İsrail ile Suriye'nin geçmişten bugüne devam eden çatışması dinmiş değil. Geçtiğimiz gün yine İranlı generallerin öldürüldüğü Suriye'nin başkenti Şam, dünya gündeminde yeniden öne çıktı.
Uluslararası istihbarat örgütlerinin kaynaştığı ülkede operasyonlar düzenlemeye devam eden İsrail istihbarat servisi MOSSAD'ın bir ajanı bölgenin geçmişinde derin bir iz bıraktı.
Eğitimci Sadık Gültekin, Suriye rejimini yıllarca parmağında oynatan MOSSAD ajanının hikayesini yazdı...
KİMLİĞİ DEĞİŞTİRİLİP SURİYE'YE SOKULDU
Orduda görevliyken MOSSAD'a başvurdu, kabul edilmedi. Bunun üzerine ordudan istifa etti. İki yıl aradan sonra MOSSAD, Suriye için aradığı türden ajan bulamadığı için eski dosyaları tekrar karıştırmaya başladı. Bu kez şansı yaver gitti, MOSSAD geri çağırdı. Eğitimlerde zorlanır, onu ‘tutuk' bulurlar, sonradan açılır. Kimliği değiştirilir, önce Arjantin'e oradan da Suriye'ye gönderilir. Zengin rolü oynar, çok para saçar. Sosyeteye kendini sevdirir, devletin üst kademeleri ile yakınlık kurar, güven telkin eder.
SURİYE ORDUSUNA İLGİNÇ TEKLİF
Suriye siyasetinde yükselen ve söz sahibi olan bir kişi konumuna gelir. Bu sırada bilgileri MOSSAD'a geçmeye başlar. Futbola çok düşkün olduğundan, zaman zaman maç yorumları da gönderir. Bu durum amirlerini endişelendirse de çok fazla üstüne gitmezler. Düşman topraklarındaki başarılı bir ajanın küçük şımarıklıkları olarak görürler. Suriye ordusuna yakın bir yerde ev kiralar ve verici yardımıyla İsrail'e bilgileri ulaştırır. Gönderdiği sinyaller, Suriye ordusunun sinyalleri ile karıştığından dikkat çekmez, kendini bu şekilde kamufle eder. Suriyeli askeri yetkililer ile Golan tepelerini ziyareti sırasında, “Zavallı askerleri güneş altında niye bekletiyorsunuz, nöbet tutulan yerlere ve cephaneliklerin etrafına ağaç dikin, hem askerler gölgelensin hem de saldırı filan olursa kamufle olurlar” diye akıl verir.
RUS DESTEĞİYLE YENİLENEN ORDU
Bu akla uyan Suriyeliler, en kritik mevzilere Okaliptüs ağaçları dikip, Altı Gün Savaşları sırasında İsrail uçaklarına hedef olurlar ve Golan tepelerini iki gün içinde kaybederler. 1965 yılında Rusya, Suriye'ye askeri yardımda bulunur. Bu süreçte ordunun demode olmuş haberleşme sistemi de yenilenir. Kontrollerin yapılabilmesi için bütün ordunun iletişimi 24 saatliğine durdurulur. Ordu iletişiminde en ufak bir hareketlilik yokken, o sırada belli belirsiz bir sinyal fark edilir. İstihbarat konumunu bulmaya çalışırken yayın kesilir.
MOSSAD AJANI OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI
Hükümete böylesine yakın ve gelecek kabineye bakan adayı olan birisinin lüks evinden böyle bir sinyal gelmesine anlam verilemez. Temkinli davranılır ve beklemeye başlanır. Çok geçmeden verici akşam saatlerinde tekrar devreye girer. Sabah saat 8'de eve baskın yapılır. Evde yapılan aramalarda çok sayıda gizli belge, doküman, gizli vericiler ve fotoğraf makineleri ele geçirilir. Başlangıçta birçok kişi bunu kabul edemese de onun bir MOSSAD ajanı olduğu anlaşılır. Sorgusu sırasında merkeze mesaj yollanmaya mecbur bırakılır.
CANLI YAYINDA ASILDI
Önceden kararlaştırılmış bir şifre sayesinde, yakalandığı MOSSAD tarafından anlaşılır. Derhal mahkemeye çıkarılır. Mahkeme aslında bir tiyatrodur; savcı yoktur, savunma avukatı yoktur. Mahkeme heyetinin başkanı hem savcı hem de hakimdir. Hakim, tek bir cümle söyler; “savunmanı yürütecek birine ihtiyacın yok, satılmış basın senin tarafında, devrimin bütün düşmanları zaten seni savunuyor!” der. Tel Aviv derhal devreye girer, elinde tutuklu olan binlerce Arap esirin serbest kalması karşılığında iadesini talep eder. Dünyanın dört bir yanından af talepleri yağar, imza kampanyaları düzenlenir, sonuç değişmez. 18 Mayıs gece yarısı canlı yayında idam edilir. İdam edildiği akşam eşi kendini öldürmeye kalkışır, fakat hastanede kurtarılır. Naaşı günlerce meydanda asılı kalır. Kolunda, karısının hediye ettiği saat ile asılır.
"CASUSLARIN TANRISI" DİYE ADLANDIRILDI
Yıllar sonra internette saatin satışa çıkarıldığını fark eden MOSSAD, saati satın alır. Karısı, saatin MOSSAD'da kalmasının daha uygun olacağını düşünür, saati MOSSAD'a iade eder. Saatinin getirilmesi bile İsrail açısından büyük bir zafer olarak değerlendirilir. İdamının üzerinden 59 yıl geçmiş olmasına rağmen, onu ne İsrail ne de Suriye unutabildi! İsraillilerin “Casusların Tanrısı” diye adlandırdıkları Eli Cohen, Kemal Emin Sabit takma adıyla 1962-1965 yıllarında Suriye'nin başkenti Şam'da görev yaptı ve 18 Mayıs 1965'te 41 yaşında idam edildi…