Dolar

34,5424

Euro

36,0063

Altın

3.006,41

Bist

9.549,89

Süleymani suikasti sonrası Irak'tan ABD'ye misilleme

İran Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'nin öldürülmesinin ardından Irak'tan ABD'ye askeri misilleme geldi. Irak'ta ABD öncülüğündeki IŞİD Karşıtı Koalisyon Güçleri'nin, Irak Başbakanı ve Silahlı Kuvvetler Komutanı Adil Abdülmehdi'nin onayı olmadan hiçbir eylem yapmamasına karar verildi.

5 Yıl Önce Güncellendi

2020-01-04 21:03:03

Süleymani suikasti sonrası Irak'tan ABD'ye misilleme

Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi'nin Askeri Sözcüsü Tuğgeneral Abdulkerim Halef yaptığı açıklamada, ABD öncülüğündeki IŞİD Karşıtı Koalisyon Güçleri'nin, Irak Başbakanı ve Silahlı Kuvvetler Komutanı Adil Abdülmehdi'nin onayı olmadan, eylem yapmasına izin verilmeyeceğini açıkladı.

NATO'NUN KARARINA İLİŞKİN AÇIKLAMA

Öte yandan, Koalisyon Güçleri ve NATO'nun, Irak ordusunu eğitim misyonlarının askıya alınma kararına ilişkin ise Halef, "Silahlı Kuvvetlerimizi eğitmek için alternatif yollarımız var" dedi.

NE OLMUŞTU?

Haşdi Şabi içinde faaliyet gösteren Hizbullah Tugayları, aralık sonunda Amerikan ordusunun Irak'ta kullandığı üslere saldırı düzenlemiş ve bir ABD'li müteahhit hayatını kaybetmişti. ABD de bu saldırılara misilleme olarak Hizbullah Tugayları'nın Suriye ve Irak'taki üslerini vurmuş ve bu saldırılarda en az 25 savaşçı ölmüştü.

ABD'nin Bağdat'taki Büyükelçiliği önünde 31 Aralık'ta Şii milis güçlerin öncülüğünde protesto gösterileri düzenlenmiş ve büyükelçilik binası ateşe verilmişti.

Gösteriler sırasında ABD Başkanı Donald Trump tweet atarak, "İran bizim binalarımızda kaybedilen hayatlar ve verilen zarardan sorumlu tutulacak. ÇOK BÜYÜK bir bedel ödeyecekler. Bu bir uyarı değil, bu bir tehdit" açıklaması yapmıştı.

ABD'nin silahlı insansız hava araçlarıyla (drone) Bağdat Uluslararası Havalimanı ve çevresine yönelik dün gerçekleştirdiği füze saldırısı sonucu Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ile Suriye'de önemli rol oynayan İran destekli Haşdi Şabi örgütünün Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el Mühendis de hayatını kaybetmişti.

İRAN-ABD GERİLİMİ

ABD Başkanı Donald Trump'ın Şubat 2019'da "İran'ı gözetlemek için ülkede asker bulunduruyoruz" açıklamasıyla artmaya başlayan ABD ve İran arasında Irak toprakları üzerinde yaşanan gerilim, İranlı general Kasım Süleymani'nin öldürülmesiyle zirveye çıktı. Saddam rejimini devirmek için giren 2003 yılında Irak'ı işgal eden ABD ordusu, "ülkede güvenliği sağlamak, Iraklı güvenlik güçlerini eğitip donatmak, terör örgütü IŞİD ile mücadele ve ardından son olarak İran'ı gözetleme" gibi gerekçelerle halen bu ülkede varlık gösteriyor. ABD, 2003'ten bu yana sadece 2011-2014'teki 3 yıllık çekilmenin dışında ülkenin farklı bölgelerindeki 9 askeri üssü ve 5 bin 200 askeriyle Irak'ta konuşlanıyor.Terör örgütü IŞİD'in Aralık 2017'de Irak'tan tamamen temizlenmesinin ardından ABD ve İran arasındaki "askeri nüfuzdan" kaynaklı gerilim de yavaş yavaş tırmanmaya başladı.

Her iki ülkenin hesaplaşma alanına dönüşen Irak'ta, özellikle son 1 yıldır artan gerilim, İran Devrim Muhafızları Ordusuna bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'nin beraberindekilerle birlikte Bağdat Havalimanı'nda ABD'nin hava saldırısıyla öldürülmesinin ardından zirveye çıktı. Trump'ın, 3 Şubat 2019'da "İran'ı gözetlemek için Irak'ta askeri varlık gösteriyoruz" açıklamasının ardından ağustos ve temmuzda İran'a yakın Haşdi Şabi'nin üslerine Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA) ile saldırılar düzenlendi. Haşdi Şabi, saldırılardan ABD'yi sorumlu tutarken işin arkasında İsrail'in de olduğu iddia edildi.

HÜKÜMET KARŞITI GÖSTERİLER

Başta Bağdat olmak üzere Irak'ın orta ve güney vilayetlerinde 1 Ekim'den bu yana devam eden hükümet karşıtı gösterilerin İran'ın ülkedeki nüfuzunu hedef almasıyla gerilim tırmanmaya başladı. Iraklı göstericiler farklı zamanlarda İran'ın Necef ve Kerbela'daki konsolosluklarını 3 kez ateşe verdi.

Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih'in, 26 Aralık'ta göstericilerin baskısı nedeniyle istifa eden Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi'nin yerine İran'a yakın Bina Koalisyonu adayı Esed İdani'yi seçmemesi, ülkedeki tansiyonun dozunu biraz daha artırdı.

BAĞDAT BÜYÜKELÇİLİĞİ BASILDI

Kerkük'te ABD'nin K1 Askeri Üssü'ne füzelerle yapılan saldırıda, ABD'nin sözleşmeli bir personelinin hayatını kaybetmesi ve bazılarının yaralanması her iki tarafı daha çok şiddetlendirdi. ABD, saldırıdan dolayı İran'a yakın Şii milis güçlerini hedef gösterse de bu iddialar milislerce kabul edilmedi. ABD, 29 Aralık'ta Kerkük'teki saldırıyla misilleme olarak Irak ve Suriye'deki Hizbullah Tugayı'nın 5 üssünü hedef aldı. Saldırıda 25 kişi öldü, 51 kişi de yaralandı. Saldırıdan 2 gün sonra Şii milis güçleri, korunaklı Yeşil Bölge'de yer alan ABD'nin Bağdat Büyükelçiliği'ni bastı. Binaya zarar veren göstericilerin elçilik duvarına yazdıkları "Komutanımız Süleymani" yazısı dikkatleri çekti.

Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi'nin çağrısı üzerine Hizbullah Tugayı eylemlerini şartlı sonlandırdıklarını duyurdu. Hizbullah, Abdulmehdi'nin ABD dahil tüm yabancı güçlerin ülkeden çıkarılmasını öngören yasa tasarının mecliste kabul edilmesi için ciddi şekilde çalışacakları sözü verdiğini ileri sürdü.

DOĞRUDAN ÇATIŞMA ENDİŞESİ

ABD, 3 Ocak gece saatlerinde Bağdat Havalimanı'nda İran Devrim Muhafızları'na bağlı Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi Mühendis'in araç konvoyuna hava saldırısı düzenledi. Saldırıda her iki komutanla birlikte Haşdi Şabi ve İranlı askeri yetkililerden toplam 10 kişi öldü. Bu gelişmeyle birlikte her iki taraf da savaş durumuna girdi.

2 GÜVENLİK ANLAŞMASI İMZALANDI

ABD'nin, başka ülkelere asker göndermek için farklı güvenlik taahhütlerin yer aldığı ve askerlerinin durumunu belirten anlaşma mekanizmasına "Kuvvetler Statüsü Anlaşması (SOFA)" ismi veriliyor. Irak'ta Mart 2003'ten Ağustos 2010'a kadar askeri operasyonlar yürüten ABD, Kasım 2008'de Irak ile içerisinde farklı askeri taahhütlerin bulunduğu stratejik 2 anlaşma imzaladı.

Dönemin Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari ve ABD'nin Bağdat Büyükelçisi Ryan Crocker'ın imzaladığı ve 2004'te yürürlüğe giren anlaşmalara, "Stratejik Çerçeve Anlaşması" ve "Stratejik Güvenlik Anlaşması" adı verildi. SOFA anlaşması kapsamında imzalanan anlaşmalarda ABD'nin Aralık 2011'e kadar ülkedeki tüm askerleri çekmesi taahhüt ediliyordu. Stratejik Çerçeve Anlaşma'nın İşbirliği Prensipleri adı altındaki birinci bölümün 3 ve 4'üncü maddelerine göre Irak merkezi hükümetinin çağrısı üzerine ABD'nin ülkede geçici askeri varlık gösterdiği, Irak'ın egemenliğine de saygı duyulması gerektiği belirtiliyor.

Anlaşmada ayrıca, ABD Irak kara, deniz ve hava sahasını başka ülkelere saldırmak için kullanmaması, kalıcı askeri üssün veya askeri varlık talebinde bulunmamasına yer veriliyor.

ABD'Lİ ASKERLERİN VARLIĞI DEVAM ETTİ

Terör örgütü IŞİD'in 10 Haziran 2014'te başta Musul olmak üzere Irak topraklarının üçte birini ele geçirmesi üzerine ABD, Irak ile daha önce imzaladığı 2 anlaşmaya binaen yeniden harekete geçti. Dönemin ABD Başkanı Barack Obama, 19 Haziran'da Beyaz Ev'de yaptığı basın toplantısında, ABD'nin direkt çatışmalara katılmayıp kendi diplomatik misyonlarını korumak ve Iraklı güvenlik güçlerine danışmanlık ve yardımda bulma maksadıyla 300 askerin gönderilmesine karar verildiğini duyurdu. Obama, 7 Ağustos 2014'te de Musul'un Sincar Dağı'nda mahsur kalan Ezidilerin IŞİD'in kuşatmasından kurtarılması için sınırlı seviyede hava saldırılarının düzenlenmesine karar verdiklerini açıkladı. Bu gelişmeyle birlikte ABD'nin Irak'taki askeri nüfuzu hem karada hem de havada artmaya başladı.

Irak topraklarının büyük oranı Aralık 2017'de terör örgütü IŞİD'den alındı ancak sayıları 5 bin üzerinde çıkan ve ülkenin farklı bölgelerine konuşlanan ABD'li askerlerin varlığı devam etti.

Haber Ara