Beşşar Esed rejimi, milyonlarca Suriyelinin yerinden edildiği ülkede yarın sözde rakiplerin halkla temas kurmadığı göstermelik bir "devlet başkanlığı" seçimi düzenliyor.
Rejimin Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad'ın "Amerika'daki seçimlerden 1000 kat daha iyi" diye tanımladığı süreçte, anayasa mahkemesi kararıyla adaylıkları ilan edilen 3 ismin yarıştığı iddia ediliyor.
Rejimin yasalarına göre 16 Mayıs'ta başlayan kampanyaların süresi sabah TSİ 07.00'de sona erdi.
Söz konusu dönemde rejim lideri Esed, bazı gazetelere demeç vermek dışında halkla buluşabileceği herhangi bir etkinlik düzenlemedi.
Aynı şekilde kendilerini "ulusal muhalefet"in parçası olarak tanımlayan Mahmut Ahmet Meri ve kamuoyunun tanımadığı Abdullah Sellum Abdullah, "aday" adı altında birkaç rejim medyasına görüş bildirdi.
Meri ve Abdullah, uluslararası kayıtlara da geçen büyük katliamlar gerçekleştiren rejim ordusuna övgülerde bulundu. Buna karşın Esed'e dair eleştiri içerikli hiçbir beyanatları olmadı.
Rejim "adaylarının" sosyal medyadaki durumları kendilerini ele veren bir diğer gösterge oldu.
Abdullah'ın kampanya yürüttüğü Instagram hesabını sadece 33, Facebook sayfasını ise 300 civarı kullanıcı takip ediyor.
"TogetherSYR" Twitter hesabı üzerinden kampanya yürütüyormuş gibi görünen Meri'yi ise buradan 100'ün altında kullanıcı takip ediyor. Merin'in Facebook'ta ise 3 bin kadar takipçisi var.
Çeşitli medya kuruluşlarına da söz konusu sürede açıklamalarda bulunan Abdullah ve Meri, Esed rejimini suçlayacak ifadeler kullanmazken Suriye halkının yarsından fazlasını yerinden eden ve evlerini bombalayan rejim ordusuna ise övgüler yağdırdı.
Esed ise seçim paylaşımlarını Facebook'ta 135 bin kullanıcının takip ettiği görülen "Umut çalışmakla olur" hesabından yaptı.
Yönetimi tekelinde tutan Baas Partisi de kamu çalışanlarını ve rejim milislerini toplayarak bazı yerel programlar tertiplemek suretiyle Esed için destek oluşturmaya çalıştı.
AA'nın rejim kontrolündeki Humus'tan elde ettiği görüntülerde, kent merkezinde Esed'in posterleri dışında bir şey yer almıyor.
Rejimin yoğun bombardımanlarında harabeye dönen Humus merkezinin fazlasıyla sakin olduğu da dikkati çekiyor.
Babası Hafız Esed'in ölümünün ardından 2000 yılında yönetimi devralan Esed'in, en son Haziran 2014'te gerçekleştirilen sözde devlet başkanlığı seçiminde oyların yüzde 88,7'sini aldığı ilan edilmişti.
2011 öncesi nüfusu 22-23 milyon civarındaki ülkede, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin (BMMYK) verilerine göre, 6,6 milyon Suriyeli ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisine (OCHA) göre, 6 milyon 702 bin kişi ise ülke içinde yerinden edildi.
Halihazırda, Suriye halkının yarıdan fazlasının göstermelik seçimde oy kullanması teknik olarak mümkün değil.
Bombardımanlarla milyonlarca sivili yerinden eden Esed rejimi, sözde seçimi sadece kontrolündeki bölgelerde düzenleyecek.
Kullanılacak oyların tasnif ve sayımını da rejim mensupları yapacak.
Sandık görevlileri, rejim yasaları gereği Baas Partisi mensubu olması gereken ve büyük çoğunluğu öğretmen olan kamu çalışanlarından oluşacak.
Kuzeyde muhaliflerin kontrolündeki bölgelerde rejimin göstermelik seçimleri protesto edilmeye devam ederken, YPG/PKK farklı bir yöntem izliyor.
Terör örgütü, rejimin Kamışlı ve Haseke'de kontrol ettiği alanda kuracağı sandıklara ulaşmak isteyen vatandaşlara engel çıkarmayacağını ilan etti.
Örgüt, kendi işgalinde tuttuğu topraklarda ise sandık kurulmasına izin vermeyecek.
Suriye muhalefeti gayrimeşru ilan ettiği seçimde rejim kontrolündeki bölgede halkı süreci boykot etmeye çağırdı.
ABD ve çoğu Avrupa Birliği (AB) ülkesi de sürecin "adil" ve "serbest" olmadığına vurgu yaparken Rusya ve Çin rejimin seçimine destek veriyor.
Meşruiyet arayışındaki Esed rejimi "dost olarak" nitelediği Rusya, İran, Çin, Venezuela, Cezayir, Umman, Moritanya, Küba, Belarus, Güney Afrika, Ekvador, Nikaragua, Ermenistan ve Bolivya'dan yarın için gözlemci talebinde bulunmuştu. Rejim ve destekçileri BM sürecini hiçe saydı
Esed rejiminin meşruiyet aradığı göstermelik seçimler Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarını da hiçe sayıyor.
BMGK'nin, Aralık 2015'te kabul ettiği 2254 sayılı kararda, "Cenevre süreci" olarak adlandırılan görüşmelerin gündemi ve yol haritası belirlendi.
Buna göre, bir geçiş yönetimi kurulması, anayasanın yeniden yapımı, seçimlerin düzenlenmesi öngörülüyor.
Ancak rejim geçiş yönetimi kurulmasına yanaşmazken Anayasa Komitesi çalışmalarının başlamasına da yıllardır engel çıkartıyor.
Rusya ve İran ise söylemlerinde Komite çalışmalarını desteklediklerine yer verse de rejim üzerinde nüfuz kullanmaya yanaşmıyor.