Suriye'deki iç savaşta 979 insani yardım çalışanı hayatını kaybetti
Suriye'de iç savaşın başladığı Mart 2011'den 20 Aralık 2019'a kadar geçen sürede 882'si Esed rejiminin, 97'si Rusya'nın saldırılarında olmak üzere toplam 979 insani yardım çalışanı yaşamını yitirdi.

Oluşturma Tarihi: 2019-12-25 10:19:03

Güncelleme Tarihi: 2019-12-25 10:19:03

Suriye İnsan Hakları Ağı'nın (SNHR) raporuna göre, Mart 2011- 20 Aralık 2019 döneminde Esed rejimi 882, Rusya ise 97 insani yardım çalışanının hayatını kaybetmesine sebep oldu.

Toplam 979 yardım gönüllüsü hayatını kaybederken, onlara ait tesis ve araçlar bin 44 kez Esed rejimi, 403 kez Rus güçleri tarafından hedef alındı.

Rejim, toplam 3 bin 847 insani yardım çalışanını alıkoydu, bunlardan bir kısmını ise zorla kaybettirdi.

Rejim güçleri ayrıca, yerel ve uluslararası kuruluşların sivillere yardım götürmesini ve sağlık hizmeti vermesini engellemek için kontrolündeki bölgelerde bulunan yardım merkezlerini bombaladı.

İnsani yardım çalışanları hayati tehdit altında

"Suriye rejiminin barbarlık düzeyi birçok zorba ve diktatör rejimin fersah fersah ötesine geçmiştir." denilen raporda, engelleme ve kısıtlamaların dışında, yardım çalışanlarının tutuklanması, yargılanması ve bilinçli olarak hedef alınmasının yaygın olduğu ifade edildi.

Raporda, ülkede yerli ve uluslararası yardım çalışanlarının sürekli hayati tehdit altında görev yaptıkları vurgulandı.

Rusya'nın 30 Eylül 2015'te Suriye'ye müdahalesinin ardından sağlık ve Sivil Savunma (Beyaz Baretliler) merkezlerini bilinçli olarak hedef aldığı, konvoyları bombalayarak veya seyahatlerine mani olarak yardımların hedefine ulaşmasına engel olduğunun altı çizildi.

Halep'te insani yardım konvoyuna yapılan saldırı

SNHR raporunda, 19 Eylül 2016'da Halep'in Urum el Kübra banliyösünde Suriye Kızılayı'na ait yardım konvoyuna yapılan ve 18 kişinin ölümüyle sonuçlanan hava saldırısına da değinildi.

Saldırıyı rejimin düzenlediğinin belirtildiği raporda, Birleşmiş Milletlerin (BM) olaya dair yaptığı soruşturmanın yetersiz kalması, sorumluların uluslararası yargı önüne çıkarılması için gerekli adımların atılmaması ve saldırının sorumlularına doğrudan işaret edilmemesi eleştirildi.

Savaş suçu kapsamında

İnsani yardım konvoyuna bilinçli ve planlı bir saldırı düzenlenmesinin "savaş suçu" olduğuna işaret edilen raporda, suçun cezasız kalmasının Esed güçlerini ve Rusya'yı bu tarz eylemleri sürdürmekle ilgili teşvik edeceğine dikkat çekildi.

Savaş hukukunu düzenleyen Cenevre Sözleşmesine göre, savaş zamanında sağlık birimleri, sağlık personeli, insani yardım ve barışı koruma görevi yapan kişi ve kuruluşlara yönelik bilinçli saldırıların açıkça "savaş suçu" sayıldığının anımsatıldığı raporda, sorumluları cezalandırmanın Uluslararası Ceza Mahkemesinin görevi olduğu vurgulandı.