İdlib gözlem noktalarına yönelik saldırılar zinciri 2018 Ocak ayında askeri konvoya yönelik saldırıda bir sivil görevlinin öldürülmesiyle başladı, bu süreçte çok fazla havan saldırısı yapıldı ve şehit verildi.
"SAVAŞ DEĞİL, YÜKSEK YOĞUNLUKLU ÇATIŞMA"
Euronews'ten Menekşe Tokyay'a konuşan 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Milli Güvenlik ve Dış Politika Araştırmaları Merkezi Başkanı ve emekli albay Erol Bural, "Suriye'nin İdlib bölgesinde özellikle son bir haftada yaşananların savaş seviyesinde olduğunu düşünmüyor, daha ziyade yüksek yoğunluklu çatışma olduğunu" söylüyor.
Bural, “Savaş olarak isimlendirmek uygun olmayabilir... Bu durumu daha çok yüksek yoğunluklu bir çatışma olarak niteleyebiliriz. Şehit verdik, yaralılarımız var. Geçen hafta zaten bir acı olay daha yaşamıştık. Onun üzerine Pazartesi beş askerimizin şehit olduğu saldırı yaşandı. Bu nedenle Türkiye'nin de bir cevabı olacaktır kaçınılmaz olarak. Bir yandan da Ruslarla görüşmeler de sürüyor. Hiçbir ülke çatışmaya girmek istemez. Mümkünse anlaşma yoluyla, ağırlıklı olarak diplomasiyle çözüm istenecektir. Ancak bugünkü saldırıya karşılık da cezalandırıcı bir cevap beklenmeli” diyor.
"REJİM ÇEKİLMEZSE HAREKATIN DOZU ARTAR"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde Esed rejimine ültimatom vermiş, “rejim şubat ayı içinde gözlem noktalarının gerisine çekilmezse gereği yapılacak” demişti.
Bural'a göre rejim şubat sonunda çekilmezse askeri harekatın dozu artabilir.
“Türkiye bu krizi bu yolla çözmek istediği için diplomasi kanalını açık tuttu, karşı tarafa süre verdi” diyen Bural, Türkiye'nin son dönemde İdlib'de güçlü bir yığınak yapmasının sebebini ise, rejimin İdlib şehir merkezine girmesini engellemeye yönelik diyor.
İDLİB'İN OLUŞTURACAĞI MÜLTECİ SORUNU ENDİŞELENDİRİYOR
Türkiye Pazartesi günkü saldırının ardından İdlib'e 100'ün üzerinde zırhlı araç daha konuşlandırdı.
Bural, “Sınırımıza gelen 1 milyon kişiden bahsediliyor. İdlib şehir merkezinde de 2 milyon insan daha var. Rejimin şehir merkezine girmesi demek, askeri taktik olarak hedef göstermeksizin uçaklarla hava harekatı yapması demektir. Bu yöntemle yerleşim yerlerini boşaltıp ardından ele geçirmek üzere bir taktik izliyorlar. İdlib'de yaşayanlar rejimin yoğun hava harekatının ardından Türkiye sınırına kaçacaklar. Bu da ilave en az 1 milyondan fazla insanın sınırımıza gelmesi demek. Böyle bir şey olursa büyük bir felaket olur” diyor..
9 YILLIK SAVAŞIN EN BÜYÜK İNSANİ FELAKETİ
Son iki haftada yaşanan çatışmalarda yaklaşık 150 bin Suriyelinin yerinden edildiği tahmin edilirken, yardım kuruluşları önlem alınmaması durumunda Suriye'de son 9 yılın en büyük insanı felaketinin yaşanabileceğine dikkat çekiyor.
Omran Stratejik Araştırmalar Merkezi'ne bağlı bir Suriye uzmanı olan Navar Şaban da aynı fikirde.
euronews Türkçe'ye konuşan Şaban, “Bir haftadır yaşananlar ve Pazartesi günü gerilimin yeniden tırmanması bir savaş deklarasyonu değil, ama şurası kesin ki bu tamamen yeni bir aşama ve bu aşamada da askeri etkileşim daha güçlü olacak” diyor.
TÜRKİYE SAHADAKİ UNSURLARI DAHA ÇOKD ESTEKLEYEBİLİR
Şaban, “Bu aşamada Türkiye daha fazla kara birlikleri ve askeri teçhizat gönderecek ve İdlib'de bulunan Ulusal Kurtuluş Cephesi'ni askeri olarak daha fazla destekleyeceği beklenebilir” diyor.
"PUTİN ARAYA GİRECEK"
Merkezi Ankara'da bulunan Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı'ndan (TEPAV) güvenlik uzmanı Dr. Nihat Ali Özcan ise, "önümüzdeki dönemde Putin'in araya girerek ortalığı sakinleştireceğini, ancak sürecin bir savaş boyutuna ulaşmayacağını" düşünüyor. Özcan, “Esad Putin'in bilgisi çerçevesinde yapması gerekenleri yaptı. Argümanı da belli: M4-M5 karayollarının açılması. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de buna itiraz etmeyecektir” diyor.
Uzmanlar kısa süre içerisinde Putin ile Erdoğan arasında ikili bir zirve beklentisi içerisinde. Güvenlik uzmanı Özcan, Rusya ve Türkiye ilişkilerinin önemine dikkat çekiyor:
“Putin büyük ihtimalle bir orta yol bulacaktır. İdlib yüzünden Ankara-Kremlin ilişkilerinin bozulmasını beklemiyorum. Esad ise bundan sonra ilk fırsatta sahada kalan kısmı çözmeye çalışacaktır, yani İdlib şehir merkezine girip Türkiye sınırına kadar olan bölümdeki silahlı unsurların ve sivillerin geleceğiyle ilgili konuları önce soğumaya alarak sonra yeni gelişmelere göre adım atacaklardır.”