Suriyeli gruplar arasında kriz
Suriyeli muhalif gruplar ile ŞFC arasında, Türkiye sınırındaki İdlib ilinde çatışmalar çıktı...

Oluşturma Tarihi: 2017-01-27 00:36:12

Güncelleme Tarihi: 2017-01-27 00:36:12

Anadolu Ajansı'nın haberine göre; Beşşar Esed rejimi karşıtı bazı gruplar arasında Astana'da 23-24 Ocak'ta düzenlenen toplantıya katılım konusunda iki hafta kadar önce başlayan tartışma ve ihtilaflar bazı yerlerde çatışmaya dönüştü.

Gelişmeler, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) ve Türkiye'nin terör örgütü kabul ettiği (eski adıyla Nusra Cephesi olan) Şam'ın Fethi Cephesi'nin (ŞFC) Astana'da kendisine karşı kararlar alınacağı beklentisi nedeniyle yığınak yapmasıyla başladı.

ŞFC karşısında Mücahitler Ordusu (Ceyşü'l Mücahidin), kontrol ettiği bazı bölgelerden çekilip kendisini feshettiğini ve Ahraru'ş Şam'a katıldığını duyurdu.

Ardından, Suriyeli muhalif gruplardan Şam'ın Şahinleri (Sukuru'ş Şam), ŞFC'ye karşı savaş ilan etti. Astana toplantısına katılanlardan Şam Cephesi (Ec-Cephe eş-Şamiye) ve Festakim Birliği (Tecemmu Festakim) de destek verdi.

Bunun üzerine, Şam Şahinleri, ŞFC ile batı Halep ve İdlib'in güneyinde çatışmaya girdi.

Çatışmalar kısa süre sonra dururken, ŞFC ile karşı karşıya gelen söz konusu 4 grup ile İslam Ordusu'nun (Ceyşü'l İslam) İdlib'de konuşlu kolu ve Şam Devrimcileri (Suvvaru'ş Şam) adlı oluşumlar, sahadaki en büyük muhalif grup Ahraru'ş Şam'a katıldı.

Ahraru'ş Şam, rejime karşı birleşilmesi gerektiğini savunuyor

Ahraru'ş Şam, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, kendisine katılan gruplara herhangi bir saldırı yapılmamasını isteyerek saldırı halinde savaşacaklarını duyurdu. Ülkenin kuzeyinde konuşlu yaklaşık 18 bin savaşçısıyla en büyük silahlı muhalif grup durumunda olan Ahraru'ş Şam, ŞFC ve diğer gruplar arasında "radikal olan-olmayan" ayrımı yapılmasına karşı olduğunu, rejime karşı birleşilmesi gerektiğini savunuyor. Ahraru'ş Şam Astana toplantısına katılmamıştı.

ŞFC ile karşı karşıya gelen ve Ahraru'ş Şam'a katılan 6 grubun temsilcileri ise Astana toplantısına giden askeri askeri gruplar arasında yer almıştı.

Astana toplantısında Türkiye, Rusya ve İran tarafından kabul edilen deklarasyonda, "IŞİD/DEAŞ ve El Nusra'yla ortak mücadele etmek ve askeri muhalif grupları bunlardan ayırmak konusunda kararlılıklarını yineledikleri" ifadesi kullanılmıştı.