Diplomatik kaynaklar, iki ülkenin daha önce Bağdat büyükelçilikleri vasıtasıyla ilişki kurduğunu belirtirken bu adresin Maskat'ın arabuluculuğuyla Umman'a taşındığını belirtiyor.
ABD ASKERLERİNİN MİSİLLEME SALDIRISINDA YARA ALMAMALARI SAĞLANDI
Independent Türkçe'den Cihat Arpacık'a konuşan İran uzmanı Arif Keskin, bu iddianın yaşanan bazı gelişmeler çerçevesinde değerlendirildiğini söyledi. Keskin'e göre İran, Irak'taki ABD üslerini vurmadan önce ABD askerlerinin sığınağa girmesi gibi olaylar bu görüşmeler çerçevesinde yorumlanıyor.
ABD'DEN BÜYÜKELÇİLİKLERE TALİMAT: İRNA REJİMİ MUHALİFLERİYLE GÖRÜŞMEYİN
ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan bütün ABD büyükelçiliklerine “İranlı rejim muhalifleriyle görüşme yapılmasın, görüşme yapılmadan haber verilsin. Bu, İran'la yapıcı görüşmelere zarar veriyor” şeklinde bir yazı gönderildiğine vurgu yapan Keskin, “Böyle bir gerginlik döneminde rejim muhalifleriyle görüşmek yerine yapılacak görüşmeler engelleniyor” şeklinde konuştu.
1988 KRİZİNİ HATIRLATTI
“İki ülke arasında kesinlikle görüşme yapılıyor” demek için çok erken olduğunu söyleyen Keskin, “1988'de, Irak'la savaşan İran'ın üzerinde çok büyük bir ateşkes baskısı vardı. İran bu baskılara rağmen ateşkesi kabul etmiyordu. Bu gelişmeler üzerine ABD İran'ın yolcu uçağını düşürdü. İran buna rağmen ABD ile masaya oturdu” dedi.
ABD İRAN'A "REJİMİ DEVİRMEK İSTEMİYORUM" DİYOR
ABD'nin İran'a “Senin rejimini devirmek istemiyorum” mesajını verdiğini belirten Keskin şöyle konuştu:
"İran rejimindeki temel soru şu: ‘Ben kalacak mıyım, kalmayacak mıyım?' ABD de bu soruya rejimin istediği cevapları vererek mukabele ediyor. ‘Ben senin rejimine karşı bir alternatif aramıyorum, seninle de devam edebilirim' demeye çalışıyor. ABD daha önceki görüşmeler esnasında bir liste hazırlamıştı. Listeyle ABD'nin Tahran'dan istedikleri arasında ne insan hakları ne de demokrasi vardı. Sadece İran'ın silahlanma çabası, füze teknoloji ve Ortadoğu siyaseti ile ilgili ABD talepleri bulunuyordu. Bu anlamda ABD'liler İran rejimiyle çok sorun yaşamıyorlar. İran bu alanlarda bir davranış değişikliğine giderse ilişkiler açısından çok şey değişir."
İKİ DEVLET DE PRAGMATİK
ABD ve İran arasında Humeyni döneminde dahi görüşmelerin yaşandığını dile getiren Keskin, “Son kertede her iki devlet de pragmatist. İran ideolojik görülse de pragmatik. ABD ise bütün düşmanlarıyla masaya oturabilir. Afganistan ve Irak'ta işbirliği yaptılar. Bu işbirliklerini İran devleti net bir şekilde itiraf etti. Devam etmemesi için bir neden de yok" dedi.