatta Pompeo şunu da eklemişti: “2050 yılına vardığımızda dahi Ruslar işimize burunlarını sokmaya uğraşıyor olacaklar.”
Rusya ise 2016 seçimlerinde müdahale ettiği iddialarını kesin bir biçimde reddediyor.
Butina ve Whelan:
ABD'nin seçimlerine Rusya'nın müdahale ettiği iddialarına dair 3 yıldır yürütülen soruşturmada kılıfına uydurulup tutuklanan tek Rus vatandaşı Maria Butina olmuştu.
Butina, ABD'de Rusya hükümeti adına lobicilik faaliyetleri yapmakla fakat yasaların gerektirdiğinin aksine bu eylemleri konusunda Washington'ı bilgilendirmemekle suçlanıyor.
Rusya ise Butina'yı ‘siyasi tutuklu' olarak görüyor. Rusya lideri Putin de ABD'de nezaret altında tutulan Butina'ya yöneltilen suçlamaların keyfi olduğunu dile getirmişti.
Bu sırada, ABD vatandaşı olan Paul Whelan da Rusya'da demir parmaklıklar ardında tutuluyor. Casuslukla suçlanan güvenlik uzmanı Whelan, geçtiğimiz yıl Moskova'da tutuklanmıştı.
Whelan'ın, Butina ya da ABD'deki herhangi başka bir Rus vatandaşıyla takas edilebileceği iddialarına, Moskova karşı çıkıyor. Kremlin Sözcüsü Peskov diplomaside insanları ‘piyon' olarak kullanmayacaklarını belirtmişti.
İran:
Rusya, İran'ın nükleer faaliyetlerini sınırlandırması karşılığında bu ülkeye uygulanan ekonomik yaptırımların kaldırılmasına yönelik 2015'te imzalanan anlaşmadan ABD'nin çekilmesini eleştirdi.
ABD'nin bölgedeki çıkarlarını korumak gerekçesi ile Basra Körfezi'ne uçak gemisi ve bombardıman uçakları göndermesi ardından, Avrupalı mevkidaşları ABD Dışişleri Bakanı Pompeo'ya bölgedeki tansiyonu düşürmeleri çağrısında bulunmuştu.
ABD'nin iddialarının aksine, Birleşmiş Milletler denetçileri, İran'ın 2015'te imzalanan nükleer anlaşmaya uyduğunu söylüyor. Rusya ise anlaşmadan çekilmesi ardından İran'a yönelik yaptırımları yeniden devreye sokan ABD'yi kınadı. Rus yetkililer ayrıca, nükleer anlaşmanın kurtarılabilmesi için yeniden görüşme masasına oturulması çağrısı yapıyor.